Aile hekimleri başta olmak üzere, görev yapan hekimler ve sağlık çalışanları içinde baş gösteren rahatsızlık uzun zamandır sürüyor. Hekimler ve sağlık çalışanları seslerini duyurabilmek için zaman zaman meydanlar iniyor.
Bazı doktorların çalıştıkları hastanelerden istifa ettikleri ve yurt dışında çalışma çabası içine girdikleri de ifade ediliyor.
İzmir’deki Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde bir araya gelen hekimler, “Yaşamak ve Yaşatmak İstiyoruz”, “Bakan Fahrettin Bizi Mahfettin”, “Emek Bizim Söz Bizim” sloganları attı. “Oyalama Değil Haklarımızı İstiyoruz” yazılı pankart taşıyıp, alkışlarla protesto gösterisi yapan hekimler, özlük haklarına yönelik düzenlemenin acilen gündeme alınmasını istedi.
İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Lütfi Çamlı’nın açıklamaları da şöyle
“Sağlık çalışanlarının uzun yıllardır devam eden sorunları vardı. Özlük hakları ekonomik hakları ve çalışma hakları konusunda. Ama bunlar hep görmezden gelindi. Pandemi sırasında bu sorunların ne kadar can yakıcı olduğunu hep birlikte gördük. Pandeminin başından beri özveri ile yaşamlarını riske atarak olumsuz çalışma koşullarında günlerce gecelerce sağlık hizmeti veren sağlık emekçileri sonunda korunamadılar. Bir test ve maske bile onlara çok görüldü. Covid oldular, hastalandılar, 500’den fazla arkadaşımızı kaybettik. Buna karşın covid bir meslek hastalığı da sayılmadı. Bu özverili çalışmaya rağmen uygulanan sağlıkta dönüşüm politikaları sonucunda kışkırtılmış bir sağlık talebinin yarattığı sağlıkta şiddet de durmadı. Anlayışsız yöneticilerin liyakatsız atamaları, mobbingleri de bizi iyice yıldırdı. Buna karşın açlık sınırının biraz üstünde reva görülen ücretlerimizle, son dönemde artan ekonomik krizin de çok belirgin hal almasıyla sağlık emekçileri tükendi. Meclisin açılması ile özlük haklarımıza yönelik düzenlemelerin acilen gündeme alınmasını talep ediyoruz. Sunulan tasarıdan daha geri bir düzenlemeyi asla kabul etmeyeceğimizi, üretimden gelen ve emeğimizden aldığımız gücümüzü kullanmaktan kaçınmayacağımızı bir kez daha hatırlatıyoruz. Ne İstiyoruz; ekonomik ve özlük haklarımızla ilgili yeni yasa tasarısının en kısa zamanda meclise sunulmasını istiyoruz! Ücretlerimize gerçek enflasyon ve yapılan zamların üzerinde zam istiyoruz! Döner sermaye veya performans değil; emekliliğimize yansıyan, insanca yaşayacağımız tek ücret istiyoruz! 7200 ek gösterge ve yılda 120 gün yıpranma payı istiyoruz! COVID-19’un meslek hastalığı sayılmasını istiyoruz! Sağlıkta yeni bir şiddet yasası istiyoruz! Bütün bu taleplerimizi duymayan, görmeyen, ama yeri geldikçe bizi balkonlardan alkışlayıp ‘sizin hakkınız ödenmez, sizler bizim kahramanımızsınız’ diyen yöneticileri biz buradan tüm gücümüzle, samimiyetimizle alkışlamak istiyoruz.”
Asistan hekimler arsında da rahatsızlıklar tavan yapıyor. Asistan hekimlerin rahatsızlıklarını dile getirdikleri açıklamaya da bakalım:
“Polikliniklerde, servislerde tek başımıza çoğu zaman yalnızca akranlarımızdan öğrendiğimiz yaklaşımlar ile koca yükler sırtlıyoruz. Hasta yakınlarının ilk muhatabı olarak şiddete maruz kalıyor, çoğu zaman dinlenme arası dahi vermiyor, 24 saatlik nöbetlerimizi tuttuktan sonra da çalışmaya devam ettiriliyoruz. İyi bir eğitim süreci geçirmek için ne zaman, ne istek ne de gücümüz kalıyor. Sorunları dile getirdiğimizde ‘öğretmemek’ eğitim süresini uzatmak, fazla nöbet yazmak gibi birçok tehditle karşı karşıya kalıyor, mobbinge uğruyoruz ve zorlu yollardan gelerek ulaştığımız eğitim hakkımızdan vazgeçmemek için susmak zorunda bırakılıyoruz (veya kalıyoruz). Mesleğimizin ve yaşımızın en değerli zamanları; bazılarımızı hiçbir ruhsal sorunu yok iken tükenmişlik, değersizlik, depresyon gibi sorunlara iten, bazılarımız için de çıkmazlarının üzerine çıkmaz ekleyen ve hatta intihara giden bir döneme dönüşüyor. Artık herkesin bildiği ama sustuğu bu düzeni devam ettirmeye gücümüz yok. Ama dönüştürme, değiştirme gücümüz var. Tüm hekimlere çağrımızdır, gelin hep birlikte dönüştürelim.”
Bir önemli konu da son günlerde doktorların karşı karşıya kaldığı şiddet durumudur.
Son günlerde doktorlara yönelik şiddet eylemlerinin artması 500 üyesi bulunan Bursa Aile Hekimliği Derneği’ni harekete geçirdi. Dernek, ‘Aile Hekimine Dokunma’ adı verilen proje kapsamında, aikido dersi vermeye başladı. Dernek üyesi erkek ve kadın hekimlere haftanın 2 günü 2’şer saat savunma sporu olarak bilinen aikido dersi veriliyor.
Yapılan açıklamalarda şu konulara vurgu yapılıyor:
“Vatandaşlara sağlık hizmeti, şifa sunan sağlıkçılara yönelik şiddetin kabul edilmesi mümkün değil, devlet bunun için etkili yasal önlemler almalıdır. Göstermelik tedbirlerle bunların önlenemediği artık çok açık. Devlet çalışanlarını korumalı ve gerçekçi bir şekilde onların güven içerisinde hizmet yapmalarına olanak sağlamalıdır. Bu kapsamda üyelerimizin karşısındaki kişiye zarar vermeden kendilerini savunmaları için aikido dersi almalarını sağlıyoruz.” Sağlıkçılara yönelik şiddete dikkat çekme amacıyla böyle bir çalışma yaptıklarını belirten Doktor Mehtap Aslan ise “Dövüldük, öldürüldük, saçımızdan sürüklendik. En son geçtiğimiz hafta Erzurum’da bir meslektaşımız bıçaklandı. Bizler de aile hekimleri olarak Bakanlığa seslendik, milletvekilleriyle görüştük. Baktık olmuyor, saldırılara karşı savunmaya geçelim dedik. Biz dayak yemek istemiyoruz, karşımızdakine de zarar vermek istemiyoruz, çünkü halkın sağlığı için uğraşan insanlarız. Şiddetin sona ermesi için vicdanlarına sesleniyorum, insanları insan olarak görelim. Sağlıkçılar da birer insandır.”
Bir yanıt yazın