Şark despotizminin, tüm olumsuz koşullara karşın, iktidar kalmasının sırrına aydınımız, bir türlü akıl erdiremez.
Benimde akıl erdirdiğim pek söylenemez.
Batıdaki despotizm ile Şark Despotizmi arasında çok farklar var.
İktidar müştemilatı ile vardır. Şark despotizminde sadece dini etnik söylemlerden giderek iktidarda kalınmaz.
İktidarda kalmanın örgütlü arka planı vardır.
Yunanlı tarihçi Thukydides’in, MÖ 6. ve 7.yüzyılda, Yunanistan’da ve onlara tabi olan İtalyan kolonilerinde, ortaya çıkmış ve nesiller boyu hüküm sürmüş tiranlığı anlatır.
Yunan şehirlerinde, bu tiranlar, kendi güvenliklerinin sağlanması, ailenin büyüyüp çoğalmasını esas alarak bir aile ile bütünleşmiş bir iktidar kurarlardı.
Bu günkü despotların da aileleri ve örgütlü çevreleri ile var olabildiklerini biliyoruz.
Sivil toplum örgütlerini yok ederek veya yok sayarak, tarikatlar gibi kitle ve çıkar örgütlerine bağlı olarak vardırlar.
İktidar patronajları ile birlikte yaşam sürerler.
Sandığımız gibi despotun çevresindeki şakşakçılar, eğitimsiz, bilgisiz ya da akılsızdırlar.
Şark despotunun çevresinin oluşmasında, ya da örgütlenmesinde kural; despot tarafından özenle seçilmiş, itaatine ve biatte kusuru olmayan kimselerdir.
Biat sistemi en alt kesimden en üstekine doğru, bir silsile takip eder.
En alttaki bir üste, bir üsteki onunda üstüne, üstünün de üstü despota ulaşmak üzerine kurulu bir düzendir.
Despotun şakşakçıları, sıradan kişiler değildir. Despota yanlış yapmaması için, despotun canını sıkmadan, bazı doğruları despota anlatabilen yetenekte ve bilgidedir.
İdeal Şakşakçı, dengeleri gözeterek, tarikatlar ile olan bağlantılarda ki çıkarlarda, hassas davranarak, despotun yanında bulunur.
Zaten tarikat önderleri genelde şirket ve ticarethane sahibidir. Şirketler ile ilişkiler de tarikat içinde var olan iş adamları üzerinde kurulur.
Tüm çıkarlar, despotun, iktidarda kalması dengesine oturtulur.
Despotun örgütü, sadece parti değildir. Partinin de içinde olduğu diğer, dini ve ticari örgütlerdir.
Kitlesel dini örgütlenmelere, bir başka etnik siyaset yapan, partiyi ilave ettiğinizde, halka karşı örgütlenme tamamlanmış olur.
Çıkara bağlı etnik ve dini örgütlenmedir, iktidar.
İktidar olma; bir örgütlenmenin sonucudur. Meşruiyetin kaynağı olan oy arkasından gelir. Bazen gelemese de olur. Çünkü örgüt vardır.
Bu örgütleme, kimi düşman kategorisinden sınıflandırırsa, onlar, kendilerinin düşman olmadığını, hatta kendilerinin iktidardan daha çok halkın yanında olduklarını, halka anlatmak ile ömür geçirirler.
İktidar, örgütlenme işidir. Söylem örgütlenme işinin tamamlayıcıdır.
Dünyanın en iyi söylemini de geliştirseniz, kılcal damarlara hükmeden örgüt yoksa işe yaramaz. 5 Ocak 2022
Bir yanıt yazın