İHTİKÂR VE STOKÇULUK
DİB’e ve din insanlarına da güven sıfırlandı ya!
Suç ve kabahat kimin? Elbette kendilerine din adamı denen kesimin, davranışları. Son yıllarda çocuklara tecavüz, lüks yaşamalar, ülkenin kurucusuna ve cumhuriyete karşı olumsuz tutumları, verilen fetvaların halkta karşılık bulmaması.
Sn. DİB başkanı Ali Erbaş buyurmuşlar: “Stokçuluk ve ihtikâr yapmak dinimizde haramdır.”
Bu söz, Kur’an ifadesine göre elbette doğrudur.
Görklü Tanrı elbette haksız kazancı kabul etmiyor.
Nas bu iken Sn. Erbaş’a soralım.
Yoksul halkın vergileriyle alınan milyonluk lüks araçlara binmenin, lüks yaşamanın, lüks binaların ve dini yapıların olması da HARAM değil mi?
Milyonlarca insan yoksulluğun pençesinde kıvranırken, kasabın, lokantanın yolunu unutmuşken, derme çatma gecekondularda otururken; saraylar yaptırmanın dinde yeri nedir acaba?
Yoksul halkın, zam ve pahalılık altında ezilirken, üç-beş yerden maaş almanın dindeki yeri nedir Sn. Başkan?
Zengini daha zengin eden, fakiri daha fakirleştiren ekonomik sisteme de isyan edip, bunları da güzel lisan ile dile getirebilseydiniz; başımın üstünde yeriniz vardı Sn. Başkan.
Fakir-fukaranın çocuğu hak ettiği sınavları, sırf bazılarının soruları çalarak bedavadan kazanmalarının da karşısında durabilseydiniz!
Keşke alınterine saygı duyup, asgari ücretin pazarlığı olmaz. Geçinecekleri ve insanca yaşayacakları para mutlaka verilmelidir diyebilseydiniz, yeriniz başım üstü olurdu.
Bakanlığına eşinin şirketinden usulsüzce ve pahalıca dezenfektan almanın da ihtikar olduğunu ve HARAM olduğunu yüreklice söyleyebilseydiniz!..
Elbette stokçuluk günah, haram ve insanlık suçu!.
Herkes de biliyor ki stokçuluk ticaretin, ahlaksız hali.
Ama bütün bunların yanında devletin parasıyla lüks yaşamak, Hz. Peygamber deveye biner sünnetini terk ederek, milyonluk lüks araçlara binmek de Haram değil mi bay başkan?
Lütfen sakala göre tarak politikasından vaz geçin.
Oturduğunuz yüce ve ulvi makamın gereğini yapın.
Yaşantınızda da, beyanlarınızda da, fetvalarınızda da elif gibi dosdoğru olunuz.
Olunuz ki, yeriniz başımızın üstü olsun.
Ben şahsen o makamın da, oraya oturan başkanlarında sosyal medyada alay konusu olmasına ve olumsuz yorumların hedefi haline gelmesine razı değilim.
Yıpranan sade siz değilsiniz. Sizin şahsınızda yüce İslam’da yıpranmakta ki, buna hakkınız yok.
Bilmem anlatabildim mi?
Esen kalınız. Nazım PEKER
Bir yanıt yazın