Prof. Dr. Hakkı Keskin 8.12.2021
Siyaset Bilimci, Almanya Parlamentosu ve Avrupa Parlamenterler Meclisi Eski Üyesi
Almanya`da Gelişmiş Demokrasi Örneği
İki ay önce Almanya’da yapılan seçimlerde ortaya çıkan sonuç, Sosyal Demokrat ve Hristiyan Birlik Partilerinden oluşan büyük koalisyon hükümetinin devam etmesini, ya da Sosyal Demokrat Parti (SPD) Başbakanlığında Birlik/Yeşiller ve Liberal Partiden oluşan üçlü bir koalisyon hükümetinin kurulacağını gösterdi.
Ne var ki özellikle Liberal Partinin, öteden beri izlediği üst gelir guruplarının çıkarlarına odaklı politikası nedeniyle bunun hiç de kolay olmayacağı görülüyordu. Liberal Parti vergi politikasında böyle bir düzeltme yapılmasına kesin olarak karşı olduğunu, hatta bunu partilerinin kırmızı çizgisi olarak gördüklerini açıkladılar.
Oysa oyların yüzde 26`sını alan Sosyal Demokrat Parti seçim programında, özellikle üst gelir guruplarının daha fazla vergi ödemelerini, bundan alt gelir kesimlerine destek sağlanmasını, böylece Almanya’da da giderek artan gelir dağılımındaki adaletsizliğin kısmen de olsa azaltılacağını önemle belirtiyordu. Asgari saat ücretinin 12 avro olması, emeklilik geliri düşük olan kesimlerin aylıklarının artırılması, özellikle de büyük kentlerdeki kira artışlarının kabul edilebilir bir düzeyde tutulması, Sosyal Demokratların önde gelen istemleriydi. Sosyal Demokratlar koalisyon anlaşmasında bu isteklerini başta saat ücretinin 12 avro, emeklilik ücretlerinin korunması ve kira artışlarına karşı önlemler olmak üzere büyük ölçüde kabul ettirdiler.
Bu konularda Birlik Partisi/Yeşiller`in de benzer istekleri bulunuyordu. Yeşillerin çok önem verdikleri ana konu, Dünya İkliminin korunması, Dünya`nın dördüncü büyük ekonomisi olan Almanya`nın, bu konuda diğer ülkelere de örnek olabilecek politikalar izlemesi, kömüre dayalı enerji üretiminin ivedi olarak sonlandırılması, elektrikli araçların yaygın olarak kullanılır duruma gelmesi ve teknolojiler geliştirerek alternatif enerji üretimine hız verilmesi öncelikli istemleri arasında bulunuyordu. Sosyal Demokratlar da Yeşillerin bu öncelikli istemlerine destek veriyorlardı. Yeşillerin bu istekleri de hükümet anlaşmasına yansıdı.
Liberal Parti yetkilileri gerçekte Hristiyan Birlik Partileriyle Koalisyon kurulmasına öncelik verseler de, seçimlerde büyük yenilgi alan bu partiler kendi iç sorunlarıyla uğraşmaya başladıklarından, Liberal Partinin bu eğilimi gerçeklikten uzaktı.
İki Ay Süren Koalisyon Görüşmeleri Anlaşmayla Sonuçlandı
Soysal Demokrat Parti, Birlik Partisi/Yeşiller ve Liberal Parti`den 300 politikacının katıldığı ve parti eksperlerinden oluşan 22 çalışma gurubunda yapılan Koalisyon görüşmeleri 24 Kasım’da sonuçlandı. Bu iki aylık sürede anlaşamaya uyularak görüşmeler hakkında basına ve kamuoyuna hiçbir açıklama yapılmadı.
Bu üç parti arasında anlaşma sağlanabilmesi için izlenen yol, koalisyon ortaklarının en öncelikli politikalarının yer alacağı, böylece partilerin siyasi istemlerinde kamuoyuna verdikleri sözlerin en belirginlerinin bulunacağı bir strateji oldu. Liberal Parti, Koalisyon anlaşmasında üst gelir guruplarında vergi indirimine gidilmesini engellemeyi başardı.
Bunun yanı sıra üç koalisyon ortağının da zaten savundukları politikalara anlaşmada yer verildi. Bunlar: Modern Devlet ve Demokrasi, Dijital çağın gereği altyapının yenilenmesi, Bilim, Yüksekokul ve Araştırma konularına gereken önemin verilmesi.
İklimin korunmasının sosyal ekolojiye uygun bir Pazar Ekonomisiyle sağlanması, Çevrenin ve Tabiatın korunması, Tarıma ve Beslenmeye gereken önemin verilmesi, İklim ve Enerjide hızla değişimin ve bu alanlarda gereken hareketliliğin sağlanması.
Modern Çalışma Dünyasında sosyal güvenliğe şans verilmesi ve buna saygı duyulmasına, Sosyal Devletin gereği olarak emeklilikte gereken yaşam güvencesinin, bakım ve sağlık hizmetlerinin sağlanmasına vurgu yapıldı.
Metropollerdeki konut kira artışlarına karşı her yıl 100 bini devlet destekli olmak üzere 400 bin yeni konutun yapılması ve özellikle Metropollerde kiracıların korunması için kira ücretlerinin 2029 tarihine değin kamu denetiminde olması kararlaştırıldı.
Eğitimde şans eşitliğinin herkese, her çocuğa ve her gence sağlanması. Özgürlüklerin ve güvenliğin her kese eşit koşullarda ve çoğulcu bir demokrasi ortamında sağlanacağı kararlaştırıldı.
Yeniden Alman Vatandaşlığına Geçme Kolaylaşacaktır Sözü
Uzun yıllar Almanyalı göçmen kuruluşlarının ve 10 yıl başkanlığını yaptığım “Almanya Türk Toplumu” nun en önemli isteklerinden biri olan Çifte Vatandaşlık hakkı, 1998-2005 Sosyal Demokrat Parti-Yeşiller hükümeti döneminde söz verildiği halde gerçekleştirilmedi. Yeni Koalisyon anlaşmasında vatandaşlık yasasının modernleştirileceği, Almanya`da doğan çocuklara ve 5 yıldır Almanya’da yaşayan göçmenlere bu hakkın tanınacağı belirtiliyor. Ayrıca özellikle birinci göçmen kuşağından Alman vatandaşlığına geçerken, Almanca bilme koşulunun kolaylaştırılacağı açıklanıyor.
Almanya ve Avrupa`ya göç konusunda, göçü zorunlu kılan nedenlerin ortadan kaldırılması yönünde Avrupa Birliği tarafından ortak girişimlerde bulunulacağı, kaçkın insanların yolda ve denizlerde boğulmasının engellenmesinin bir insanlık görevi olduğuna vurgu yapılıyor.
İzlenecek dış politikada otoriter gelişmelere karşı tavır alınacağı, Avrupa Birliği`nin doğu ve güney komşularıyla iklim, enerji, insan hakları uluslararası sağlık konularında ilişkilerini geliştireceği belirtiliyor. Türkiye`de „endişe veren iç ve dış politik gelişmelere karşın “Türkiye`nin AB`ye komşu ve NATO üyesi olduğu, bu ülkeden büyük sayıda insanların Almanya`da bulunmasının ise, Almanya için büyük önem taşıdığı belirtiliyor.
Koalisyon Anlaşması ve partilerin kabine üyeleri, üç partinin üyeleri tarafından da büyük çoğunlukla onaylandı. Bugün Bundestag`da Olaf Scholz 707 milletvekilinin 395 inin oyunu alarak Kanzler seçildi. Şahsen tanıdığım Olaf Scholz`a ve üçlü koalisyondan oluşan yeni hükümete başarılar diliyorum.
Almanya`daki üç siyasi partinin 60 gün süren ve 300 siyasetçi tarafından 22 çalışma gurubunda hazırlanan ve çağımızın birçok önemli gereksinimlerine vurgu yapan Koalisyon Anlaşmasının, Türkiye`de Millet İttifakı ve ona destek veren siyasi partiler tarafından incelenmesinin yararlı olacağı inancındayım.
Bir yanıt yazın