Bir cihan harap oldu

Kerkük TürklerindenTürkiye Büyük Millet Meclisi'ne yazı, 15.11.1938 - ataturkcenaze

Kerkük Türklerinden
Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne yazı, 15.11.1938

Bir cihan harab oldu… Genel tarih en yüksek simasını; arslan Türk ulusu Ata’sını; mukaddes Türk vatanı en asil ve aziz evladını kaybetmek felaketine uğradı.

Dehanın, kahramanlığın; şeref ve feragatın dünya üzerinde en müstesna numunesi olduğuna; yine bütün dünyanın inandığı Ulu Ata’mız fânilikten ayrılmış, ebediyete mal olmuştur.

Yalnız asil Türk milleti, mukaddes Türk vatanı değil; bütün bir dünya baştan başa bu derin boşluktan hissettiği elemlerin matemiyle karalara bürünmüş, kanlı gözyaşları akıtmaktadır…

Bütün dünyayı yerinden oynatan bu muazzam musibeti telafi edecek kuvvet mevcut değildir.

Öz Ata’sını kaybeden ve onun matemiyle harap olan biz, biliyorsunuz ki, tabiat yeni bir cihan yapsa bile, ikinci bir Atatürk yaratamayacak…

Kan ağlıyoruz…

Cihan yanıyor ve ağlıyor. Bizim ve kara batch ke in daha çok yanmaya, daha çok ağlamaya hakkı var… Bizim bikes ruhumuz her Türkten ziyade Ulu Ata’nın yetimidir…

Biz, uzun yıllardan beri anavatandan ve şimdi artık hatırasını ebediyetlere kadar taşıyacağımız Mustafa Kemal‘den, Büyük Kurtarıcıdan, Atatürk‘ümüzden uzaklarda yaşadık ve ondan yana kaldık.

Yana kaldık;
Tutuştuk yana kaldık,
Gerdi cihan perdesini.
Ata’dan yana kaldık…..

Yirmi yıldan beri çevresini düşman ağları ören bedbaht yurdum sefil ihtisasların baziçei şenaatıdır (kötü oyunlarına maruzdur) Bu uzun hasret yıllarının ıstıraptan ıstıraba, felaketten felakete, ölümden ölüme sürüklendiği ve bu acıların, ıstırapların demlerinden, ölümlerinden artakalan kansız ve cılız Kerküklüler şimdi sefil taliin en makus ve kåhir darbesiyle karşılaştılar…. Atatürk öldü ve heyhat son emelleri de mahvolacak mı?

Bu suale cevap verecek, bedbaht Kerküklülerin yaralarını saracak, emellerini iade edecek yalnız bir adam var: Inönü kahramanı..

Orada yalnız düşmanı değil, Türk milletinin makus talihini de yenen kahraman Kerkük’ün istikbaline yeni ufuklar açabilir…..

Her şeysiz yaşadık; yokluğun, madumiyyet (yokluk) ve sefaletin en harap edici ve yıkıcı ıstıraplarına göğüs gerdik; emelden başka her şeyimizi kaybetmiştik.. Yalnız ve yalnız bir emelimiz vardı ATATÜRK…

Büyük haláskår sefalet ve mahrumiyetin derinliklerinde inleyen bedbaht Kerkük’ü bir gün mutlaka kurtaracaktı… Mes’ud Hatay’a çevirdiği nurlu yüzünü bir gün bize de döndürecek ve bizim artık fersiz kalan gözlerimizi kamaştıracak ve uzun yılların hasretini bir anda unutturacak ve kurtaracaktı…..

Şimdi artık serap olan o büyük emel için de ağlıyoruz…

Ağlıyoruz… Üvey annesinin hırçın ve ıstırap verici igtisabı altında ağlayan bir yetim gibi, gözyaşlarımızı kalbimize akıtıyor ve sessiz ağlıyoruz…

İkinci Teşrinin onunda Ankara radyosunun verdiği kara haber bu bedbaht ve mehcûr (terk olunmuş) Türk diyarını da yakıcı ıstıraplarla harap etti. Her Kerküklünün kalbinde ebediyetlere kadar silinmeyen acı izler bıraktı… Kerkük Büyük Ata’sının yasını kalbinde mukaddes bir vedia gibi daima ve daima yaşatacaktır…

Büyük Ata’nın mehcur ve bedbaht yetimini yalnız ve yalnız bir şey teselli edebilir: İnönü kahramanının müstakbelde ona karşı alacağı koruyucu vaziyet… Ve bizim gözyaşlarımızı dindirecek olan bu koruma vaziyeti ve büyük ve mukaddes ölünün ruhunu şad edecek…

Şad olsun…

Büyük ve azimkâr Türklük payidar olsun…

15 İkinciteşrin 1938 Bütün Kerkük


Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir