Paris’te üç PKK militanının öldürülmesi olayına MİT’in karıştığı yönündeki iddiaları kuvvetlendirecek bilgilere her gün bir yenisi daha ekleniyor. ZAMAN’a konuşan kaynaklar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘paralel yaptı’ dediği suikastlara adı karışan MİT’çilerin Hakan Fidan tarafından terfi ettirildiğini belirtiyor.
PKK’nın üç kadın üyesinin Paris’te öldürülmesiyle ilgili Fransız Le Monde gazetesinin önceki gün yayınladığı ve tamamlanan iddianameye dayandırdığı haberde sorumlu olarak Milli İstihbarat Teşkilatı’nı (MİT) işaret etmesi, gözleri Ankara’ya çevirdi. Zaman’a konuşan kaynaklar, Paris’te 9 Ocak 2013 tarihinde Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Söylemez’in ‘infaz edilmesinin’ ardından MİT’e ait bir belgede parafları olduğu için pasif görevlere alınan 4 istihbarat elemanının MİT Müsteşarı Hakan Fidan tarafından terfi ettirildiğini iddia etti. Kaynaklar, ‘Sara kod adlı Sakine Cansız’ konulu 18 Aralık 2012 tarihli belgede imzası bulunan MİT mensupları U.K., O.Y., S.A. ve H.Ö.’nün ‘daha üst görevlere getirildiğini’ öne sürdü. Oysa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fransa’nın Lyon şehrinde gerçekleştirdiği seçim mitinginde ‘paralel yapı’nın PKK’yla barış sürecini sabote etmek amacıyla bu suikastı işlediğini iddia etmişti.
Güvenlik kaynakları, Paris cinayetlerine adı karışan MİT mensuplarının bu kararla birlikte ödüllendirildiğini belirtti. Bu kapsamda O.Y. ve S.A.’nın daire başkanı olduğu, U.K. ve H.Ö.’nün ise teşkilatta bir üst görevle ödüllendirildiği aktarıldı. Ayrıca PKK masasına bakan bu şahısların çözüm süreci döneminde de etkin olduğu öğrenildi. Kaynaklar, İmralı ve Kandil arasında yapılan görüşmelerin de bu şahısların bilgisi dâhilinde olduğunu ve suikastların tek zanlısı Ömer Güney’in cinayetten birkaç ay önce hem Ankara’da hem de Paris’te MİT’in bazı üst düzey yöneticileri ile bir araya geldiğini doğruladı. Bu çerçevede Güney’e cinayet karşılığında para ödendiği de iddialar arasında.
MİT’in kod adı “ANNE”
Le Monde gazetesinin ortaya çıkardığı Fransa’da 2,5 yıldır devam eden soruşturmanın detaylarına göre, Güney’e ait olduğu iddia edilen bir ses kaydının internet ortamında paylaşılmasıyla soruşturmanın seyri değişti. Kayıtta, MİT mensubu oldukları öne sürülen iki kişi, Güney ile cinayet planlarını konuşuyordu. Fransız adli polisi, Güney’e ait ses kayıtlarının “çok büyük ihtimalle” gerçek olduğunu belirledi. Soruşturmanın yönünü değiştiren ikinci gelişme ise Güney’i hapishanede düzenli ziyaret eden Almanya’da yaşayan Türk vatandaşı Ruhi Semen’in evine yapılan baskın oldu. Ruhi Semen’in düzenli şekilde Ömer Güney’i ziyaret etmesi üzerine Fransız savcılığı hapishanedeki konuşmalarını dinlemeye aldı. Konuşmalarda MİT ajanlarının takma isimleriyle anıldığı ortaya çıktı. Ömer Güney’in “Tüm konuştuklarımızı sadece Bey’e anlat. Beni koruyacak tek kişi o. Güvendiğim tek kişi o. Daha sonra ‘Anne’m bir karar verecektir.” şeklinde konuştuğu belirlendi. 27 Ocak 2014’te Ruhi Semen’in Almanya’daki evine yapılan baskında soruşturmayla ilgili önemli belgelere ulaşıldı. Ruhi Semen, suikastı MİT adına işlediklerini itiraf ederek ‘Bey’ kod adlı şahsın MİT üst düzey yöneticisi K.T. olduğunu ve ‘Anne’nin MİT anlamına geldiğini açıkladı. Ayrıca Semen’in evinde Ömer Güney’in beyin tümörü nedeniyle düzenli olarak götürüldüğü Paris’teki Salpetriere Hastanesi’nin planları bulundu. Semen’in cep telefonunda ise Ömer Güney’in hastaneden kaçması için gerekli silahların listesi bulundu. MİT ajanı K.T. tarafından Ruhi Semen’e gönderilen silah listesinde, 150 kilo C4 patlayıcı, iki Uzi otomatik silah, MP5, bir Beretta tabanca, 10 C4 el bombası gibi silah adları yer alıyordu. Fransız savcılığı, Ruhi Semen ve K.T. arasındaki yazışmalardan MİT’in Ömer Güney’i hapishaneden kaçırmaya çalıştığını tespit etti.
Bir yanıt yazın