T.C’DE SEÇMEN PARTİLERİN TAPULU MALI DEĞİLDİR. Sefa Yürükel
T.C’de vatandaşı, devamlı şu veya bu partinin seçmeni yada bir etnik veya bir inanç grubunun adı ile niteleyerek insanları damgalamak ve her hangi bir seçmene bu kişi şu seçmen grubunun adamı diye hitap etmek, Anayasa’nın eşitlik, vatandaşlık, üniterlik ve özgürlük ilkelerine aykırıdır.
Bir kere TC’de herkes Türk vatandaşıdır.
Her seçmen TC Anayasa’sına göre Millet mensubu olarak Türktür.
Üzerinde filan aşiretin (Partinin) damgasını taşıyan hayvan yada bitki değildir.
Partilerin istedikleri gibi sürülecekleri bir tarlada değildir.
Seçmen (Vatandaş) irade geliştiren, düşünebilen, sorgulayabilen, tercihine göre evet veya hayır diyebilen, yazılı yada sözlü olarak görüş bildiren, mukayese edebilen ve buna hakkı olan, oyunu istediği siyasi partiye tercihen veren yada hiç oy vermeyen, oy verdiği partiyi her seçimde değiştirme hakkı olan insandır.
Seçmen her hangi bir kimse, araştırma merkezi veya zümre tarafından başka türlü nitelenemez.
Seçmende her seçim döneminde özgür iradesiyle kendi istediği partinin iktidarda yada belediye de yönetimde olması için o gün hangi partiye istiyorsa kendi enteresesine ve iradesine göre oyunu verir.
Bu anlamda, TC’de seçmen hiç bir partinin ebedi ve tapulu malı değildir.
Seçmen özgürdür ve kimsenin ipoteği altında değildir.
Hukuk devletinde ve Cumhuriyet rejiminde böyle bir durum asla söz konusu olamaz.
Bu anlamda TC Anayasasında : Kürt, Alevi, Sünni, CHP’li, MHP’li, AKP’li, İYİ Partili vs gibi bir seçmen hukuken yoktur.
Hiç bir zümre seçmene bu sıfatları vererek damgalayamaz.
Çünkü bugün oyunu verdiği partiye aynı seçmen yarın oyunu vermeyebilir.
Kimsenin bir parti’nin malı olması veya ebedi seçmeni olması gibi bir mecburiyeti yoktur.
Bu bakımdan seçmeni devamlı belli bir yere konumlandırmak ve damgalamak tamı tamına TC’nin Anayasasına karşı gelmek ve suç işlemekte demektir.
Bu yüzden kimse seçmeni belli bir nitelikte niteleme hakkınada asla sahip değildir.
Hiç bir parti ve siyasi zümre kendinde bu hakkı göremez ve herkeste bu konuda haddini bilmelidir.
Kısacası, Türk seçmeni özgürlüğünü esas olarak, 1921, 1924’de ki Türk Devrimininin bir parçası olan Anayasa devriminden almıştır.
Her Türk vatandaşı TC vatandaşlık bağıyla bağlıdır.
Siyasi Parti ve görüş bağıyla değil.
Tüm bunlar göz önünde bulundurulup konuya özgür seçmen olarak yaklaşılmalı ve kimse kimseyi siyasi tapulu mal gibi görmemelidir.
Her zaman olduğu gibi:
Atatürk’le kalın.
Cumhuriyetle kalın.
Hoşçakalın!
Sefa Yürükel
Bir yanıt yazın