İktidarın ideolojisi ve yol göstericisi, Osmanlının dış ve iç siyasetini takip etmekten ibarettir.
Osmanlıda, Fransa, İngiltere ve Rusya arasında ip oynatan dış siyaset, içerde, fetihlerle yoluna devam etmekti. İşlemedi.
Yunanistan Dışişleri Bakanı “Neo-Osmanlıcılık Türkiye’nin tüm yakın komşularını Türkiye’den uzaklaştırdı” Dedi.
İyi bir siyaset olsaydı, Osmanlı batmazdı.
“Osmanlı siyasetlerini” 19 yıl iktidar yapınca, her şey Osmanlının son zamanlarına benzedi.
Borçlar aldı başını gitti. İçeride yolsuzluklar ve saltanatın devamını sağlamak için her yola başvurma şeklinde gelişen idari yönetim. İşsizlik ve gelir dağılımı felaketi, vs.
Dış siyasette, Amerika ve Rusya arasında gidip gelirken, artık bu gidip gelmelerin de işe yaramadığı ve tıkandığı bir yere geldi.
Dış stratejisi dışarıdakilere bağımlı olan siyaset, stratejik tıkanıklığa geldi tosladı.
Dış düşman yaratarak içerde iktidarı sağlama alma stratejisi de tıkandı.
Stratejik tıkanıklığın aşılabilmesi için halk desteğine ihtiyaç var. Oysa halk desteği çok geriledi. Dış düşman yaratımı için savaşa destek vermiyor.
İktidara halkın desteğinin bu kadar çok azaldığı bir dönemde, Ordu mensuplarının ve güvenlik elemanlarının desteğinin de eskisi gibi olmadığını söyleyebiliriz. Onlarda halka benzerler. Halk nasıl düşünürse onlarda halk gibi düşünür ve inanırlar.
Zaten iktidara olan desteğin düşmesi ve alışılmış seçim yoluyla iktidarı devretmeyeceği, yönünde yapılan imaların olması, bürokratlar ve görevliler arasında suça ortak olmama yönünde mutlaka bir duruş oluşturmuştur.
İçeriden, muhalefete fazlaca bilginin ulaşması ve muhalefetin de kuşkular çerçevesinde siyasi cinayet kaygıları açıklamaları ortalığı karıştırdı.
Devletin ve halkın kahir bir çoğunluğunun Suriye’de bir maceraya eskisi gibi istekli olmadığı çok açıktır.
Suriye sorunlarından, yeniden iktidar devşirilmesinin olanağının kalmadığı artık ortaya çıkmıştır.
İktidarın elinde koz olarak sadece İdlib kadı. Ruslara diyor ki, al İdlib’i ver Tel Abyat’ı ve Halep’in kuzeyini…
Tel Abyat çok karışık bir bölgedir.
Afrin’den gelen yüz bin Kürt orada kamplarda yaşamaktadır. İran Hizbullah’ı oradadır. Rusya oradadır. Suriye devleti oradadır. En önemlisi de Hava Sahası Rusların elindedir. Buraya yapılacak müdahalenin çok yüksek zayiatla olacağı kesindir.
Bunların ötesinde, gerçeklikten kopmuş bir iktidar ile karşı karşıyayız.
Bir maceraya girer mi derseniz, Osmanlının son zamanlarına bakmak gerekir.
19 Ekim 2021
Bir yanıt yazın