Dünya Bahçesi Ödülü’nün Sahibi Nilüfer Danışla Söyleşi

nilüfer_danis
Resim Ali Haydar Yeşilyurt

Tolga: Merhabalar Nilüfer hanım öncelikle Hampton Palace Flower Show’da aldığınız ödülden ötürü tebrik ederim. Bize biraaz kendinden ve bahçe tasarımı geçmişinden bahseder misin?

Nilüfer: İstanbul Üniversitesi Peyzaş Mimarlığı Bölümünden 2000 yılında mezun oldum, ondan sonra yüksek öğrenim amacı ile İngiltere’ye geldim. Master öğrenimimi University of Greenwich’de tamamladım. Bir yılda özel bir kolejde bahçe tasarımı eğitimi aldım. İngiltere’de peyzaj mimarisi ve bahçe tasarımı eğitimi ayrı olarak olarak veriliyor Türkiye’dekinden farklı olarak. İki üç yıllık iş deneyimimden sonra Kraliyet peyzaj mimarlığı enstitüsünden patentli yüksek peyzaj mimarisine tekavül eden chartered denen statüyü kazandım. Böylelikle projelerde imza atma yetkisini kazandım.Sekiz dokuz yıllık bir iş deneyimim var ve son üç yıldır lotus design isimli firmayı işletiyorum ve ülke için Uluslararası projelerde çalışıyorum. Yapmış olduğum en önemli projelerden biri Cebelitarık’ta yaptığım halk parkı geçen yıl halka açıldı.

Tolga: Cebelitarık deyince İspanyanın güneyinde İngiltere’yle eskilere dayan ilişkisi olan ait bir ülke değil mi?

Nilüfer: Evet İngiltere’ye ait bir koloni.

Artık Cebelitarıktaki hergün yüzlerce insan bu parkı kullanıyor bu da dolayısı ile beni çok mutlu ediyor.  Cebelitarık devletinden, The Commonwealth Park’ın başarısından sonra üç tane daha park projesi daha aldım. Daha masterplan aşamasında. Umarım önümüzdeki yıllarda bu parkları da başarıyla tamamlayıp halkın kullanıma açarız.

Yeni hedefim Türkiye. Türkiye’de daha fazla projeler geliştirmek istiyorum. Özellikle kötü peyzaj örneklerini gördüğüm de, bu düşünce beni daha da çok kamçılıyor. İnsanlarımızın  daha iyi peyzaj örneklerini içeren, daha yeşil olan, daha sağlıklı ve rahatlatıcı bir çevreye ihtiyacı var. Özellikle de büyük şehirlerde.

Tolga: Gerçekten doğru bir analiz bende imkanlarımız olduğunca yaptığım seyehatlerde görüyorum, örneğin Singapur’da şehrin yüzde altmışı yeşil alan imiş, dünyanın en yeşil şehirlerinden biri imiş birçok ülkenin örnek aldığı, gördüğüm kadarı ile tabi iklim olarakta şanlılar ama harika bir düzenlilik ve yeşil söz konusu oradaki parklarda. Bu sayede çok sağlıklı jenerasyonlar oluşuyor bunun da katkısı ile.

Nilüfer: İngiltere’de öyle her mahallede belli ölçeklerde cep park denen parklar bulunuyor, sistemi öyle oturtmuşlar ki bahçesi olmayanlarda bu parklardan bir şekilde yararlanabiliyor. Maalesef bizde o pek yok ve bunu arttırmamız gerekiyor. Özellikle İstanbul’a bakınca tamamen karasal ve yeşil alanların azaldığı kurak bir yer olmaya başladı. Diğer büyük şehirlerde aynı problemi yaşıyor. Genelde olan yeşil alanlar da, doğal yeşil alanlar. Öte yandan peyzaj mimarlarının imza yetkilerinin artması gerekiyor. Maalesef günümüzde herkes yapıyor. Orman mühendisleri ve benzer kişilerin de yaptığı bu bazen çok hatalı projelerin oluşmasına da sebep veriyor aynı zamanda.

Tolga: Öncelikle ödül alan bahçeniz için nereden esinlendiniz?

Nilüfer: Bahçe eski tarihi Türk bahçesi  konseptinin özüne indim ve uzun süreli bir araştırmadan sonra ortaya çıktı. Onuncu yüzyılda İslama geçtikten sonra orta ve batı Asya’daki Mongollar tarafından oldukça iyi geliştirilen Türk cennet bahçelerinden esinlenerek yapıldı. Bu konsept birçok bahçe tarzına kaynak olmuş örneğin Rönesans, Roma, İran, İspanyol, Hindistan ve benzerleri.  Yine dünyanın yedi harikasından biri olan Taj Mahal  bir Mongol kralı Şah Canan tarafından eşi Mümtaz için yaptırılmıştır. Bu dönemdeki Türk bahçelerini örnek alarak zengin Türk kültürü, tarihini ve bitki örtüsünü tanıtmak istedim.

Tolga: Bahçe tasarımına girmek nereden geldi aklınıza?

Nilüfer:

Yaşadığımız ev ne kadar önemliyse rahat ve huzurlu olabilmek için bahçelerin de insanların hayatında aynı öneme sahip olduğunu düşünüyorum. Evin dış odası gibi farz edin. Bir de doğayı çok seviyorum. Küçuk bir bahçeniz bile olsa camınızdan yeşili ve çiçeklerin güzel renklerini görmek size her yeni güne başlatıcak positif bir enerji kaynağı olduğuna inanıyorum. Ya da iş sonrası bahçenizin evin en güzel dinlendirici kısımı olabileceğini ekleyebilirim. Buna ek olarak arkadaşlarınızı davet edebileceğiniz dış misafir odası da olabilir.

Tabiki bir uzman tarafından bahçenizde güzel bir mekan oluşturulmus ve bakımı düzenli olarak yapılıyorsa bu saydığım amaçlara daha profesyonelce hitap edebilir.

Büyük ölçekli peyzaj projelerine gelince yani parklar, kentsel peyzaj, şehir caddeleri, emlak peyzajı, rekrasyonel alanlar, oteller yine yasadığımız alanı güzelleştiren, insanlara huzur içinde yaşayacakları ve güvenli ve mutlu bir şekilde sosyal aktivitelerini gerçeklestirebilecekleri mekanlar olduğuna inanıyorum. Bu sebeplerden dolayı bahçe tasarımı ve peyzajı seçtim.

Özellikle ağaçlarla gölge ve bol oksijen sağlayan mekanlar oluşturmak, projelerde doğal yerel bitkilerini kullanarak ülkemizin florasına ve fausnasına katkıda bulunmak ve doğayı korumak yaptığımız mesleğin önemini çok güzel gösteriyor. Özelikle de global ısınma gibi acı bir gerçekle ile karşı karşıyayken.

Peyzaj mimarlarına Türkiye’de de ve dünyada olduğu gibi özellikle son on yıllarda çok artan bir saygı ve önem var. Turkiye’de önceki yıllarda peyzaj mimarlığı, bahçıvanlık mıdır diye sorulan bir konuydu, ama son yıllardaki hızlı gelişmeler sonucu dahi iyi tanınmakta, fakat hala çok gelişmeye ihtiyacı var.

Tolga: Hampton courttan başka yarışmalara katıldınız mı? Dereceleriniz oldu mu?

2012 de Hampton Court Palace flower show da ‘ İlk evimiz ilk bahçemiz ‘ isimli düşük bütçe, yüksek etki-impak / kalite kategorisindeki ilk yaptığım tasarım altın madalya ve kendi kategorisinde en iyi bahçe ödülünü aldı. Bu başarı geçen yıl yine aynı show da tasarladığım conceptual /kavramsal, soyutsal  kategorideki, iyileşmeyen öfke patlaması (Eruption of unhealed anger) isimli bahçemin de altın madalya alamasıyle devam etti.

Bu yıl da Türk Cennet bahçemiz bildiğiniz gibi altın madalya ve yine kendi dünya bahçeleri kategorisinde en iyi dünya bahçesi ödülünü aldı.

Bir de yine RHS’nin düzenlediği Chelsea Flower Show’da da son iki yıl bir sera firmasının (Hartley Botanic)  ticari standı için tasarım yaptım ve stand showda son iki yıl içerisinde en iyi ticari stand ödülünü kazandı. (Bknz 2013 ve 2014).

Tolga: Peki yaptığınız çalışmalarda destekleyen kurumlar oldu mu?

Nilüfer: Türk Kültür ve Turizm Bakanlığı oldu. İlk Türk shov bahçesi projesini bu yıl birlikte gerçekleştirdik.

Tolga: Bahçenizde daha çok ne tür çiçekler ve öğeler kullandınız. Burada kullandığınız renkler ve öğeleri seçmenizin özel bir sebebi var mı?

Nilüfer: Bu bahçede kullanılan en önemli öğeler; yüksek avlular, zarif bir pavilyon, su fıskiyesi, su kanalları, çınar, selviler, meyve ağaçları ve sıcak renkli, mis kokulu çiçeklerdi. Bahçe yüksek duvarlarla çevrilerek, insanlardan uzak, cennet bahçesi kavramında, korunaklı ve gizli bir mekan oluşturulmuştur. Cennet bahçelerindeki iki vazgeçilmez en önemli öğelerden olan su ve gölge bahçede başarıyla kullanılmıştır. Kaskadlı mermer su öğeleri, çeşme, ve oturma alanları bahçede kullanılan diğer ögelerdir. Su öğelerinin yarattığı sıçrama ve akma sesleri, mekanı serinletmesinin yanında cennet bahçelerini andıran en önemli karakterlerden bir tanesidir.
Tasarımdaki kullanılan zengin sıcak renkli çiçekler, ortama pozitif bir enerji ve heyecan getirirek Türkiye’nin zengin doğal bitki örtüsünü simgelemiştir.. Türkiye’deki neredeyse Avrupa’nın tamamını içeren, 9000 üzerinde doğal yetişen bitki türüyle, dünyada şaşırtıcı bir zenginliğe sahiptir.

Tolga: Yarışmada güzel ve prestijli ödülü aldınız bu başarıda Türk kökenli olmanızın katkısı olduğunu düşünüyormusunuz?

Nilüfer: Bu son yaptığım bahçede kesinlikle. Çünkü Türk bahçesi olduğu için bizim geleneksel ve kültürel yönümüzü bahçede doğru bir şekilde göstermem gerekiyordu.

Bir de farklı bir kültürden gelmem tabiki burdaki mesleki hayatım da biraz daha ilginçlik ve zenginlik kazandırıyor.

Tolga: Türkiye’de beğendiğin bahçeler hangileri?

Nilüfer: Atatürk Arberotum parkını çok seviyorum. Sarıyer’deki İstanbulda okurken oraya giderdik. Bitki açısından çok zengin bir yer. Bazı hotellerin peyzaj tasarımını da çok iyi buluyorum. 15 yıldır burada yaşadığım için Türkiye’yi tam takip edemiyorum. İngiltere’de görme şansına sahip olduklarımdan en çok beğendiklerim Sissinghurst Castle Garden, Kent Stourhead, Wiltshire Rousham House & Garden bahçeleri.

Tolga: Dünyaca ünlü bir tasarım yaptınız ve en pretijli ödülü aldınız bu nasıl bir duygu?

Nilüfer: Türkiye’nin güzelliklerini ve zengin kültürünü bütün dünyaya tanıtmak her zaman çok mutluluk ve gurur verici. Yıllardan beri hep yapmak istediğim bir projeydi.

Tolga: Başarılarınızın her zaman daim olması dileklerimizle.

Nilüfer: Teşekkürler sizlere de iyi çalışmalar dilerim.

Cennet_bahcesi
Resim RHS
cennet_bahcesi_2
Resim RHS
Tolga: Merhabalar Nilüfer hanım öncelikle Hampton Palace Flower Show'da aldığınız ödülden ötürü tebrik ederim. Bize biraaz kendinden ve bahçe tasarımı geçmişinden bahseder misin? - Cennet bahcesi

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir