STRA-‘TACIK’ (2)

STRA-‘TACIK’ (2)

            Bir önceki yazıda ‘jeopolitik’in ‘baba’sının Yves Lacoste olduğunu söylemiştik.

            Çünkü ona göre, eğer coğrafya sadece ‘savaşa hizmet ediyorsa’ ‘jeopolitik’ olmaktadır.

            Bu anlamda, denilebilirse eğer, bir ‘nazi bilimi’dir.

            Nitekim Lacoste’u ‘nazi yanlısı’ olarak suçlayanlar da olacaktır.

            Coğrafyaya sadece ve ancak ‘politik’ açıdan bakmak ve ‘siyasal islam’ benzeri bir ‘siyasal coğrafya’ görmek demek.

            Oysa Lacoste’tan tam otuz yıl önce, 1946 yılında Le Monde gazetesi ‘jeopolitik’in babasının Alman Karl Haushofer olduğunu yazacaktır.

            Haushofer bir yandan Hitler’in danışmanlarından biri ve bir general olmasının yanısıra Almanaya’nın Doğu Avrupa’ya açılma yolları üzerine düşünen biridir.

            Nitekim Birinci Dünya Savaşı’nın nedenlerinden birinin, sömürgesi az olan Almanya’nın yeni sömürgeler arayışı içinde olduğu bilinmektedir.

            İşte Haushofer bu savaşta muvazzaf bir askerdir.

            Askerlikten sonra olsa gerek, üniversitede öğretim üyesi olacaktır.

            Konuyla ilgili kimi yazarlar Haushofer’in yine bir Alman olan Friedrich Ratzel (1844-1904)’den esinlendiklerini söylemektedirler.

            Gerek Ratzel ve gerekse onu izleyen İsveçli Kjéllen bir ‘Siyasal Coğrafya’dan sözetmektedirler.

            Ratzel’in keşfi ise, yine uluorta kullanılan bir terim olarak, bir ‘Devlet’in ‘Yaşam Alanı’ [Lenebsraum- Espace vital] terimidir.

            Bu sonuncu terim bir ‘Antropojeografi’ (anthropogéografie) terimidir.

            Ki, zaten zooloji eğitimi alan Ratzel, zoolog benzeri bir tutumla, toprak ile üzerinde yaşayan insanlar arasındaki ilişkiyi ele almaktadır.

            Kaldı ki Ratzel’in çıkardığı Dergi, ilk yirmi yılında (1924-44) Vowinckel-Verlag başlığını taşıyordu, ancak 1951 yılında Jeososyoloji ve Politik Enstitüsü tarafından adı değiştirilerek 1968 yılına değin Community and Politics oldu.

            Geoplotics bu dergini  ‘magazin’ eki idi.

            İster ‘yaşam alanı’ olsun, ister ‘siyasal coğrafya’ olsun, isterse ‘jeopolitik’ olsun, bütün bu terimler kaba güç yoluyla ‘emperyal’ hedefleri gerçekleştirmenin kuramsal temellerini araştırmanın yollarıdırlar.

            Belki biliyorsunuzdur, ama eksik bildiğinizden emin olarak, ‘emperyal hedef’ler ile ‘emperyalizm’ arasında da önemli bir ayırım olduğunu anımsatalım.

            Çünkü ‘emperyalizm’, sadece ve ancak ‘finans kapital’ aracılığı ile yürütülebilen bir sömürü yöntemidir.

            ‘Emperyal hedefler’ ise,  finansal güç olmadan, salt askerî güce dayanılarak gerçekleştilebilirler.

            Örnek olsun, Türkiye ve Rusya’nın ‘emperyal hedefleri’ olabilir, ama ‘emperyalist’ olamazlar.

            Ancak ABD, Almanya ve kimi Avrupa Ülkeleri ile Çin’in ‘emperyalist’ olmak için her türlü olanakları vardır.

            Türkiye’ye gelindikte, daha çok ‘savunma’ amaçlı bir ‘jeopolitik’ten sözedilebilrise ne âlâ, ancak ‘Ilımlı İslam’, ‘Yeni Osmanlıcılık’, ‘Ümmetçilik’ ve ‘Yaşam Alanı’ gibi terimlerden hareketle sürdürülen her akılyürütme, bir ‘sahte emperyalizm’ hayalinden öteye gitmeyecektir.

            Çünkü ‘maddi temeli’ yoktur.

            Tam da o nedenle, bu tür hayallere kapılan ya da ayırdında olmadan bu terimleri kullanan sözde ‘jeopolitik’çileri ‘Stra-Tacik’çiler olarak adlandırmıştım.

            Bunların ‘strateji’leri Tacikistan’a uygulanabilse bile, Afganistan’a uygulanamaz.

            Afganistan, üzerine basarak yineliyorum, antropolojik olarak ele alınmadan ne ‘politik’ ve ne de ‘jeopolitik’ olarak ‘hedef’leri tutturalamayacak bir ‘coğrafya’dır.

STRA-‘TACIK’ (2) - Habip Hamza ERDEM

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir