İktidarın yarattığı korkular var. Yaratılan bu korkulara, korkanların ilave ettiği korkular var.
Afganistan’da, Taliban’ın, ABD’ye karşı verdiği mücadelede, elde etmiş olduğu sonuçlar, dikkatleri Taliban üzerine yoğunlaştırdı. Taliban’ın din anlayışına ve bu anlayışı hayata geçirip geçirmeyeceğine…
Günlerdir, Afganistan ile oturuyor, Afganistan ile yatıyoruz.
Dini köktenciliğin, laik toplumlarda yaratığı korkular, Afganistan ile en üst düzeye çıktı.
Ülkemiz yönetimini elinde bulunduran siyasal İslam’ın, Taliban ile kurabileceği ilişkilerin, ülkemize nasıl yansıyacağı, konusundaki korkular yükseldi.
Afganistan’dan gelen mültecilerin, Suriye’den gelen mültecilerin gittikçe artıyor olmasının, verdiği iki korku var.
Birincisi, işini ekmeğini kaybetme korkusu, bu genellikle bedeni ile çalışan kesimlerde, ekmek korkusu, gelecek korkusu olarak ortaya çıkıyor.
Bir diğer bir korku var ki, korkuların korkusu diyebiliriz.
Suriye’den gelen kimselerin kökten dinci yaşam anlayışları ve iktidarın da giderek, laiklik konusunda takındığı olumsuz tavır ve yönetim anlayışının, her gecen gün, daha çok kökten dinci anlayışa doğru kayması, korkuların tavan yapmasına sebep oldu.
Cumhuriyet hepten yıkılır ve Taliban gibi kadına vahşice davranan bir anlayışla, karşı karşıya kalırsak, ne yapacağız?
Sosyal medyada, son 28 Şubat Generallerinin, maruz kaldıkları yargılama şekli ve mahkûm olmaları; Cumhuriyet yıkılıyor korkularını ayyuka çıkardı.
Seçim ve seçim ile iktidar değişir mi, yoksa beklemediğimiz başka şeyler mi olur, korkularını da bu korkulara eklemek gerekir.
Geriye yaslanıp düşünelim. Sadece bir düşünce…
Diyelim ki ulusumuz, Taliban gibi yönetimle yönetilmeye başladı. Afganistan’da olduğu gibi Cumhuriyet bitti. İslam Emirliği kuruldu. Ülkenin yarısı, Avrupa’ya veya başka yerlere kaçtı. Yani yaklaşık 20-30 milyon kişi gitti. Kalan laikler ile kökten dinciler, birbirleri ile çatışıyor.
Böyle bir ortamda ne kökten dinci kalır ne laiklik kalır ne de yaşanacak bir ülke kalır. Böyle bir duruma ne Avrupa, ne Rusya ne da başka bir ülke seyirci kalır. Türkiye Afganistan değil.
Bundan yirmi yıl önce böyle düşünceler, bırakınız aklımızdan geçmesini, ülkemizdeki kökten dinciler bile, böyle bir iktidara varmayı, düşünemezdi.
II Abdülhamit ile başlayan kökten dinci bir anlayış geldikten sonra, Osmanlının içinde laiklik ve Cumhuriyet fikirleri ateşlenmişti. İttihat Terakki, arkasından Kurtuluş Savaşı ve Kuvayı Milliye ortaya çıktı.
O zaman bile, kökten dinci bir düşüncenin tahakkümüne rıza göstermemiş halkımızın, Cumhuriyet deneyimini yaşadıktan sonra, Taliban gibi bir yönetim anlayışına rıza göstereceğini hiç sanmıyorum.
Elbette kökten dinciler, kadınımızı kara çarşafın içinde ki karanlığa sokmaya çalışacaktır. Nihai amaçlarının Taliban gibi bir yönetime ulaşma olduğunu biliyoruz.
Korkmak ve korkuları çoğaltmak yerine, sahip olduğumuz Cumhuriyet ve onun imal ettiği insanımızın, böyle bir yönetimi, asla kabul etmeyeceği düşüncesiyle direnmek gerekir.
21 Ağustos 2021
Bir yanıt yazın