Bahriye Nazırı Amiral Arif Hikmet Paşa’nın Köşkü
Mehmet Ali Paşa Köşkü’nün karşısında, 2. Orta Sokağın köşesinde, 5050 m²’lik derinlemesine büyük bir bahçe içerisindeki köşk pek dikkatleri çekmezdi. Biraz yoldan içerlek ve önündeki palmiyeler ve diğer ağaçlar nedeniyle göz önünde değildi ve o nedenle çok farkedilmezdi.
Özellikle bahar başlangıcında duvarın üzerini ve yakınındaki ağaçlara tırmanan mor salkımların arasından köşkü görebilmek bir hayli zor olurdu. Mor salkımlar arasında sadece dördüncü çatı katı ve en tepesindeki kaptan köşküne benzer cihannümâsı görülebilirdi Ethem Efendi Caddesinden.
Ethem Efendi Caddesi üzerindeki Köşk, Bahriye Nazırı Amiral Arif Hikmet Paşa’nın Köşkü olarak biliniyorsa da Arif Hikmet Paşa’nın vefatından bir süre sonra el değiştirmiş Pazarcı Ailesine geçmiştir. Pazarcı Ailesi, 1992 yılında Köşkü ve Ethem Efendi Caddesi’ne kadar olan ön bahçesini muhafaza edip, 2. Orta sokak üzerindeki 2500 m²’lik arka bahçesine 26 dairelik bir yüksek apartman yaptırmışlar, araya çekilen bir bahçe duvarı ile de apartmanla Köşkü ayırmışlardı.
Köşk, Bahriye Nazırı Arif Hikmet Paşa tarafından 1900 yılında İtalyan bir mimara yaptırılmıştı. Üç büyük salonu, her katta dört odası bulunan köşk, çelik kadar sağlam olduğu için tercih edilen, Romanya’nın Karpat dağlarından getirilen ve o yıllarda Boğaziçi’nin bir çok yalısında, ahşap konaklarda kullanılan, kızıl Karpat çamından keresteler ile yapılmıştı. Bugün hala Köşk’ün ayakta olması da bakımın yanı sıra, seçilen malzemenin de ne derece önemli olduğunun göstergesidir.
Mimar Prof. Dr. Reha Günay, “İstanbul’un Kaybolan Ahşap Konutları” kitabında ; “Erenköy Tipi Evler” başlığı altında şunları yazmıştı;
“… Göztepe, Erenköy gibi yerlerde doğayı doyasıya yaşamak için geniş bahçeler, ağaçlar (özellikle çam, sedir, manolya) ve çiçekler içinde yapılan bu ahşap köşkler, biraz İsviçre Şale’lerinden biraz da İngiliz Kolonial evlerinden esinlenmiş ama mevcut ev tipine uyarlanmış uygulamalardır. Haç planlı evler, sivri çatılar ve kuleler, alınlıklı üst kat balkonları, çok süslü dekupajlı pervaz ve korkuluklar, panjurlar, bu dönem ahşap evleri için tam Rönesans olmuş, evler adeta bir dantel gibi işlenmiştir. Bu evler daha sonra Bakırköy, Boğaziçi, Adalar gibi yerlerde de inşa edilmiştir. 20. yüzyıl başında Vallaury, Montani Efendi, Kemaleddin Bey gibi mimarlar tarafından da yorumlanmış, Neo-Osmanlı tarzına uyarlanmıştır.”
Köşkün arka bahçesine inşa edilmiş olan Pazarcı Apartmanı’nda yaşayan mülk sahibi ailenin, köşkü içerisindeki eşyaları ile muhafaza ettikleri, halıları, kıymetli mobilyaları, yaldızlı ayna ve masaları, salonlarını aydınlatan kollu avizeleri, hatta kitaplıklarındaki kitapları ile birlikte korunduğu, ailenin saygın konuklarını ağırladıkları, dost toplantıları düzenledikleri biliniyor.
lcivelekoğlu
Bir yanıt yazın