ÇIKMAZ YOL

 
NATO’nun “Akıllı Savunma” girişimi, ittifakın bu kapsamda füze savunma sistemlerini aşamalı ve uyarlanabilir bir yaklaşımla geliştirmesine yol açmıştır.
Bu süreçte NATO’nun Strateji Belgesinde eski hasmı Rusya’yı stratejik ortak olarak anan ve Avrupa’nın küresel tehditlere karşı korunmasında  Füze Savunma Sistemine katılımını isteyen teziyle,
Rusya’nın ABD ve NATO ile yeterli deneyim geliştirdiğini ve belirli bölgede hava savunma sistemi oluşturmak üzere ancak tarafların kendi sistemlerini koruması ve veri değişimine dayalı hukuki bir işbirliğinin kurulması kaydıyla ortaklaşabileceği tezi,
Çerçevesinde sürdürülen müzakereler sonuçsuz kalmıştır.
 
*
Ama güc dengesini sarsabilme niteliğiyle iki dev nükleer gücün rekabeti daha çok ısınmıştır.
ABD müzakereler sürecinde modifiye ettiği yeni Füze Savunma Sistemlerini, Rusya sınırına daha yakın bölgelerde konuşlandırıyor.
Karadeniz’de füze destroyerleri, Akdeniz’de uçaksavar füze sistemi AEGİS ile donatılmış artan sayıda ABD gemisi endişe uyandırıyor.
 
*
Rusya ise Avrupa’nın ortasında Kaliningrad’da Atlantik Okyanusu’nun önemli bir bölümünü ve tüm Avrupa’yı izleyecek 6000 km. menzilli ve 500 hedefi aynı anda izleme kapasitesine sahip Voronej radar istasyonunu,
Türkiye,Ortadoğu ve Afrika gibi büyük bir alanı tarayan bir benzerini de Karadeniz’in  kuzeyinde Krasnodor’da aktif  tutuyor.
Rusya; Doğu Avrupa, Kafkasya ve Orta Asya’da  Ortak Hava Savunma Bölgeleri’ne ilişkin hazırlanacak olan anlaşmaları imzalayacak olan katılımcı ülkelerin ihtiyaç duyacağı yeni nesil füze savunma sistemlerini tedarik edeceğinin garantisini de veriyor…
 
*
Bu noktada Rusya’nın yeniden eski Sovyet bloku ülkelerini eline geçirmesinden duyulan endişeler,
ABD ve AB’nin Rusya’ya ardarda ekonomik,siyasi ve askeri yaptırım paketleri açmasıyla pekişiyor.
Nitekim 6 Aralık 2014’te ABD Temsilciler Meclisi’nde Ukrayna kriziyle ilgili Rusya’ya birçok yaptırım uygulanmasını öngören 758 sayılı kararı kabul edilmiştir.
Karar, ABD-Rusya arasında “Soğuk Savaş”ın tescil edildiği anlamında algılanıyor…
 
*
Temsilciler Meclisi, Rusya ile ilgili bir çok konuda yaptırımlar uygulanmasını istiyor.
Bunlardan biri ABD Başkanı’na  Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması yükümlülüklerini ihlal eden Rusya Federasyonu’ndan hesap sorulması çağrısında bulunma yetkisinin verilmesidir.
 
*
1987’de yapılan bu anlaşmaya göre ABD ve SSCB ellerindeki menzili 500 ile 5499 km. olan orta menzilli nükleer silahların (INF) tümünü ortadan kaldıracak, üretimlerini yasaklayacaktır.
Süresi sınırsız olan anlaşmada, taraflardan herhangi biri anlaşmanın konusu ile ilgili olarak belirlenecek olağanüstü durumların kendi çıkarlarını tehlikeye koyduğu kanısına sahip olduğu takdirde anlaşmadan çekilebilecektir.
 
*
Temsilciler Meclisi kararından kısa süre sonra ABD, NATO aracılığıyla Doğu Avrupa ülkelerine askeri teçhizat ve ağır silah gönderme kararı alınca,
Rusya, hiç beklemeksizn Amerika’nın Doğu Avrupa’da askeri varlığını artırmasının yeni silahlanma yarışını tetikleyeceği uyarısında bulunuyor.
 
*
O sırada Rusya, Batı’da saldırgan bir devlet olduğuna ilişkin  kendisine karşı oluşturulan  algıdan ve ekonomik ve siyasi yaptırımlardan rahatsızdır.
Devlet Başkanı Putin “Biz saldırgan davranmıyoruz. Rusya, yeni bir egemenlik peşinde değil, hayali bir üstün güç statüsü peşinde de değil. Sadece çıkarlarımızı daha ısrarlı, daha tutarlı savunuyoruz. Ancak bizi hep sıkıştırdılar ve artık geçemeyeceğimiz çizgiye dayadılar” tepkisini veriyor.  
 
*
Ve kararlılığını, üstelik ABD Temsilciler Meclisi’nin kabul ettiği 758 sayılı kararın bir fıkrasını oluşturan ve ABD Başkanı’na  füze anlaşmasını  yükümlülüklerini ihlal eden Rusya Federasyonu’na hesap sorulması çağrısında bulunma yetkisini kullanmasına fırsat tanımayarak gösteriyor.
Önce Rus Dışişleri Bakanlığı, ABD ve NATO müttefiki olan ülkeleri, nükleer silahsızlanmanın sağlanması için yapılan 1968 tarihli Nükleer Silahların Artırılmasının Önlenmesi Anlaşması’nı (NPT) ihlal etmekle suçluyor.
 
*
Buna göre, ABD nükleer silahlarını geliştirip koruma kararını sürdürmeye devam etmektedir.
Öyle ki, NATO nükleer caydırıcılık temelinde ABD, Fransa ile İngiltere’nin nükleer silahlarıyla, nükleer silah sahibi olmayan ülkelere bile saldırabileceğini ilan etmiştir.
ABD, 200 adet “B-61” model nükleer taktik silahını Almanya,Hollanda,İtalya, Belçika ve Türkiye topraklarında konuşlandırmış, 
Üstelik ABD bu nükleer silahları akıllı bombalara dönüştürmek üzere modernize etme planını da yürütmektedir!
 
*
Rusya, ABD ve NATO’nun nükleer silahlarıyla kendisini ve bölge ülkelerini açıkça tehdit ettiğini vurguluyor.
ABD’nin diğer ülkelerde konuşlandırdığı nükleer başlık ve silahları kendi topraklarına geri getirmesini, nükleer silahları diğer ülkelerde konuşlandırılmasını yasaklayan yasa çıkarmasını ve benzeri kararlar almasını istiyor.
Bu kadarla da yetinmiyor!
*
Sonra Moskova’da son teknoloji askeri ürünlerin sergilendiği ARMY-2015 fuarında, 
2015 sonuna kadar Rusya ordusunun envanterine 40 adet yeni kıtalararası  balistik nükleer füzenin kazandırılacağı, bu füzelerin teknik olarak en gelişmiş  savunma sistemlerini dahi alt edebileceğini açıklanıyor.
Ukrayna krizinin ardından Rusya kendi nükleer kartını özellikle de kıtalararası nükleer başlık taşıyan modern füzelerini ön plana çıkarma kararı almıştır ve Batılı devletlere karşı açıkça tehditte bulunmaktadır…
 
*
Rusya’nın kendi nükleer kapasitesine kıtalararası yeni füzeler katması batının muhalefetine neden oluyor.
Başkan Obama, Devlet Başkanı Putin’e mektup göndererek “Rusya’nın Orta Menzilli Nükleer Silah Anlaşması’nı ihlâl ettiğini” söylüyor.
Obama’nın mektubunda “Sizi füzeler konusunu görüşmeye davet ediyorum. Daveti kabul etmezseniz biz de karşı önlem düşünürüz” dediği belirtiliyor…
 
*
Nitekim ABD Genelkurmay Başkanı Oramiral M. Dempsey, Rusya’nın Kırım’ı ilhakı ve Ukrayna’nın doğusunda oynadığı rol nedeniyle, başta Baltık ülkeleri olmak üzere Doğu Avrupa ülkelerinden daha fazla koruma talebi alındığı gerekçesini ileri sürüyor.
Ve Orta menzilli füzeleri Orta ve Doğu Avrupa’daki NATO ülkelerine yerleştirmenin, Rusya ile imzalanan Nükleer Silahların Azaltılması Anlaşması’na aykırı olup olmadığını inceleme talimatı veriyor.
 
*
Silahlanma yarışı alevlenmektedir.
Üstelik akıllı silahlar pahalıdır ve mali krizdeki bütün ülkelerin savunma bütçelerinde  yeni gedikler açmaya-yazıyor.
Halbuki hiçbir ülkenin, gelişmiş bir askeri ittifakın bile 21. yüzyılın sorunlarıyla tek başına mücadele edemeyeceği, o yüzden işbirliğinin daha fazla zorluklar başlamadan kurulmasının tek etkili çözüm olduğunda pekişilerek işbirliği ruhunun geliştirilmesi gerekiyor.
 
23.6.2015 

Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir