İÇ DÜŞMAN BELİRLENMEDEN VE TASFİYE EDİLMEDENTÜRKİYE’DE YIKIM DURDURULAMAZ. Sefa Yürükel
TÜRKLER ARTIK SAFLIĞI BIRAKMALIDIR!
Bir devletin ve Millet’in, kavimin sadece dış düşmanı olmaz iç düşmanıda olur.
Bunların ikisinin işbirliği ile ancak bir ülke tnsen ortadan kaldırılır.
Tarih bunun yüzlerce örneği ile doludur.
Bu Türk tarihinde de böyledir.
Bugüne kadar, İttihat ve Terakki ve Atatürk dönemi hariç, Türkler hep işin kolayına kaçıp dış düşman tarifi yapmışlardır.
Ama iç düşman tarifi yapmamışlardır.
Bundan korkarlar.
Bunun bir çok sebebi vardır.
Burada var olan en belirgin sebep ise, insanların bu iç düşmanları çok iyi bilmesi, onlara bir süre oy vermeleri, yandaş olmaları, onlardan geçici menfaat sağlamaları, veyada içinde yer aldıkları bir güç odağı olmaları, işbirliklerinden dolayı suçluluk duygusu olması, kardeşi, akrabası vs olmasıdır.
Ama bir ülkede iç düşman belirlenmeden ve tasviye edilmeden de O ülke bağımsız, demokratik ve laik bir devlet, Millette mutlu bir mutlu bir Millet olmaz.
Türkiye’de ki mevcut durumda buna işaret etmektedir.
Türkiye ‘de de bu yüzden ve öncelikle bugünkü kötü gidişin sorumlusu olan bir nunaralı iç düşmanın kim olduğu tespit edilmelidir.
Türkiye’de ki emperyalizm destekli mevcut siyaset, tarikat, Mafya, Gladyo ve bürokrasi ortak iktidarının ve emperyalist yıkım projelerini (Kanal İstanbuldan vazgeçersek bize Londra mahkemelerini gösteren) hayata geçiren ve bunu 1938’den beri sağlayan karşı devrimcilerin, bugün iktidardaki temsilcisi ise:Tayyip Erdoğan ve ekibidir.
Bu ekip bu yüzden de Türkiye’de ki bir numaralı iç düşman olarak görülmelidir.
Ve Millet olarakta hiç vakit geçirmeden bu İç düşmanın bu olduğunu kabul etmek, hedefe oturtmak, buna karşı hedef ve sonuca göre Milli olarak planlı, programlı ve eylemli hareket etmek, gerekirse bunun için bedel ödemek ve aynı zamanda da bu düşmanıda tasviye ederken ona ağır bedellerde ödetmek bugün için elzemdir.
Bu iç düşmanın en kısa sürede tasviyesi için ise, en kısa zamanda Milli düşünen güçlerin birlikte ve ilkeli hareket etmesi, ortak programı, doğru önderliği olması gerekmektedir.
Bunun için ise önce Muhaliflerin yada Milli düşünenlerin Tayyip’ten korkmayı bırakmalıarı gerekmektedir.
Eylemci olmaları gerekmektedir
Çünkü korkarak muhaliflik olmaz.
Yapılamaz.
Özlenen ölçüde de Millet ve devlette kurtulmaz.
Bundan dolayı Muhalifler önce korkmamayı öğrenmelidir.
Buda muhaliflerin; birlikte ilkeli ve programlı hareketi, söylem ve eylem birliği ile olur.
Burada Milli güçler doğru ve sürekli eylemlilikle ve Atatürkçü bir eşgüdümle hareket etmelidir.
Bunun için ise Milli güçler kesintisiz ve sonuç alıcı olacak olan, Milli ve demokratik ortak söylemler ve eylemler geliştirilmelidir.
İşte bundan sonra ancak bunlar yapılırsa Millet tekrar iktidara getirilebilir.
Türkiye’de Millet iradesi tekrar temin ve tescil edilebilir.
Kısaca Türkiye’de egemenlik kayıtsız şartsız tekrar Milletin olabilir.
Demokratik, bağımsız ve laik bir Türkiye oluşabilir.
Yani bugün emperyalizm işbirlikçisi karşı devrimciler tarafından artık açıkça yıkılmış olan TC Devleti, tekrar Atatürk ilke ve devrimlerinin içeriğine göre ve bu içeriklerde güncellenerek, ülkede 1923’den 1938’e kadar olan Cumhuriyet ve Laik rejim, 1924’de ki gibi Devrimci bir Anayasa yaparak yeniden oluşturulabilir.
Bugün yasadışılaşmış, mafyalaşmış, organize suç şebekesine zemin olmuş, laçkalaşmış, devlet ve rejim tekrar yasal, doğru bir biçim ve içerikte kurumsallaştırılabilir.
Ve yıkılmış olan TC Devlet’i , bedeli ne olursa olsun ikinci defa tekrar kurulabilir.
Tüm bunları yapmak için ise, Atatürkçü düşünmek ve Atatürk’ün devrimci eylemci felsefesini kabul edip ve bunları tatbik etmek ŞARTTIR.
Kısaca tüm bunlar ise boş, romantik, hamasi ve beleş laflarla değil, eylemle yani bedeli ağırda olabilecek olan bir Milli bir devrimle olur.
Ve onun için SAFLIĞI bırakalım!
Ve artık birlikteliği sağlayıp birlikte program ve iş yapalım!
İç düşmanı al aşağı edip, Anadolu topraklarına tekrar gönelim yada Akdeniz’e tekrar dökelim!
Mevcut iç düşmanın Türkiye coğrafyasında bir daha bir vaka olamayacağı bir şekilde, Milli bir eylemle nefesini ebediyen keselim!
Türkiye’yi kurtaralım.
Ve bu şekilde Türk Milletine ve Atatürk’e olan borcumuzu ve minnetimizi ödeyelim.
Sefa Yürükel
Bir yanıt yazın