Amerika başkanı önemli midir? Evet önemlidir.
Amerika başkanı ile görüşmek önemli midir? Evet önemlidir.
Yaşadığınız ülkenin liderinin gündelik hayatınızı değiştirebilme gücüne karşı Amerika başkanı sizin hayatınızda daha etkili olabilir. Mesela fazla kilolarınız için, Amerika’da açlığı yeneceğim diyerek GDO araştırmalarına yol veren Nixon’a dava açabilirsiniz. Hiç olur mu demeyin, Türkiye’de bir sorumlu arayıp bulmaktan daha yüksek ihtimal netice alabilmeniz.
Eski dünyanın yakın tarihine baktığımızda ülkelerin varlıklarını sürdürebilmek için düşmanlarının düşmanları ile anlaşmak zorunda kaldıklarını görüyoruz. Hepsi birleşip boğazlara çökememişler. 1877 yılında, Ruslar boğazlara bu kadar yaklaşmışken, Londra’nın pub’larında ingilizceye “jingoism” sözcüğünü sokan aşağıdaki şarkı söylenmeye başlamış. Bir şekilde güç dengeleri Avrupa’nın hasta adamını kurtarmış.
Batı kültürü almış Türkler, Erdoğan’ın anlamakta en zorlandığı ve asla kazanamayacağını düşündüğü için en dışladığı kesim. Yıllarca açık ve şık giyinen kadınlara “çok Avrupai” dendiğini hatırlarım. Oysa batı kültürü gerçeği aramakta, üretmekte, gösterişte, sorgulamakta, yalanda, bilimde, nefrette, şiddette, ailede, bireyde; tamamını almadan batılı olunamıyor.
Avrupa Birliği’nin batı kültürüne uzak birisine ne kadar hevesli evet dediğini unutmayalım. Sonuçta onlar için Türkiye’nin ne kadar Avrupalı olduğunu anlamanın en iyi yolu bu idi.
Ülkeyi şirket gibi yönetmek iddiasındaki Erdoğan, batıyla görüştükçe anladı ki, Avrupa Birliğine girmek, batılı olmak ekonomik birlik olmaktan daha farklı ve sandığı gibi bir şey değil. Bazı farklarımız kültürel deyip geçiştirilemeyecek kadar büyük. Demokrasi, hukuk devleti, kuvvetler ayrılığı gibi kavramlardan vazgeçtim, hırsızlık, yolsuzluk gibi tanımı daha net yapılabilir kavramlarda dahi batı ile aynı şeyi söylemiyoruz, aynı şeyi anlamıyoruz.
Batının, bireyin mutluluğu ve refahını odaklayan gelişmişlik tanımı ile Erdoğan’ın kendi değerleri arasında çıkar çatışması yaşanmaya başladığında, Erdoğan batıdan kendisine bir fayda gelmeyeceğini anladı. Rusya, Çin, Arap ülkeleri, Turan, ümmet, sıfır sorun derken yalpalama başladı.
Oysa, John Nash’in oyun teorisini siyasete uyarlayan ve herkesin aynı anda kazanabileceğini anlayan batı, sorunlarını bir bütün olarak hareket ederek, birbirine yaklaşarak, arasındaki savaşlara son vererek, akrabalık bağlarını güçlendirerek çözebiliyordu artık.
Türkiye bu yeni dünyada düşmanımın düşmanı dostumdur diyerek varlığını ikili ilişkilerin sağlayacağı güç dengelerinde korumaya çalışıyor.
Erdoğan, kendisine darbe düzenleyebileceğine inandığı bir Amerika Birleşik Devletleri’nden korunmak için aldı S400’leri. Rusya’ya emanet ettiği nükleer santralden korunmak için de Amerika’ya bir şey vermeli. Amerika’nın pençesi daha uzun ama Rusya hemen yanımızda. Kırım’ın ilhakı daha bir kaç yıl önce oldu.
Soruya geri dönersek. Amerika başkanı ile görüşmek önemli midir? Evet önemlidir. Ama daha önemlisi diğerlerinin Amerika başkanı ile ne görüştüğünü bilmektir.
Bir yanıt yazın