Sabahattin Ali

“Göklerde kartal gibiydim.Kanatlarımdan vuruldum;Mor çiçekli dal gibiydim,Bahar vaktinde kırıldım...”  - sabahattinali kitaplari

Göklerde kartal gibiydim.
Kanatlarımdan vuruldum;
Mor çiçekli dal gibiydim,
Bahar vaktinde kırıldım…”
 

Mor çiçekli dal gibiydim, Bahar vaktinde kırıldım..” diyen ve bir bahar gününde,  2 Nisan 1948 ‘de  öldürülen  Sabahattin Ali’yi  saygıyla anıyoruz. 

Sabahattin Ali’nin Aldırma Gönül şiirini besteleyen Edip Akbayram’dan dinlenmesi temennisiyle…2Nisan 2021 Cuma

***(Zamanı olanlar içindir)

Sabahattin Ali, 25 Şubat 1907’de Edirne Vilayeti’nin Gümülcine Sancağı’na bağlı Eğridere kazasında dünyaya geldi.  Yazmaya 1925 yılında Balıkesir’de yayınlanan şiirleriyle başlar

Konularını toplumsal eşitsizliklerden alan yazar Anadolu insanına yaklaşımıyla edebiyata yeni bir boyut kazandırır. Ezilen insanların acılarını, sömürülmelerini dile getirir.Sabahattin Ali 41 yıllık yaşamında ülkemiz edebiyatına unutulmaz bir katkıda bulunmuştur. Neredeyse tümü bestelenerek seslendirilen şiirleri, hikayeciliğimize yaptığı katkıyla, günümüzde en çok okunan kitaplar arasında yer alan romanlarıyla Sabahattin Ali edebiyatımızın en bilinen, sevilen yazarlarındandır. 

Sabahattin Ali yalnız edebiyat ve sanatçı olarak değil düşünce yazıları ve gazeteciliği ile de ülke tarihimizde iz bırakmıştır. 

Markopaşa Dergisi’nin 1. sayısında 25 Kasım 1946 tarihinde yayınlanan “ İstiklal” başlıklı yazıda:

 “…Bağımsız bir memleketin  toprakları üzerinde, ister general olsun ister teknisyen; ister üniforma giysin, ister sivil; ister yaya dolaşsın, ister jeep ile, yabancı bir devletin ordusuna mensup birlikler, devamlı görev ile bulunamazlar… Bağımsız bir memleketin  topraklarından bir karışı bile askeri maksatlarla kullanılmak için, yani üs olarak, barış zamanında yabancı bir devletin kara, deniz veya hava kuvvetlerinin veya teknik personelinin emrine verilemez...”Markopaşa Dergisinde 10 Şubat 1947 tarihinde yayınlanan “ Ne İstiyoruz?” başlıklı yazısında: 
Biz istiyoruz ki, bu memlekette yapılan her iş, üç beş kişinin çıkarına değil, bu toprakları dolduran milyonların yararına olsun…Biz İstiyoruz ki, bu topraklar üzerinde insanlar, kafalarında taşıdıkları fikirlerden dolayı değil, bu yurdun, bu halkın yararına ya da zararına yaptıkları işlerden hesap versinler…Biz İstiyoruz ki, şu topraklar ve onun üzerinde yaşayan insanlar, hiçbir yabancı devletin oyuncağı olmasın. Bir karış toprağımıza,  bir tek vatandaşımıza göz dikilmesin… Dünya işlerinde politikamız, şunun bunun kölece peşinden gitmek değil, bu milletin selametini en iyi sağlayacak yolları müstakil olarak seçmek şeklinde kendini göstersin. Bütün bunları  düşünmek ve bunları istemek bir suçsa, hemen haber versinler, bu suçu işlemekten, yazmaktan, söylemekten vazgeçelim. Eğer suç değilse, bize kahpece vurmaktan vazgeçsinler…”

*****Sabahattin Ali ve Nazım Hikmet gibi yetenekli yazar ve şairler, 1940’lı yıllarda yükselen faşizmin kurbanı olmuşlardı. Öğretmen yazar Ali de Köy Enstitüleri’nin hedefe konulduğu günlerde Nihat Atsızlar tarafından tehdit ediliyordu. Atsız ve Ali’nin meşhur davası bu konuya en iyi örnektir. Bu dönemde Köy Enstitüler de kapatıldı ve Hasan Âli Yücel Milli Eğitim Bakanlığı’ndan alındı. (S. Ali, Yücel döneminde MEB’nin çeviri bürosunda da çalışmıştı.) Daha sonra da Batıcı Demokrat Parti iktidara geldi. Türk Devrimi’nin duraklama dönemi başladı.Kırklareli’nin Üsküp ilçesine bağlı Sazara Köyü yakınlarında bir ormanlık arazide, 16 Haziran 1948’de cenazesi bulunan yazar Sabahattin Ali (41)’nin bu yıl öldürülüşünün 73. yılı. (Ali’nin 2 Nisan 1948 günü öldürüldüğü saptandı.) Olaydan sonra TSK’dan atılma bir astsubay olan Ali Ertekin yakalanmış ve cinayeti işlediğini itiraf etmişti. 30 Nisan 1949-15 Ekim 1950 tarihleri arasında yapılan yargılama sonucu 4 yıl hapis cezası aldı. Bir süre sonra çıkan genel afla cezaevinden çıkan Ertekin, sorguda verdiği ifadede, Ali’yi “komünist olduğu için” başına sopayla vurarark öldürdüğünü belirtmişti. Ali’nin olaydan sonra incelenen cenazesinin nereye defnedildiği ise hâlâ muamma.  (* )

Sabahattin Ali, Türk yazar ve şair. Edebi kişiliğini toplumcu gerçekçi bir düzleme oturtarak yaşamındaki deneyimlerini okuyucusuna yansıttı ve kendisinden sonraki cumhuriyet dönemi Türk edebiyatını etkileyen bir figür hâline geldi (Vikipedi  )

( * )Ercan Dolapçı’nın Sabahattin Ali tuzağa düşürüldü yazısından


Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir