Dünyayı kasıp kavuran koronavirüse yakalanıp iyileşenlerde kalıcı bazı hastalıkların olduğu ifade ediliyordu. Virüs tanındıkça, ortaya bıraktığı enkazın büyüklüğü de açık biçimde görülmeye başladı.
Düzce Üniversitesi (DÜ) Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ender Güçlü, koronavirüsün kalıcı etkilerine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Güçlü, koronavirüse yakalananlarda kalıcı işitme ve koku kayıpları olabileceğini söyledi.
Güçlü, salgın tehdidiyle mücadele edilen bu dönemde her soğuk algınlığına, “koronavirüs olabilir” düşüncesiyle dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.
Bazı nedenlerle hastalığın bıraktığı sonuçlar “Sebebi bilinmeyen hastalık” listesine alınıyor. Hasta, yakalandığı bu sıkıntılarla yaşamak durumunda kalıyor.
Bilim insanları ve doktorlar, koronavirüsün bıraktığı hastalıklarla mücadelenin süreceğini ve virüs tanındıkça hastalığın bıraktığı yan etkilerini yenecek aşı ve ilaçların bulunabileceği konusunda umut dolu olduklarını da söylüyor.
Erken dönemde test yaptırmanın önemine işaret eden Güçlü, “Biz uzmanlık alanımızda koku ve tat kaybı kısmına dikkat ediyoruz. Koku ve tat kaybı varsa oldukça yüksek ihtimal kişi virüse yakalanmıştır şüphesiyle bakılmalı. Diğer viral enfeksiyonlar da koku kaybı yapabiliyor ama bu kadar sık ve uzun süreli yapabilen bir virüs yok. Bu yaşanan koku ve tat kaybı koronavirüse özgü. Bunun için de ek bir tedavi şekli yok.” diye konuştu.
Güçlü, hastalığın ciddiye alınması gerektiğini vurgulayarak, maske, mesafe, hijyen ve diğer tedbirlere harfiyen uyulması çağrısında bulundu.
Hastalığın yayılma hızının ve bulaşıcılık riskinin son aylarda yükseldiğine dikkati çeken Güçlü, herkesin vatandaşlık görevi olarak hem kendi hem de toplum sağlığı için üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğini kaydetti.
Güçlü, koronavirüse yakalananların üçte ikisinin, hastalığı kalıcı bir etki oluşturmadan atlattığını dile getirerek, hastalığın geri kalan kısımda ise kalıcı izler bırakabildiğini anlattı.
Kovid-19’un olası kalıcı etkilerine değinen Güçlü, “Mesela işitme kayıpları olan hastalarımızı gördük. Geçtiğimiz günlerde tiroit bezi dediğimiz guatr bölgesinde iltihap tespit ettik. Koronavirüse yakalandı ve atlattı hasta, işitme kaybı olur ve tamamen iyileşmeyebilir. Tat kaybı yaşayanlarda ise hastalığı atlatmasının üzerinde aylar geçmiş olsa da iyileşmeyenlerle karşılaşabiliyoruz. Bu hastalığın sadece bir yılda bıraktığı hasarlar, ilerleyen süreçte ne olur tam olarak bilmiyoruz.” diye konuştu.
İspanya’nın başkenti Madrid’de yer alan La Paz Hastanesi Üniversitesi’nden araştırmacılar, dilde, elde veya ayakta ortaya çıkan şişkinlik ve kızarıkların yeni tip corona virüsün (Covid-19) belirtisi olabileceğini açıkladı. Bilim insanları, doktorların ve hemşirelerin daha hızlı Covid-19 teşhisi koyabilmek için hastalarının ağız boşluklarını, ellerini ve ayaklarını incelemesi gerektiğini söyledi.
British Journal of Dermatology’de yayımlanan çalışmaya IIFEMA’daki sahra hastanesinde 10-25 Nisan tarihleri arasında tedavi edilen 666 hafif-orta Covid-19 hastası dahil edildi.
Hastaların yüzde 45,7’sinin dillerinde, ellerinde veya ayaklarında değişiklikler görüldü.
Yaklaşık dört hastadan birinde (yüzde 25,7), “Covid dil” olarak adlandırılan dil değişiklikleri bildirildi. Araştırmacılar, en yaygın görülen semptomun papilla iltihabı veya dilin yüzeyindeki küçük yumrular çıkmasına neden olan geçici lingual papillit olduğunu söyledi.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın