Yukarıdaki cümle, Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Levent Akın’a ait. Akın Hoca, özellikle lokanta, cafe ve barların virüsün yayılma alanları olduğunun altını çiziyor.
Bu konuda daha önce de bazı bilim kurulu üyelerinin açıklamaları oldu. Ancak esnafın sıkıntılı durumu göz önüne alındığında bu açıklamaların arka plana atıldığını görüyoruz.
Çoklarının sorusu da şu:
“Daha ne kadar maske takacağız, covid-19 ile yaşayacağız?”
Gelişmeler, yapılan açıklamalar covid-19 ile daha bir süre yaşamaya devam edeceğimizi gösteriyor. Bilim kurulu üyelerinin ortak görüşü de bu yönde. Bu nedenle covid-19 ile daha uzun süre yaşamayı öğreneceğiz.M
Özeti şu:
Yarım kapasite ile de olsa lokantalar, cafe ve barlar pandemide açık olmayacak. Bu yerler, büyük risk taşıyor. Buralarda yemek yiyenleri de saat olarak takip etmek zor. Hele bu işyerlerinin tam kapasite ile açılması virüsün yayılma hızını daha da artırabilir.
Akın Hoca, “Lokantaya gidenlere önerim var; kuralları çok iyi takip etsinler, yemek yerken elbette maskelerini çıkaracaklar; ama olabildiği kadar az konuşsunlar ya da alçak sesle konuşsunlar. Kısa sürede işlerini bitirip, lokantadan ayrılsınlar. Bir bakıma virüs şu anda startta bekliyor, ‘ben biraz daha yayılma fırsatı bulabilir miyim’ diye de soruyor.
Hiç kuşkusuz bu açıklamalar tüm toplumu yakından ilgilendiriyor. O halde Prof. Dr. Levent Akın’ı dinleyelim:
“Lokantalara, restoranlara ya da kafelere gittiğiniz zaman çok ciddi risk alıyorsunuz. Bu risk nasıl artıyor; zaten herkes maskesini çıkardığı için bir defa korunmanın önemli bir ayağını yok etmiş oluyorsunuz. O zaman diğer yöntemlere doğru gitmek lazım. Mesafenizi uzak tutmanız ve lokantada ya da kafede kalma süresinizi kısaltmanız lazım. Bir ara 45 dakika kuralı gibi konular konuşuluyordu, bunları kural olarak koyup takip etmeniz çok zor ama müşteri olarak gittiğiniz zaman hiç olmazsa olabilecek en kısa sürede yemeğinizi yiyip lokantayı terk etmeniz lazım. Hastalığın bulaşmasında en önemli faktör kapalı alanlarda maskesiz uzun süre kalmak ve konuşmak. Konuştuğunuz zaman hastalığın yayılma olasılığı artıyor. Şu anda ben konuşuyorum ama sizin riskiniz şu an çok az. Ama ikimizin de maskesi olmazsa ortak yemek yiyor olsak, 10 dakikadaki bulaşma riskinizle 1 saat beraber oturduğumuz bulaşma riski çok değişiyor. O zaman bir anda hastalık bulaşıyor. Sizde çevrenize bulaştırıyorsunuz. Bu yüzden lokantaya gidenlere önerim var; kuralları çok yakın takip etsinler, yemek yerken elbette maskelerini çıkaracaklar ama olabildiği kadar az konuşsunlar ya da alçak sesle konuşsunlar. Kısa sürede işlerini bitirip, lokantadan ayrılsınlar. En büyük riskin öğlen yemekleri ve beraber olan akşam yemekleri. Hepimiz akşam yemeklerine gidiyoruz. Sohbet ediyoruz, sosyalleşiyoruz. Güzel şeyler bunlar ama bu hastalığın fırsat olarak kullandığı şeyler uzun süre oturmak, maskesiz konuşmak hastalığın yayılmasını kolaylaştırıyor. Bir bakıma virüs şu anda startta bekliyor. ‘Ben biraz daha yayılma fırsatı bulabilir miyim’ diye. Bunu engellemenin yolu hem işletmeciler hem de restoranlara giden müşterilerin alacağı önlemlere dayanır. Tam kapasite açılmanın doğru olmadığını söyleyebiliriz. Çünkü şunu iyi görüyoruz, bu sene biz Covid-19 ile beraber yaşayacağız, 2021’de belli oldu bu. Hastalığın bir süre sonra düşeceğini biliyoruz. Düşecek ama yok olmayacak. Yok olmadığı için siz önlemleri bıraktığınız anda aynı hızla yayılmayı ve vaka artışını tekrar yaşarız. Çünkü virüsün özelliği bu. Bu özellikler hakkında çok fazla bilgi sahibi olduk. O yüzden de yaz ayında kontrollü normalleşme esas bunun ismi. Herkes kendi koruyucu önlemlerini alması lazım ve çevresini kontrol ederek, hastalığın kendilerine bulaşmasını engelleyecek önlemlerin riayet etmesi lazım. Her hâlükârda 2021 yılı vatandaşlar ve işletmeler için kontrollü bir dönem olması lazım.”
Soru şu:
Uzun zamandır lokantalar, cafe ve barlar ya yarı kapasite ile çalışıyor ya da paket servisi ile ayakta durmaya çalışıyor? Bu kesim zorda, ne yapmaları gerekecek?”
İflas noktasına gelenler, mekânlarını kapatmak zorunda olanlar var. Çokları çalışanlarına maaş ödeyemiyor. Çokları da çalışanlarını işten çıkarıyor. Bu zor durum her geçen gün daha da zorlaşıyor.
Bir yandan covid-19 belası, diğer yandan iş yapamayan esnaf. Bu iş nasıl çözülecek? Hükümet tarafından yapılan desteğin hiçbir işe yaramadığını söylersek daha köklü çözümlerin devreye sokulması gerekmiyor mu?
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın