Prof. Dr. Hakkı Keskin, Siyaset Bilimci, Almanya Parlamentosu ve Avrupa Parlamenterler Meclisi eski üyesi
www.keskin.de hakki@keskin.de
12 Mart 2021
Türkiye`nin geleceğini düşünen tüm Yurtseverleri, Siyasi Partilerin ve Hükümetin, Nükleer Santrallerin yapımından vazgeçilmesi için, yoğun bir kampanya yürütmeye çağırıyoruz!
11 Mart 2011’de Japonya Fukuşima’da 19 bin kişinin yaşamını yitirdiği 9,02 büyüklüğündeki büyük deprem ve tsunami sonucu, 30 metre yüksekliğe ulaşan dev dalgalar Fukuşima Daiichi Nükleer Santralini bastı. Bazı yerleşim yerleri haritadan silindi. Radyasyon sızıntısı nedeniyle 200 bin kişi bölgeden uzaklaştırıldı. Aradan 10 yıl geçmesine karşın yasak bölge korunuyor. Nükleer Santral felaketi nedeniyle 220 kilometre uzakta bulunan Başkent Tokyo’nun bile boşaltılması düşünülmüştü. Yetkililer, Japonya’ya trilyonlarca Yene mal olan nükleer felaketi çalışmaların 40 yıl kadar sürmesini bekliyor.
Daiichi nükleer reaktörü felaketinin onuncu yılı nedeniyle bir diğer eski Başbakan Junichiro Koizumi ile basın toplantısına katılan eski Japonya Başbakanı Naoto Kan, bizlere ders olması gereken şu açıklamayı yaptı. “Başbakanlığım sırasında Fukuşima felaketinin henüz gerçekleşmediği bir dönemde Türkiye’ye gittim ve bu tür büyük satış toplantılarına katıldım. Türk yetkililere, eğer Türkiye nükleer enerjiyi getirmeyi düşünüyorsa bu teknolojiyi Japonya’dan almalarını rica ettim. Şu an bundan utanç duyuyorum. Bugün olsa bunu yapmam” açıklamasını yaptı.
1986 yılında yaşanan Çernobil Nükleer Enerji felaketinde ise bağımsız bilim insanlarının raporlarına göre 30 bin ile 60 bin arasında insan yaşamını yitirdi. Çernobil bölgesi, radyoaktif maddelerden ancak 48 bin yıl sonra tamamen arınabilecektir. Çernobil felaketi, geçmişten günümüze Türkiye`nin Karadeniz bölgesi de dahil 10 milyondan fazla kişiyi etkiledi.
Son olarak Fukuşima Nükleer Santral felaketi, tüm Dünya ülkeleri için büyük bir ders oldu. Birçok ülke var olan Nükleer Enerji Santrallerini kapatarak, Yenilenebilir Enerji Kaynaklarıyla, güneş, rüzgâr, nehir ve denizlerden enerjilerini sağlama kararı aldılar.
Fukuşima Nükleer felaketinden 25 gün sonra Almanya Parlamentosu aldığı kararla, enerjisinin üçte birini sağladığı ve 50 yıldan buyana kullandığı Atom santrallerini, 2022 sonuna kadar tamamen kapatma kararı aldı. Almanya 2000 yılında kullanılan enerjinin yüzde 6`sı yenilenebilir enerjiden sağlanırken, 2020 de bu oran yüzde 46 ya çıkmıştır.
Türkiye sonsuza değin var olan yenilenebilir enerji kaynakları güneş, rüzgâr, nehirler ve deniz enerjisi bakımından, Almanya ve birçok Avrupa ülkesinden çok daha zengindir.
Anayasa Mahkemesi 9 Mart 2021 tarihinde, Türkiye`nin ilk nükleer santrali olarak Mersin’in Gülnar ilçesi Akkuyu bölgesinde inşa edilmekte olan Akkuyu Nükleer Güç Santralinin 3. reaktörüne ilişkin, Kanun Hükmünde Kararnamenin tüm maddelerini anayasaya aykırı bularak iptal etti.
Keşke Türkiye`nin Siyasi Partileri ve Anayasa Mahkemesi, Türkiye`nin yüzyıllara ilişkin geleceğini düşünerek, Türkiye`de hiçbir zaman ve hiçbir yerde Nükleer Enerji Santrallerinin kurulamayacağı yönünde tarihi bir karar alabilselerdi.
Türkiye`nin geleceğine yönelik böyle bir tarihi karar alınması için, şimdiden Halkımızı bu yönde bilgilendirmeliyiz, tüm siyasi partileri ve sivil toplum kuruluşlarını bu yönde göreve çağırmalıyız.
Bir yanıt yazın