Orhan Özkaya (Arş-Yazar)
Tekkeköy’de Atatürk heykeli hurdacıya satıldı
Samsun 19 Mayıs Polis Meslek Yüksek Okulu’nda gerçekleştirilen ihaleyle kullanılmayan malzemeler satılmış, hurdacılar tarafından alınan malzemeler arasında Atatürk heykelinin de olduğu tespit edilince büyük bir tepkiye neden oldu. Halkımız Boğaziçi Üniversitesi’ ndeki polis şiddetini tencere ve tavalarla protesto ederken, bir de Atatürk’e yapılan bu çirkin eylem üzüntüsünü arttırmış durumda. Deprem ülkesi olması nedeniyle ülkede deprem sağanağı yaşanması ve Covid19’un verdiği tahribatın sanki savaşta verilen zayiatları geçmesi, tahammül sınırlarını zorlar niteliğe bürünmesine sebep oldu. Daha önce yine Atakum’da belediyenin gerçekleştirdiği Atakum Atatürk Parkı, Millet Bahçesi yapılmak istenince olaylar çıkmıştı. Bu konudan sonra şimdi de heykel sorunu ortaya çıkınca yine olay oldu.
Sözcü Gazetesi’nden İsmail Akduman tarafından verilen haberde belirtildiğine göre, Atatürk heykelinin Tekkeköy Hurdacılar sitesinde bir hurdacıda bulunması haber yapılmış ve oluşan tepki dalga dalga ülkeye yayıldı.
Samsun ADD heykele sahip çıktı
Başta ADD’ler olmak üzere, vatandaşlar büyük tepki gösterdi. Atakum belediyesi heykeli almak için girişimlere başladığını açıkladı. Halk, heykelin tamire gerek olduğu durumda, Güzel Sanatlar Akedemisi’ne gönderilmesinin daha doğru olacağını belirterek duruma isyan etti. Bu konuda benzer olayların çok sık yaşanması işin iyi niyet sınırını aşmaya başlamasına neden oluyor. Son iktidar kongrelerinde “Devrimi devrimle değiştireceğiz pankartı” nın açılması, düşündürücü, ve buna izin verilmesi dahi kaygıları arttırıyor. Cumhuriyet bayramlarının türlü bahanelerle yasaklanması, tören günlerinin yapılmaması, 10 Kasım’ın dahi yasak kapsamına alınması bardağın taşmasına neden oluyor. Artık işler kamuflaja gerek duyulmayacak boyutlara doğru tırmanmaya başladı.
Atatürk halkın iliklerine kadar işlemiştir
Cumhuriyet kazanımları olan KİT’lerin toptan yabancıların eline geçmesi, Atatürk isimlerine tahammül edilmemesi, stadyumlar, meydanlar, hava limanlarından ismini kaldırmak için bahaneler yaratılması, halkın dikkatinden kaçmıyor. Atatürk Havaalanı’nın hiç gerekmediği halde yıkılması ve bütün stadlardan isminin kaldırılarak şirket isimleri takılması halkın hafızasında duruyor. Halkımız yasaklamalara rağmen belediyelerin öncülüğünde tüm kutlamaları gerçekleştiriyor ve daha da zirve noktalara yükseltiyor.
Rusya’da Lenin heykellerinin sonuncusu yıkıldı
Ukrayna’da Lenin ve Sovyetler Birliği izleri siliniyor. Odessa şehrindeki Stariye Troyani köyünde bulunan Lenin heykeli yıkılarak son nokta kondu. Heykeli yıkanların kimliği bilinemezken, amaçlanan hedef gerçekleşmiş oldu. Gorbaçov ve Yeltsin döneminde aynı olumsuzluklar yaşanmış ve Lenin heykelleri yerlerde sürüklenmişti. İşler Lenin’in Mozelesine kadar dayanmıştı. Bu ortam hızla atlatılınca durum sakinleşti. Ukrayna’da ise yaratılan düşmanlıktan dolayı Sovyetler Birliği dönemine ait bine yakın yerleşim yerinin, 50 bin caddenin ismi değiştirildi. Iki bin heykel de yıkıldı… Lenin’le Atatürk arasında kurulan dostluk sarsılmaz derecede idi. Sürekli iletişim halinde olamaları ve Lenin’in en değerli danışmanlarla desteklemesi tarihteki yerini almıştır. İşte ülkelerinin kurtuluşuna damgasını vuran iki liderin heykeline yapılan haksızlıklar hiçbir işe yaramaz.
Atatürk’ün emperyalizme karşı vurduğu darbe
Bu uzmanlar Taksim Anıtın’da da yer aldılar. General Mihail Vasilyeviç Frunze ve Mareşal Kliment Yefremoviç Voroşilov’dur. Atatürk yazdığı mektuplarından birisinde, “…Bu rejimi ortadan kaldırmak hedefini bilhassa gözeten bugünkü mücadelemiz, öncelikle kapitalizme karşıdır. Memleketimizi düşman istilâsından kurtardıktan sonra, niyetimiz kamu yararı taşıyan büyük işletmeleri olabildiğince devlet eliyle yönetmek ve böylece bir büyük kapitalist sınıfın gelecekte memlekete hâkim olmasının önüne geçmektir.
(…) Fakat toplumsal doktrin itibariyle dahi düşündüğümüz zaman, biz hayatını, bağımsızlığını kurtarmak için çalışan emek erbabıyız, zavallı halkız. Mahiyetimizi bilelim. Kurtulmak, yaşamak için çalışan ve çalışmaya mecbur olan bir halkız. Dolayısıyla, her birimizin hakkı vardır. Salâhiyeti vardır.
Bağımsızlık bayrağını zirveye taşıyor
(…) Efendiler, biz bu hakkımızı saklı bulundurmak, bağımsızlığımızı emin bulundurabilmek için heyeti umumiyetimizce, heyeti milliyetimizce bizi mahvetmek isteyen emperyalizme karşı ve bizi yutmak isteyen kapitalizme karşı heyeti milliyetimizce mücadeleyi uygun gören bir mesleği takip eden insanlarız. En büyük düşman ne falan ne de filan milletler; bilâkis bu, adeta her tarafı kaplamış bir saltanat halinde bütün dünyaya hâkim olan ‘kapitalizm’ afeti ve onun çocuğu olan ‘emperyalizmdir.” Artık bütün dünyanın anlamış olduğu bu hakikat bizde de tamamen idrak ediliyor. Bugünlerde başımıza musallat edilen Yunan, bütün düşman âlemin parçasından başka bir şey değildir. Daha doğrusu kapitalizm saltanatının mazlum milletlere karşı gönderebileceği son kuvvet, son ordudur! (…) Bir zamanlar tarihin eski devirlerinde dünya birtakım hükümdarların istibdatları altında ezilirlerdi. Sonraları bu milletler bu istibdadı yıktılar. Fakat bu defa da onun yerine paranın, sermayenin zulmü geçti.
Emperyalist dayatmalar
(…) Kapitalizm sadece falan ve filan devletlerin düşmanı değildir. Bilâkis bütün dünyanın, bütün milletlerin müşterek düşmanıdır.(…) Bu zalimin de başarılı olmak için arada sırada müracaat ettiği muharebeler yegâne kuvvetleri, yegâne silâhları değildir. Bankalar, sendikalar onun en kuvvetli silâhlarıdır. Ve bütün milletleri bu silâhla mağlup eder. Memleketimize bakınız: Rejiler, düyunu Umumiye‘ ler, kapitülasyonlar, şimendiferler, limanlar, gemiler, bankalar, ticaret evleri, bütün bu kurumlar, Avrupa kapitalizminin bizi mahvetmek için senelerden beri kullandığı iblishane bir makinenin parçalarıdır. (…) Bize bugün hudut itibariyle dünyanın en güzel, en hayale sığmaz sulh şartlarını verseler, kapitalizm dolabı memlekette bugünkü şeklinde kaldığı takdirde mahvımız muhakkaktır. Hatta değil böyle, bu şeytan makasının dörtte biri bile mevcut olsa, bizim için hayat imkânı bile yine tasarruf edilemez. Zenginleri dolandıran o, fakirleri soyan o. (…) Şu halde kapitalizmin düşmanı yalnız biz değiliz, bütün dünya onun düşmanıdır. Bütün dünya bizle beraber demektir…” (Atatürk’ün Bütün Eserleri, c.12,s.209,Kaynak Yayınları.)
Dünyada bağımsızlığın yegâne sembolü Atatürk
“…Bağımsızlığımızı emin bulundurabilmek için heyeti umumiyemizce, heyeti milliyemizce bizi mahvetmek isteyen emperyalizme karşı ve bizi yutmak isteyen kapitalizme karşı heyeti milliyece mücadeleyi uygun gören bir mesleği takip eden insanlarız…” “Millet bağımsızlığının muhafazasından ibaret olan hayati gayesinin teminini ordudan, ordunun ruhunu teşkil eden subaylardan bekler. İşte subayların yüce olan vazifesi budur. Allah göstermesin milletin bağımsızlığı ihlâl edilirse bunun vebali subaylara ait olacaktır.”
Emperyalizm, yeni yüzü küreselleşme ile onların alın terini, emeklerini sinsice yerleştirdiği bankalarla, borsalarla alıp götürüyor. Ne Lenin ne de Atatürk heykellerinin, isminin silinmesiyle tüketilemez. Dünya emekçileri, gençliği ve bütün halklar “Tam Bağımsızlık ve Sosyalizm” yolunda hızla mesafe kat ediyor.
Bir yanıt yazın