Gençleri hafife almayın…

Boğaziçi Üniversitesi’ne Melih Bulu’nın Rektör olarak atanması üzerine öğrencilerin başlattığı protesto hareketi, genç kuşağın önemini bir kez daha gözler önüne serdi.

Biz, konuyu 2023 yılında yapılacak genel seçimleri göz önüne alarak gençlerin önemi üzerinde duracağız.

TÜİK Türkiye’nin nüfusunu açıkladı. 83 milyonun üzerinde bir nüfusa sahibiz. Buna göre 2010 yılında doğanlar nüfusumuzun %39’unu oluşturuyor. Bu oran 2023 yılında yapılması planlanan genel seçimde oy kullanacak olan yaklaşık 5 milyon yeni seçmeni kapsıyor. (Z) kuşağı dediğimiz bu gençler sandığa gidecek ve Türkiye’nin geleceğinin şekillenmesinde etkili olacaklar.

Bir yandan art arda yapılan kamuoyu araştırmaları bizi yönetenlerin oy oranlarının giderek düştüğünü gösteriyor. İşte bu nedenle siyasi analistler bu demografik değişimin siyasi sonuca büyük bir etkisinin olabileceği görüşünde birleşiyorlar.

Konuyu Boğaziçi Üniversitesi protestolarına getirecek olursak.

Protestolarda bulunan öğrencilerle polisler arasında toplum tarafından hiç de benimsenmeyen ve hoş olmayan görüntüler paylaşıldı. Toplumu ayrıştırmak gibi tehlikeli girişimlerden ve uygulamalardan mutlak biçimde uzaklaşmak gerektiği görüşümüzü yansıtalım.

Öğrencilerin ortak görüşünü de bu söylediklerimizden pek farklı değil. Bakınız neler diyorlar:

“Şu anda çok öfkeliyiz. Bu sadece Boğaziçili öğrencilerle sınırlı değil. Türkiye’nin her tarafındaki öğrenciler ve gençler duruma tepkili. Devlet biz polisi kullanarak şiddet uyguluyor. Üniversitelerimizin nasıl yönetilmesi gerektiğini söylediğimizde bizi farklı etiketlerle karalamaya çalışıyorlar. Türkiye’de ekonomik kriz var ve bu sebeple hükümet oy kaybettiğinin farkında. Amaçları insanları ayrıştırmak.”

Öğrencilerin protesto gösterilerinin kimileri tarafından “terör eylemi” olarak gösterilmeye çalışılmasına halkın da tepkisi oldu. Bazı evlerden protestoculara destek için ışıklar yanıp söndürüldü.

Biz, ülkemizde hiçbir zaman polis ile öğrencilerin, halkın karşı karşıya gelmesini istemiyoruz. Polis de bizim polisimiz, öğrenciler de bizim çocuklarımız. Bu çocuklarımızı kazanmak, güçlerinden istifade etmek gerekiyor. Hele hele toplumu ayrıştıracak söylemler ve tavırlardan da uzaklaşmak hepimizin görevi olmalıdır.

Kaldı ki bu çocuklar gelecekte sandığa giderek Türkiye’nin geleceğini tayin etmede önemli rol üstlenecekler. Her biri üniversitelere çok yüksek puanlar alarak girme başarısı gösterdi.

Zaten Türkiye’de genç işsizler sayısı giderek artıyor. Üniversite mezunu gençlerimizin üçte birinin işsiz olduğu ortadayken, bunlara her geçen yıl yenileri ekleniyor.

Konu ile ilgili yapılan yorumlarda bakınız neler deniliyor:

“Türkiye’deki genç işsizlik oranı şaşırtıcı bir şekilde %29 ve son araştırmalarda yeni mezun işsiz oranının %37,9 olduğu görülüyor. 2023 genel seçimlerine kadar bu oranın daha da yükselebileceği bir gerçek olarak önümüzde duruyor. Bu gençleri iş sahibi yapamazsanız bunlardan nasıl oy alacaksınız? Bir de yapılan eylemlerde şiddetle karşı karşıya kalan bu gençler daha da tepkili olacaklar. Biz bu nedenle gençlerimize sahip çıkılması gerektiğini, onlara daha sıcak kucak açılmasını istiyoruz. Bu ülke bizim. Gençlerimiz de geleceğimizin aydınlık yüzleridir. Bir de şu var. Şimdiki gençler ne istediklerini bilen ve düşüncelerini kolayca ifade edebilen insanlar. Onları da dinlemek, ne istediklerine mutlaka kulak vermek gerekiyor. Gençlerimizi dışlamayalım ve kazanmaya gayret edelim.”

Geçtiğimiz günlerde İngiliz Guardian Gazetesi’nde konu ile ilgili bir analiz yayınlandı. Konumuz kapsamı içinde yer aldığı için bu analizden kısa bir alıntı yaparak yazımızı noktalamak istedik:

“Eski kuşaklar yol ve hastane inşa projeleri için Erdoğan’a minnettar olsa da Z kuşağına mensup Türkler son yıllarda siyasi istikrarsızlık ve ekonomik çalkantılarla tanımlanan AK Parti iktidarı dışında bir hükümet görmedi. Bu durum ise Erdoğan iktidarının karşı karşıya olduğu bir sınav anlamına geliyor. Erdoğan’ın (dindar ve kindar nesil) şeklinde tanımlayarak yetiştirmeye çabaladığı işsiz ve giderek dinden uzaklaşan gençler, Erdoğan’ın Türkiye’nin geleceğine dair vizyonunu reddediyor.”

necdetbuluz@gmail.com

www.facebook.com/necdet.buluz

Boğaziçi Üniversitesi’ne Melih Bulu’nın Rektör olarak atanması üzerine öğrencilerin başlattığı protesto hareketi, genç kuşağın önemini bir kez daha gözler önüne serdi. - buluz

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir