Finansal krizin içindeyiz reel sektör krizini henüz yaşamadık

Finansal krizin içindeyiz reel sektör krizini henüz yaşamadık

Niyetim kurumsallaşmış dolandırıcılığı yazmaktı.

Lakin, güncel yaşanan sıkıntı; borç ve borçlanmaya dayanan gelişmeler olunca, ister istemez borç ve borçlanmadayız.

Bizim borsamız dahil tüm borsalar, ralli yapıyor. Borsa’nın yükselmesinin asıl nedeni, banka hisselerinin yükselmesinden kaynaklanıyor.

Bankalar kendi hisselerini satın alıyorlar. Borsa yükseliyor. ABD ve Avrupa’da da böyle oluyor. Ekonomiler büyümediği halde, üretimler artmadığı halde, borsalar tavan yapıyor. Aslında balon yapıyorlar.

ABD’de bir ifade var. İçinde bulundukları krizi, diğer krizler ile karşılaştırıyorlar. dot. com krizinde, teknoloji hisseleri balon yaptı. 2008 krizinde, konut kredileri balon yaptı. 2020 krizindeyse, her şey balon yaptı.

Dünyadaki merkez bankaları bolca para bastılar. Borç olarak verdiler. Verdiler de kredileri kim aldı? Kredibilitesi olan zenginler aldı. Onlar paraları ne yaptılar? Borsadan hisse senedi aldılar.

Tamam bu paralar, yatırıma dönüşmedi. Halkın refahına yansımadı. Şimdi korku şudur; bankalar bir yerlere borç verirken kendileri de bir başka yerden, borç alarak veriyor. Yani parayı ucuza alıp, pahalıya satıyorlar. Lakin bankaların büyük bir kısmı karşılıksız para basarak borç verdiler.  Bu borçlar geri dönmediğinde ne olacak? Ödeme güçlüğü çeken bankaya, tüm mudiiler, parasını aynı anda çekmeye geldiğinde, kıyamet kopacak.

Menkul Kıymetler piyasası şişti. Menkul kıymet diye oluşturulan kağıtların, arkası boş. Teminatlar ve ipotekler ve sözleşmeye dayalı para yaratma sistemlerinin, ekonomiye bir faydası olmadığı gibi, kriz dönemlerinde, reel sektörün de üretmesinin önünde bir engel teşkil ediyor. (Nakit sıkıntısı nedeniyle) Lafın kısası, banka değil, sanki kalpazanlık kurumları gibi işliyorlar.

Dünya Savaşı sonrası, böyle bir durum olmuştu. 200 banka batmıştı. Alman devleti borçları ödemek için çokça Mark bastı. Enflasyon çok yükseldi. Bir çuval Mark ile insanlar ekmek almaya gittiler.

Ülkemizde 2020 yılı içinde çok düşük faizli krediler verildi. Bu kredilerin geri dönmeme durumu var.

Zaten Türkiye’de temel üç yakıcı ekonomik sorun var

  1. Dolarizasyon
  2. Türk parasını kredi diye alıp, gidip dolar alıyorlar. Batık krediler.
  3. Dolar ve EURO cinsinde döviz borçları.

Biriken borçlar ödemeler dengesini felaket bir hale soktu.

Banka müdürlerinin şöyle bir yetkisi var; Diyelim bir banka borçlarını ödeyemedi ve battı. Sizin bankada ki paranız için, şöyle bir yazı geliyor. Alacaklarınıza karşılık, bankamızdan, (atıyorum) 0,000002 hisse sahibisiniz. Yani üstüne su için diyebilecekler.

Para ve banka sistemleri bir düzene sokulmazsa, bırakınız finans krizinin yaşattıklarını, asıl bankaların ödeme zorluğuna düştükleri anı düşünün.  9 Ocak 2021

Finansal krizin içindeyiz reel sektör krizini henüz yaşamadık - bulent esinoglu 1

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir