Dünyanın ilk aşısı 1000 yıl önce Çin’de yapıldı
Tüm dünyanın gündemi Covid-19’a karşı geliştirilen aşılarla meşgul ve çalışmalar devam ediyor. Çin şu anda koronavirüs aşısında 15 çalışmadan 5’inde üçüncü aşama çalışmalarını bekliyor. Bazı ülkelerde aşıya duyulan güvensizliği yayma girişimi var ancak bilim adamları bugüne kadar geliştirilen aşı çalışmalarında herhangi bir yan etkiye rastlanmadığını belirtiyor.
MÖ 600’de kullanılan dünyanın ilk penisilin karışımı
ODTÜ Kimya Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ural Akbulut, dünyada ilk kez penisilinin üretildiği bir karışımın M.Ö.600 yılında Çin’de kullanıldığını belirtti. “Çin’de püre haline getirilmiş soya fasulyesi ezmesini iltihaplı yaralara yapıştırıp sarıyorlar. Bu şekilde yaralar iltihaptan kurtuluyor. Kayıtların çok fazla tutulmaması nedeniyle hangi tip yaralarda kullanıldığı bilinmemektedir. Bu tür bilgiler kamuya açıklanmaz. Çin’de bu tür bilgilerin kullanıldığını biliyoruz. 1928’de penisilin keşfedilene kadar iltihaplanmadan kurtulmak için kullandılar. Penisilin ile veba ortadan kalktı. Penisilin, küf mantarından Çin’de izole edilerek elde edilebilseydi belki dünya bundan çok daha erken kurtulmuş olabilirdi. Yayılmayan bilgiler bu tür şeylere neden olabilir. Elbette bunlar teoriler ”diyor.
Vebanın yanı sıra çiçek hastalığının da dünyaya büyük zarar verdiğini belirten Prof. Dr. Ural Akbulut, dünyada ilk kez Çin’de kullanılan çiçek aşısı ile ilgili şunları söyledi: “Çiçek tüm dünyaya zarar verdi. İnsanların yüzlerindeki çiçek yaraları kötü görünüşe, acı veren bir hastalığa neden olur. Çiçek aşısının kesin tarihini bilmesek de MS 1000 yılında Çin’deki bir devlet adamının çocuğuna uyguladığına dair bir belge var. Bu aşının başarılı olduğu biliniyor ancak 1500 yılındaki belgelerden detayları öğreniyoruz. Kabukları toplarlar, kuruturlar, çiçek yapraklarıyla öğütürler ve çocukların kollarında yaptıkları çiziklere sararlar. Diğer yöntemde ise çocuklara burunlarından üflenir. Hatta gümüş bir tüple kızların sol burnundan, erkeklerin sağ burnundan üflerler. Bu aşının yapıldığını biliyoruz. Aşının tarihi yazılırken Çin’den daha az söz ediliyor. “
Aşı 1650’de İstanbul’a geliyor
Aşının Çin’den İstanbul’a geldiğini belirten Prof. Dr. Akbulut, “1650’lerde geldiği biliniyor ancak iletişim eksikliği nedeniyle bazı grupların yapmış olabileceği düşünülüyor. Belgeye göre 1718’de İngiltere Büyükelçisinin eşi Leydi Montagu’nun oğlu İstanbul’da aşı oldu. Aşıya giderken, büyükelçiliğin doktoru da öğrenmeye gider ve bu, aşının bir ülkeden diğerine ilk kez aktarılmasıdır. Keşifler o zamanlar biraz gizli tutuldu. Ancak bilgi paylaşıldıkça gelişir. Çin’den İstanbul’a gelen aşı böylece İngiltere’ye geçer. İngiltere’de 1721’de kullanılır” diyor.
“Aşırı dinciler aşı muhalefetini başlattı”
İngiltere’de aşılamanın başlamasının ardından Rahip E. Massey, “Hastalıklar tanrının verdiği bir cezadır.” der. Zamanla ‘aşı kötüdür’ yaklaşımı ABD’ye yayılır. ”Her şeye rağmen devletlerin bilime inandığını ve aşıyı zorunlu kıldığını söyleyen Prof. Dr. Akbulut, aşı karşıtlığı temelinde hurafeler bulunduğunu belirtti. Aşı olmaya çalıştığı için Pakistan’da öldürülen bir anne ve kızı buna son örnek. Prof. Dr. Akbulut, Covid-19 aşısının küresel salgını durdurmak için önemine dikkat çekerek, aşılar sayesinde her yıl 3 milyon kişinin ölmesinin engellendiğinin altını çizdi ve Covid-19 aşısına sahip olmanın çok önemli olduğunu söyledi.
Kaynak: Çin Uluslararası Radyosu
Bir yanıt yazın