Mera olmazsa hayvancılık sınıfta kalır…

Hayvancılıkta üst sıralarda bulunan ülkelerde et, süt ve diğer ürünler çok ucuza mal ediliyor. Bunun nedeni, adı geçen ülkelerde girdi fiyatlarının olmaması ya da fiyatının düşüklüğüdür. Meraları fazla olan ülkelerde hayvan buralarda otlanarak büyüyor ve verimli oluyor. Yemlenmiyor. Suni beslenmiyor. Bu da hayvanların daha sağlıklı büyümesini ve et ve süt verimini artırıyor. Maliyet de düşüyor.

Halen canlı ve kesilmiş et ithalatı yapıyoruz.

Bunun nedeni, ülkemizde meraların azalması, yem başta olmak üzere girdi fiyatlarının artması ve beklenen desteğin sağlanamaması olarak gösteriliyor.

Türkiye Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği (TÜDKİYEB) Genel Başkanı Nihat Çelik, hayvancılıkta çayır ve meraların yanı sıra kaba ve kesif yem kullanımının da büyük önem taşıdığını belirtiyor.

Şurası çok açık:

Hayvancılıkta en ucuz besi kaynağı mera ve çayırlardır. Et ve süt ürünlerini daha ucuza mal etmek istiyorsak mera ve çayırlarımızı artırmak ve besicilerimizin hizmetine sunmak durumundayız.

İşin ilginç yanı, Türkiye’de mera ve çayırlar çok olmasına rağmen bunlardan gerektiği gibi istifade edilememesidir.

Özet:

Mera ve çayırlar olmaz ise hayvancılıkta sınıfta kalırız. Bugün yaşadığımız da işte budur.

Besicinin en büyük sorununun önemli oranda ithal girdiye dayalı kesif yem fiyatlarının dövizdeki artışa bağlı olarak yükselmesi olduğunu bildiren Çelik, bu durumun yetiştiriciyi sıkıntıya soktuğunu, yem maliyetlerini düşürmek için çayır ve meraların büyük önem taşıdığının unutulmaması gerektiğini vurguluyor:

“En ucuz besi kaynağı çayır ve meralar. Bu potansiyelden yeterince yararlanamıyoruz. Çayır ve meraları ıslah etmeli, ot verimini artırmalıyız. Meraları ve çayırları korumalı, amacı dışında kullanılmasına müsaade etmemeliyiz. Münavebeli otlatma ile çayır ve meralardan daha verimli yararlanmalıyız. Toplamda 15.8 milyon hektarı bulan tarım alanı, orman ve mera olarak kullanılmayan alanları hayvancılığa kazandırmalıyız. Hala sulamaya açılmamış 1.9 milyon hektar alanı sulamaya açmalı ve bu alanlarda yem olarak kullanılan tahılların, yağlı tohumların ve yem bitkilerinin ekimini desteklemeli ve teşvik etmeliyiz. Yaklaşık 3.4 milyon hektarı bulan nadas alanlarında kuruya ekim yöntemlerini geliştirmeli ve toprakları boş bırakmamalıyız.” şeklinde görüşlerini dile getiriyor.

Yaygın meralara sahip Doğu Anadolu ve İç Anadolu’da hayvanların ağır ve çetin geçen kış aylarını ağıl ve ahırlarda geçirdiğine, kesif ve kaba yem tükettiğine, iklim şartlarının daha ılıman olan Ege, Akdeniz, Güneydoğu Anadolu gibi bölgelerde ise yeterli alana sahip meraların bulunmadığına dikkati çeken Çelik hayvancılığımızın içinde bulunduğu durumu şu sözlerle dile getiriyor:

“Hayvancılıkta üretim masraflarının yaklaşık yüzde 70’ini yem masrafları teşkil ediyor. Kış aylarını ağılda geçiren küçükbaş hayvanların günlük yemleme masrafı, hayvanın verimine rasyoda kullanılan kaba yemin kalitesine ve kesif yemin miktarına, hayvanın verim dönemine bağlı olarak değişiyor. Üretim masrafları özellikle küçükbaş hayvancılıkta mera ve kaba yem kullanımı ile en alt düzeyde tutulabiliyor. Küçükbaş hayvan sayımız planladığımız gibi 90 milyona çıkarsa, büyükbaş hayvan sayımız da artarsa, kanatlı sektörünü de düşündüğümüzde şu andaki tüketimden çok daha fazla yeme ihtiyacımız olacak. Bu durumda hayvancılıkta çok kullanılan arpa, mısır, ayçiçeği, soya, yonca, fiğ, hayvan pancarı, şeker pancarı, yemlik buğday, çavdar, yulaf, kaplıca, darı, kuşyemi, mahlut, tritikale, sorgum, yemlik bakla, kolza, pamuk çiğidi, korunga, üçgül üretimi yetmez. Hayvancılıkta üretim masraflarının yaklaşık yüzde 70’ini yem masrafları teşkil ediyor. Kış aylarını ağılda geçiren küçükbaş hayvanların günlük yemleme masrafı, hayvanın verimine rasyoda kullanılan kaba yemin kalitesine ve kesif yemin miktarına, hayvanın verim dönemine bağlı olarak değişiyor. Üretim masrafları özellikle küçükbaş hayvancılıkta mera ve kaba yem kullanımı ile en alt düzeyde tutulabiliyor. Toplam küçükbaş hayvan sayısı Haziran 2020 itibarıyla 42 milyon 713 bini koyun, 12 milyon 351 bini keçi olmak üzere 55 milyon 64 bine, büyükbaş hayvan sayısı 18 milyon 426 bini sığır, 189 bini manda olmak üzere 18 milyon 615 bine Çelik, yükseldiğini görmekteyiz.2018 verilerine göre 354 milyondan fazla tavuk, 4 milyondan fazla hindi, 1,5 milyondan fazla kaz ve ördek var. Özellikle kanatlıda hayvan stoku kısa aralıklarla yenileniyor. 2019 rakamlarına göre kesilen tavuk sayısı 1 milyar 207 milyonu, kesilen hindi sayısı 6 milyonu aşıyor. Yem tüketimi stoktaki hayvan sayısından çok daha fazla. Bu ülkenin hayvancılığını geliştirmesi, yemde dışa bağımlılığı yok etmesi için kaba yem ve yem sanayinde kullanılan bitkisel ürünlerin üretimini en az ikiye katlaması lazım. Bunun başka yolu yok.”

necdetbuluz@gmail.com

www.facebook.com/necdet.buluz

Hayvancılıkta üst sıralarda bulunan ülkelerde et, süt ve diğer ürünler çok ucuza mal ediliyor. Bunun nedeni, adı geçen ülkelerde girdi fiyatlarının olmaması ya da fiyatının düşüklüğüdür. Meraları fazla olan ülkelerde hayvan buralarda otlanarak büyüyor ve verimli oluyor. Yemlenmiyor. Suni beslenmiyor. Bu da hayvanların daha sağlıklı büyümesini ve et ve süt verimini artırıyor. Maliyet de düşüyor. - buluz

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir