Dünyanın düşleyenlere de ihtiyacı var, yapanlara da. Ama düşlediğini yapanlara daha çok ihtiyacı var.
Ahmet Baran’ın sanat yolculuğunu bu sözüyle değerlendirmek, Onun müziğe yaklaşımını, duyarlılığını, adanmışlığını anlamak adına doğru olacaktır.
Yüzyıllar sonra okunacak yazıların, kuşaklar sonra belki bambaşka bir coğrafyada dinlenecek nağmelerin, kitaplara geçecek bir tekniğin arayışı, hep o nadide çiçeğe duyduğu özlemden…
Henüz 18 yaşında “Senfoni Orkestralarının En Genç Solist Kanunisi” oldu.
Caz müziğe ve doğaçlamaya olan tutkusu dünya çapında starlarla aynı sahneyi paylaşmasını ve albümler kaydetmesini sağladı.
Kabına sığmayan enerjisi ve ufku geniş sanat anlayışıyla harmanlanan müziği, kısa süre sonra Ahmet Baran’ı sınırların ötesine taşıdı.
Beş kıtada bini aşkın konser verdi. Sydney Opera House ve Paris’teki UNESCO Genel Merkezinde verdiği konserler dünya basınında geniş yankı uyandırdı.
İngiltere Kraliçesi’nden Rusya Devlet Başkanı’na Papa’dan Norveç Kralı’na kadar elliyi aşkın devlet adamı onuruna Türk Müziğini tanıtıcı konserler verdi.
Kültür Sanat Yüksek Ödülü, Yılın Sanat Girişimi ve Uluslararası yarışmalarda birincilikler biriktirdi.
Kanun icrasına Türk Müziği Tarihinde kendi adı ile anılacak yeni bir teknik kazandırdı.
Kazandırdığı teknik, farklı vizyonu ve yorumculuğu sayesinde Devlet Konservatuarlarında bitirme tezlerine konu oldu.
Ahmet Baran’a ilk seslendirişini kendisinin gerçekleştirdiği, iki ayrı kanun konçertosu ithaf edildi.
2016 yılında yayınladığı Kanun Namına albümü çok satanlar listelerinde yerini alarak müzik eleştirmenleri tarafından tam not aldı.
Yer aldığı sosyal sorumluluk projelerinde çocuk istismarı, kadına şiddet gibi toplumsal sorunları işleyip, dezavantajlı çocuklarla müziğini paylaşan sanatçı, Notaların ötesinde ruha dokunmayı başardı.
Yurtiçi ve yurtdışında gerçekleştirdiği sıra dışı projeler, geniş dinleyici kitlelerine ulaşarak, sanatçıyı ulusal ve uluslararası basında manşetlere taşıdı.
İki Kelime, Kanun Namına ve Karışık Kaset isimli üç albümü, saz eserleri, sahne sanatları, dizi, reklam, bilgisayar oyunu ve kısa metraj film müzikleri bulunmaktadır.
Kurucusu olduğu Ahmet Baran Akademi’nin yanısıra; Dünyanın seçkin Akademik kurumlarında Master Class programları düzenleyerek farklı ülkelerdeki yüzlerce kanun öğrencisi ile bilgi ve birikimlerini paylaşmaktadır.
Müthiş çabukluğu ve parmaklarında, Yaradan’ın ilahi varlığını hissettirişiyle, her taksiminde ayrı bir duygu, ayrı bir haykırış taşır kainata.
Müziğe aşık olanların mutlaka dinlemesi gereken bu virtüöz sürdürdüğü çok yönlü kariyer ile yeryüzünde ayak bastığı her yere müziğinin ışığını bulaştırmaya ve ısrarla o “nadide çiçeği” aramaya devam etmektedir.
Bir yanıt yazın