Ecdadımız meselesi açılınca bir kaç sene önce kızımın Almanya’da okulunda yaşadığı bir hikaye geldi aklıma.
Derslerin birinde öğretmen ertesi gün film seyredip yorumlayacaklarını söylüyor. Seyredecekleri film “Schindler’in listesi”. Çocuklara seyredip seyretmediklerini soruyor. Sınıfda kızım ve öğretmen dışında filmi seyreden yok.
Öğretmen kızım ile filmin konusunu konuşuyor ve hep birlikte sınıfın neden seyretmediğini tartışıyorlar. Anlaşılıyor ki sınıfın hemen hemen tamamı konusunu az çok bilmesine rağmen filmi enteresan bulmuyor ve kendileri ile alakalı bulmadıkları için seyretmediklerini söylüyor. Nazileri kendi ataları olarak görmüyor ve burada sıkça görülen “benim dedem suçlu değil” yaklaşımı içinde o dönem yaşananlara sanki kendilerine çok uzak bir geçmiş gibi bakıyorlar.
Öğretmen “peki o zaman yarın başka bir film seyredeceğiz” diyor.
Ertesi gün öğretmen sınıfa izlettiği film ile çocuklara güzel bir ders veriyor. Hitler’in şehri ziyaretinin gerçek görüntüleri. Çocuklar her gün dolaştıkları sokakları, kendi evlerini görüyorlar. Suçlu olanlar sanki kendileri ile hiç alakası olmayan başkalarıymış gibi “onlar nazilerdi” diyen çocuklar, kendi büyükanne, büyükbabalarının nasıl da Nazilere alkış tuttuğunu görüyorlar.
Keşke geçmişimizi böyle film izler gibi izleyip gerçekleri görebilsek. Gene bile emin olamazdık.
Aşağılık komplekslerimiz, utançlarımız, üzüntülerimiz ve hatalarımızdan geçmişi yeniden yazarak kurtulamayız. Tersine ileride nasıl olsa değiştirilebilir düşüncesi ile bugünkü insanları dürüstlükten uzaklaştırırız.
Bir yanıt yazın