Zahide Uçar
zahide@zahideucar.com
Pazar, 26 Nisan 2015 03:18
İçerideki vatan hainlerinden cesaret bulan Haçlı güruh, 100 yıl önce maşa olarak kullandığı Ermenileri yeniden kullanıyor. Sözde soykırım uydurması üzerinden Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak istiyor. Ve bu oyuna AKP yardım ediyor.
Nasıl mı?
AKP siyaseti TBMM’sini işgal ettiği günden beri Ermeni Diasporasına çalışan isimleri kayırıp kolluyor, kucaklıyor. Böylece Ermeni iftiralarına sahip çıkanları cesaretlendiriyor.
2005 Yılında başlatılan “Ermeni Konferanslarını” AKP siyaseti destekledi.
“Osmanlı Ermeni Soykırımı yaptı” diyen Mahçupyan’ı Davut-Oğlu baş danışman yaptı. Mahçupyan PKK’ya “sakın silah bırakmayın” diyen kişidir. Aynı Devit-Oğlu Akdamar Adasında bulunan Ermeni utanç kilisesini ibate açtıklarında, Ermenilere hitaben;
“Bir gün dedelerinizin bıraktığı topraklara geri döneceksiniz” demiştir. Ermeniler dedelerinin topraklarına nasıl geri dönebilir? Ermeni Diasporasının hedefi olan 3T(Tanınma, Tazminat, Toprak) talepleri Türkiye tarafından kabul edildiğinde dönebilirler tabii ki…
BDP’liler “kendilerine sahip çıktığı için(!)” Papa’ya teşekkür etti. Peki Papa kime sahip çıktı? Ermeni Diasporasına… O zaman BDP Diasporanın Türkiye şubesi midir? Evet, görünen o ki, BDP Diaspora’nın Türkiye şubesidir.
Sol kesimden bazılarının el üstünde tuttuğu İsmail Beşikçi’ye Ermenistan ödül verdi.
Agos gazetesinin haberine göre;
“Sosyolog İsmail Beşikçi, Diyarbakır eski Belediye Başkanı Osman Baydemir ve İsmail Beşikci Vakfı Başkan Yardımcı Avukat Ruşen Arslan, Batı Ermenistan Kongresi’nin davetlisi olarak Ermenistan’a bir ziyaret gerçekleştirdi. Ermeni soykırımı konusunda çalışmalara yapan Türkiyeli araştırmacılar için hazırlanan Gevorg Surenyants nişanı, bu sene ilk defa İsmail Beşikçi’ye verildi.
Yerevan Üniversitesi, insan hakları savunucusu olarak Baydemir’e de Ermeni sorunu ve varlıklarının korunması üzerine belediye başkanlığı döneminde yaptığı çalışmalardan dolayı nişan takttı.
Beşikçi: Kürdistan sorunu ve Ermeni sorunu ayrılamaz
Toplantıda bir konuşma yapan İsmail Beşikçi, Kürdistan sorunuyla ilgili araştırmalarının Ermeni sorununu karşısına çıkardığını, Kürdistan sorunuyla Ermeni sorunu arasında ayrılmaz bir bağ olduğunu o zaman fark ettiğini söyledi.
Baydemir: Soykırım torunlarının topraklarına gelme hakkı var.
Osman Baydemir ise, dünyanın neresinde olursa olsun, soykırıma uğramış Ermenilerin torunlarının gelip kendi topraklarına yerleşme haklarının olduğunu ve kardeş haklarla birlikte yaşayabileceklerini söyledi.
Baydemir, Belediye başkanlığı döneminde Ermeni varlıklarının korunması yönünde yapılanlardan da bahsederek, Ortadoğu’nun en büyük Ermeni kilisesi olan Diyarbakır’daki Surp Giragos Kilisesi’nin onarılması ve ibadete açılmasını örnek verdi.
İsmail Beşikçi, Ruşen Arslan ve Osman Baydemir Yerevan’daki Tsitsernakabert (Serçelerin Kalesi) Soykırım Anıtı’nı ziyaret ederek Ermeni Soykırımı’nda hayatını kaybedenlerin anısına bir çelenk bıraktı. (ÖÇ/GK)”Agos
Peki, ota-sapa bağıran şahıs bunlarla ilgili bir yorum yaptı mı? Yapmadı. Sizce neden? Karanlık odalarda verdikleri sözleri yerine getirebilmek için olmasın sakın?
Abdullah Gül’ün ABD Dışişleri Bakanı Powell ile yaptığı deşifre olan ve bugüne kadar inkar edilmeyen 2 sayfa dokuz maddelik gizli antlaşmanın maddelerden biri de Ermenistan ile olan ilişkilerin Ermenistan’ın çıkarları doğrultusunda geliştirilmesiydi.
Gelelim asıl meseleye:
Ergenekon kumpasından tutuksuz yargılanan Star gazetesinin Uzan Grubuna ait olduğu dönem Ankara Temsilciliğini yapan gazeteci Hayrullah Mahmut Özgür, savunmasında;
“CİA’nın çektiği Erdoğan CD’sini izledim, sanık oldum” demiştir. Ergenekon davasının 82. Duruşmasında Özgür’ün çapraz sorguda verdiği bilgilere göre:
Tayyip Bey, belediye başkanı olduğu dönemde Zapsu ile birlikte ABD Başkonsolosluğu’nu ziyaret ediyor. Başbakan olması halinde neler yapacağını anlatıp sözler veriyor. İşte bu sahnelerin videosunu bazı kişiler Hayrullah Mahmut’a izletiyorlar.
Özgür’ün ifadesinden bir bölüm:
“Görüntülerde RTE, Neo-Sevr dediğimiz sonradan yaşananlarla somutlanan ABD’yle gizli anlaşmanın tüm maddelerini kabul ettiğini, Ermeni soykırımının kabul edileceği, Büyük Ermeni devletinin kurulması, anayasa değişikliği, AB uyum yasalarının değiştirilmesi, TSK etkisizleştirilmesi vb tüm hususları kabul ettiğini söylemektedir. Başkaca taahhütlerde vardı, aklımda kalan bunlardır. Görüntülerde Cüneyt Zapsu da bulunmaktadır.”
Ne demişti Kaçak saray sultanı? “Biz alıştıra alıştıra yapacağız” demişti değil mi? Alıştırdılar.
PKK ile işbirliğine başladıklarında uyutmaya “kültürel haklar” diye başladılar. Kendi yapacaklarını BDP(eski adıylaA HDP)’ye söylettiler. Oyunu gördüğüm için 2006 yılında;
“HDP AKP’nin mayın eşeği mi?” başlıklı bir yazı yazdım. Haklı çıktım. HDP-BDP konuşturularak halk alıştırıldı. Kültürel haklardan Federasyon dayatmasına geçildi. Öcalan, diğer adıyla Artin Agopyan’ın mektubu mecliste okunur oldu. İktidar PKK ile paylaşıldı. Öcalan ile Yeni(yenilecek) Türkiye projesi yapıldı. Devletin kurumları Kandil ile Artin Agopyan arasında postacı haline getirildi.
“Tüm gerçekler üç adımda gelirler: Önce alay edilir. İkinci olarak şiddetle karşı çıkılır. Son olarak, zaten belli olan bir şey denir ve kabul edilir.” Arthur Schopenhauer
Ne demişti Kaçak Saray sultanı? “Biz alıştıra alıştıra yapacağız” demişti değil mi? Alıştırdılar. Tele-misyon kanallarından milleti zehirlediler.
Şimdi sıra “soykırım iftiralarına” milleti alıştırmaktır. Bu alıştırmayı da özürcülerle, aydın görünümlü kripto Ermenilerle gazete paçavralarından, kanalizasyonlardan yapıyorlar.
AKP geldiğinde soykırım iftirasını kabul eden ülke 6 taneydi. AKP iktidarından sonra bu sayı 80’i geçti. Üstelik bu yeni tanımalarda “soykırım yoktur” demek suç haline getirildi. Neden? AKP’nin mecburiyetleri sonucunda verdikleri sözlere güvenerek bu kararlar alınmış olmasın sakın?!.
2006’dan beri diyorum ki;
AKP ve Sultan’ın mecburiyetleri Türkiye’nin mecburiyetleri değildir. AKP Türkiye’nin güvenlik sorunudur diyorum.
Tele-misyon kanallarında “milli” kimlikle konuşan yazar-çizer-siyasetçi takımı şöyle bir yorumda bulunuyor:
“- Papa ve Almanya’nın soykırım kararına karşılık hükümet dik duramıyor”….
Allah Allah… Gerçekten öyle mi(!)?.
Ey şaşkın ördekler, sizlerde mi halkı kandırıyorsunuz? Hiçbirinizin aklına Hayrullah Mahmut Özgür’ün Silivri yargısına verdiği ifadeyi gündeme taşımak, sorgulamak, yaşadıklarımızla bir bağ kurmak gelmiyor mu?
Madem sizler utanmıyorsunuz, sizlerin adına ben sorayım. Hayrullah Mahmut Özgür’ün ifadesinde belirttiği;
“Görüntülerde RTE, Neo-Sevr dediğimiz sonradan yaşananlarla somutlanan ABD’yle gizli anlaşmanın tüm maddelerini kabul ettiğini, Ermeni soykırımının kabul edileceği, Büyük Ermeni devletinin kurulması, anayasa değişikliği, AB uyum yasalarının değiştirilmesi, TSK etkisizleştirilmesi vb tüm hususları kabul ettiğini söylemektedir. Başkaca taahhütlerde vardı, aklımda kalan bunlardır. Görüntülerde Cüneyt Zapsu da bulunmaktadır.” İfadesine dayanarak;
ABD Konsolosluğunda verilen sözlerinizi mi yerine getiriyorsunuz? Örtülü özür beyanlarınız bu verilen sözün gereği midir?
zahide@zahideucar.com
Bir yanıt yazın