FEYM GRUBU MESAJI – Ermeni Faaliyetleri ( 13 Ekim 2020)

1.. New York Post: Soykırımı inkar eden Ankara şimdi yine sayısız insanları katletmek için kollarını sıvadı.  ABD merkezli New York Post gazetesi Dağlık Karabağ çatışmasına Türkiye’nin ve özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın müdahale etmesiyle ilgili bir yazı yayınladı. Gazeteye göre Türkiye’nin bu müdahalesi Ermeni Soykırımının 100 yıl sonraki güçlü yankısıdır.  New York Post 27 Eylül tarihinde Azerbaycan’ın saldırıya geçtiğini, fakat saldırmak için Ermenistan’ı suçladığını ifade etti.  (Not : Bu habere aşağıda belirtilen yorum verilmiştir. Bu site,  yorumlarımızı yayımlıyor. Yorumcularımızın dikkatine..,o.tan) Orhan Tan  –  Biz burada Erdoğan’ ı  değil sahte iddialarla yüz yıldır sürdürülen Ermeni meselesini tartışalım. Erdoğan Türkiye’ nin kendi konusudur. New York Post gazetesi <privacy@nypost.com> adresine ayrıca yorum verilecek. Zaten soykırım iddiaları yargı yerine sahtekar politikacıların oy toplama gayretlerine imkan veren bir hazine oldu. Çapsız basın mensupları için de ekmek kapısı. Türkiye’ nin politikası açık; ya bir uluslara arası komisyon toplayıp elimizdeki belgeleri açıp medeni bir biçimde tartışalım, veya, Ermeniler kendilerine güveniyorlarsa uluslar arası yetkili bir mahkemeye baş vursunlar. Başvursublar da başlarına ne geşleceğini görsünler. Son örnek AİHM Perinçek – İsviçre davasında alınan karardır. Ermeniler bu kararı ya bilmezler, veya, bilmezden gelirler. Karar şudur; “Zorunlu yer değiştirme (biz Tehcir diyoruz) soykırım değildir”. Aynı şeyi ABD İkinci Dünya Savaşında Japon vatandaşlarına uygulamıştır. Esasen, Amerikalı Japonlar, Osmanlı Ermenileri gibi ellerine silah alıp devletine isyan etmemiştir.”

2.  İsrail Savunma Bakanı hakkında, Azerbaycan’a silah satışının durdurulması talebiyle dava açıldı.  İsrail’de faaliyet gösteren “Lev Yehudi” (Yahudi Kalbi) şirketi, İsrail Yargıtay’ına başvurarak Azerbaycan’a silah satışını hemen durdurma talebinde bulundu.  İsrail’li ünlü blogger Aleksandr Lapşin, “Facebook” üzerinden yaptığı açıklamada, bu haberin İsrail merkezli medya kuruluşları tarafından duyurulduğunu açıkladı.  Lapşin, dava dilekçesinin İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz ile Savunma Bakanlığı’nın Dış İlişkiler Departmanı Müdürü Rachel Hen’e karşı sunulduğunu bildirdi.  Dava dilekçesinde gerekçe olarak, bugün Azerbaycan’ın, Suriye, Irak ve Afganistan’dan getirilen teröristler üssüne döndüğü vurgulanarak, Dağlık Karabağ’da Ermenilerin soykırıma tabi tutulduğu ve İsrail’in de dolaysız olarak buna bağlı olduğu belirtildi.  (Not :  Bu habere  aşağıdaki yorum verildi.  Daha  sonra öğrenilen bilgiye  göre, Yüksek Mahkeme bu talebi reddetti..,o.tan) Orhan Tan“Lev Yehudi” (Yahudi kalbi) şirketi, pek muhtemeldir ki İsrail’ in Azerbaycan’ a sattığı silahları üreten firmanın rakibidir. Haberde, “Dava dilekçesinde gerekçe olarak, Azerbaycan’ın, Suriye, Irak ve Afganistan’dan getirilen teröristler üssüne döndüğü vurgulanarak…” ifadesi var. Bu kişiler Azerbaycan dostları olamaz mı? Dünyanın çeşitli yerlerinden Ermeni ve yanlıları Karabağ’ a getirilmiyor mu? Daha da kötüsü PKK teröristleri Karabağ’ ı ve Ermenistan’ ı yıllardır üs yaptılar. Rusya Ermenistan’ a silah satışını sürdürdü. Savcı, Lev Yehudi şirketine bunu soracak mı acaba?”

3.   Kaliforniya Kurye yayıncısı Harut Sassounian, yazısında “Azerbaycan’ ın  savaş ölülerini geri almadığını,  Azerbaycan’ın sivilleri bombardımana devam ettiğini” iddia ediyor. ( Not: Bu site, Sassounian söz vermesine  rağmen yorumlarımızı yayımlamıyor.  Buna  rağmen aşağıdaki kısa  yorum verildi. Esasen, bu iddiaya Azerbaycan resmi makam sözcüleri cevap vermelidir. < Harut Sassounian sassoun@pacbell.net > ..,o.tan)   No comment since  I know your personnel will not  obey your directive you had once  promissed  me”.,o.tan)

4.   AGİT Minsk Grubu Eşbaşkanları (Rusya Federasyonu’ndan Igor Popov, Fransa’dan Stephane Visconti ve Amerika Birleşik Devletleri’nden Andrew Schofer) bugün şu açıklamayı yaptı: “Eşbaşkanlar, Dağlık Karabağ ihtilafında devam eden şiddeti görüştüler. Eşbaşkanlar, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ı bölgeye felaket getirecek sonuçları önlemek için 10 Ekim Moskova açıklamasına göre tarafların yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmek için acil adımlar atmaya çağırıyor.” the-side-than-the-october-10-moscow-statement.html

5.  “Fransa Karabağ’ın yanında” başlıklı haberin özeti şöyle, “ Bugün bir grup Fransız doktor Azerbaycan’ın başlattığı (!) savaşta asker ve sivillere yardım etmek için Karabağ’a gittiler.  Doktorlar grubu konularında  uzman ve büyük bir insani görev deneyimine sahiptir.Yanlarında gerekli teçhizatı da  getirdiler.”

6.  Karabağ milisleri resmen faaliyete geçiriyor.  Karabağ Ermeni Yönetimi lideri  Savunma Yasası’nda değişiklik yapılmasına ilişkin yasa tasarısını imzaladı. 13 Ekim’de oybirliği ile kabul edilen yasa  tasarısı ile  Türk destekli Azeri saldırıları sırasında milislerin ülkenin savunmasına gönüllü katılımını düzenleyecek.

7.   Avim Bülteni’ nde  Yeniçağ’  a atfen yer alan habere  göre, “  Azerbaycan ve Ermenistan arasında ateşkes ilan edilmesinin nedeni belli oldu. Gürcistan büyük iş başardı”. Azerbaycan ve Ermenistan arasında Dağlık Karabağ’da 10 Ekim’den itibaren ateşkese varılması konusunda anlaşmaya varılırken, Rusya’dan Ermenistan’a yiyecek taşıdığı belirtilen bir TIR’da arama yapılırken özel bir firmanın zırhlı aracı çıktı.” https://avim.org.tr/tr/bulten/azerbaycan-ve-ermenıstan-arasında-ateskes-ılan-edılmesının-nedenı-bellı-oldu-gurcıstan-buyuk-ıs-basardı

8.  The Jerusalem Post gazetesinin haberine göre, İsrail Yüksek Adalet Mahkemesi Pazartesi günü Azerbaycan’a silah satışının yasaklanmasına yönelik bir dilekçeyi, silahların Ermenistan’a karşı savaş suçlarında kullanılıp kullanılmadığına ilişkin bir duruşmayı haklı gösterecek kanıt bulunmaması nedeniyle reddetti. ( Not: Aşağıdaki kısa  yorum verildi, özellikle Azerbaycanlı  yorumcularımızın dikkatine…,o.tan) “Orhan Tan – Teşekkürler İsrail Yüce Mahkemesine .. (İsrail Yüksek Mahkemesi Azerbaycan’a silah satışı yasağını reddetti) Bağlantıya girin (https://www.panorama.am/…/Israell-arms-sales…/2380387)”

1.. New York Post: Soykırımı inkar eden Ankara şimdi yine sayısız insanları katletmek için kollarını sıvadı.  ABD merkezli New York Post gazetesi Dağlık Karabağ çatışmasına Türkiye’nin ve özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın müdahale etmesiyle ilgili bir yazı yayınladı. Gazeteye göre Türkiye’nin bu müdahalesi Ermeni Soykırımının 100 yıl sonraki güçlü yankısıdır.  New York Post 27 Eylül tarihinde Azerbaycan’ın saldırıya geçtiğini, fakat saldırmak için Ermenistan’ı suçladığını ifade etti.  (Not : Bu habere aşağıda belirtilen yorum verilmiştir. Bu site,  yorumlarımızı yayımlıyor. Yorumcularımızın dikkatine..,o.tan) “Orhan Tan  -  Biz burada Erdoğan’ ı  değil sahte iddialarla yüz yıldır sürdürülen Ermeni meselesini tartışalım. Erdoğan Türkiye' nin kendi konusudur. New York Post gazetesi <privacy@nypost.com> adresine ayrıca yorum verilecek. Zaten soykırım iddiaları yargı yerine sahtekar politikacıların oy toplama gayretlerine imkan veren bir hazine oldu. Çapsız basın mensupları için de ekmek kapısı. Türkiye' nin politikası açık; ya bir uluslara arası komisyon toplayıp elimizdeki belgeleri açıp medeni bir biçimde tartışalım, veya, Ermeniler kendilerine güveniyorlarsa uluslar arası yetkili bir mahkemeye baş vursunlar. Başvursublar da başlarına ne geşleceğini görsünler. Son örnek AİHM Perinçek - İsviçre davasında alınan karardır. Ermeniler bu kararı ya bilmezler, veya, bilmezden gelirler. Karar şudur; "Zorunlu yer değiştirme (biz Tehcir diyoruz) soykırım değildir". Aynı şeyi ABD İkinci Dünya Savaşında Japon vatandaşlarına uygulamıştır. Esasen, Amerikalı Japonlar, Osmanlı Ermenileri gibi ellerine silah alıp devletine isyan etmemiştir.” - iki

Yorumlar

  1. MEHMET BOZ avatarı
    MEHMET BOZ

    ———-  ———
    Gönderen: Mehmet Boz
    Date: 16 Eki 2020 Cum, 15:23
    Subject: Turkish Forum – Bülten-FEYM GRUBU MESAJI – Ermeni Faaliyetleri ( 13 Ekim 2020)
    To: “Türkiyeyiz Biz”

    2009 yılında Şenol Kantarcı’nın “Osmanlı’da Onurlu Bir Diplomat Ve Milli Mücadele’nin Önemli Siması  Ahmed Rüstem Bey( Alfred Bielinski-Alfred Rüstem Bey )” adlı 122 sayfa bir kitap Doğan Kitap’tan çıkmıştı.Anılan kitaptan namuslu Amerikan halkından bazılarına nasıl atgözlüğü takılabildiğini, Osmanlı Diplomatı Rütem Beyin onurlu duruşunu öğrenmiş,kıvanmıştım.
    ***
    24 Haziran 1914’Rüstem Bey Washington Osmanlı büyükelçiliği yapar.Sıradışı bir diplomattır. Görev sürecinde Amerikan kamuoyunda Türkiye aleyhine takınılan tutum karşısında ağır eleştirilerde bulunarak Türkiye’yi savunmuş ve bu yüzden ABD Başkanı Woodrow Wilson tarafından “istenmeyen adam” ilan edilir. İşin aslı neydi?  Ahmet Rüstem Bey, 24 Haziran 1914’te göreve başlar ve Ekim başında görevi bırakır. Amerikan gazetelerinde, Müslüman Türklerin Hıristiyan Ermenileri kılıçtan geçirdiği haber, yorumlarıyla dolu olduğunu görür.  Evening Star gazetesinde (8 Eylül 1914) yayımlanan demecinde; “İngiltere ve Fransa’nın Türkiye’de Hıristiyanlara katliam yapıldığı yalanını Amerikan kamuoyunun önüne serdiklerini,…Ermenilerin Hıristiyan oldukları için değil, isyan ettikleri için, Fransa, İngiltere ve Rusya’nın desteğiyle ayaklanarak Osmanlı devletini zayıflatmak istedikleri için cezalandırıldığını” belirtiyor .Osmanlı hükûmeti tarafından I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı ordusu ile karşı karşıya gelebilecek iç unsurların savaş bölgelerinden uzak yerlere devlet eliyle gönderilmesi için çıkarılan göç ( tehcir)  kanunu tarihi  27 Mayıs 1915’dir. Yani zorunlu göç kanunun  çıkarılmasından bir yıl önce Türklere, Türkiye’ye karşı  kamuoyu oluşturmak için hükümetiyle, medyasıyla , psikolojik araçlarıyla ABD saldırmaktadır. Bu demeçleri nedeniyle ABD Başkanı Wilson, Dışişleri Bakanına gönderdiği yazıda “Türk Büyükelçisi sınırı aşmıştır” der, sözlerini geri alıp özür dilememesi durumunda Amerika’dan çıkartılacağını bildirir. 11 Eylül 1914 günü Dışişleri Bakanı Bryn, Rüstem Bey’den Evening Star’da yayımlanan sözlerini geri almasını ister. Ahmet Rüstem Bey, Amerika Dışişleri Bakanına gönderdiği 12 Eylül 1914 tarihli yazısında :“Türkiye, yıllardan beri Amerikan basınının düzenli saldırılarına hedef olmaktadır. Bu saldırılar, sık sık en ağır dille Türkiye’nin bütün duygularını incitmektedir. Türklerin dinine, milliyetine, geleneklerine, göreneklerine, gelmişine geçmişine sövülmüş, bütün kötülüklerin bataklığı Türkiye imiş gibi gösterilmiştir. Geçmişte Türkiye’de görülen ve benim gibi bütün diğer Osmanlı aydınlarını da üzen bazı aşırılıklar, diğer ulusların yaşamında da benzerleri görülmesine karşın, yalnızca Türkiye’ye karşı bitmez tükenmez şiddetli bir saldırı teması olarak kullanıla gelmektedir. Basının bu tutumu Amerikan kamuoyunu Türklere karşı zehirlemekte o kadar ileri gitmiştir ki, Türk soyunun her üyesi Amerika’da ancak “iğrenç” nitelemesiyle anılır olmuştur. Benim Amerikan saldırısına karşı ülkemi savunduğum apaçıktır…….Savunmam, ABD’nin de kınanacak bir takım özürleri olduğunu göstermek biçiminde olmuşsa, bu, Amerikan basınını daha insaflı davranmaya ikna etmenin başka bir yolu bulunmadığına inandığımdandır. Diplomatik kuralları aşmış olabilirim; fakat insanlığın çıkarı biçimsel kurallara feda edilemez. Ben, Türkiye’ye, Amerika Birleşik Devletleri’ne ve sonuçta bütün bir insanlığa karşı erdemsel görevimi yerine getirmiş olduğuma inanıyorum.”  tümceleri vardır. Daha 1915 yılında yasa yer alan illerdeki Osmanlı vatandaşı Ermenilerin  zorunlu göçü olmadan önce 1914’te bile Amerikan basınında Türkler ‘Ermeni Soykırımcılığı’yla suçlanabiliyor. Türklerin böyle bir suç işlemediklerini en yüksek sesle onurlu diplomatımız  seslendirir. Kurtuluş Savaşı’nda Mustafa Kemal’in yanında yer alan ve Birinci Meclis’te Milletvekili olan Ahmet Rüstem Bey, Ermeni Soykırımı suçlamalarına karşı Türkleri savunmayı yaşamı boyunca sürdür.   

    “ Kurdun kuzuyu yemeye niyetlenmesinde şaşılacak bir şey yoktur. Şaşılacak olan odur ki bu kuzu, kurda gönül bağlamış, aşık olmuştur.” demiş ise Mevlana bir bildiği vardır ,elbet!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir