Koronavirüs salgını ile mücadele sürecinde göçmen ve mülteci gruplarının barındırdığı riskler konusunda Göçmen Hakları ve Sosyal Uyum Derneği’nin yaptığı çalışma dikkat çekici.
GÖÇ-DER raporunda göçmen ve mültecilerin çoğunluğunun kayıt dışı çalışan ve günlük genel geçer işlerle hayatlarını idame ettirdiği ifade edildi. Bu nedenle salgının yol açtığı ekonomik daralmadan en çok etkilenen grupların başında göçmen ve mültecilerin geldiği vurgulandı.
KAÇARLARKEN HASTALIĞI GÖTÜRÜYORLAR !
İnsanlar Suriye’den,Afganistan’dan,Irak’tan,Libya’dan Nijerya’dan,Kongo’dan, Eritre’den, Yemen’den kaçıyor. ABD’ye, Almanya’ya, Fransa’ya,İtalya’ya kaçanlar olduğu gibi Türkiye,Lübnan,Ürdün’e de kaçıyorlar. Büyük hayaller ise kuzey Avrupa ülkeleri.
Bu ülkelerden kaçanlar muhakkak birikimlerini, yaşamlarını bırakıp yeni bir gelecek için risk alıyorlar bu uğurda yüzbinlerce insan öldü,kayboldu yada çok kötü amaçlı şebekelerin ellerine düşerek faili meçhul olarak yok oldular.
KORONAVİRÜS SALGINI MÜLTECİ HABERLERİNİ GÖLGELEDİ
Bu, sığınmacı hareketinin en önemli, en derinlemesine irdelenmesi gereken noktası… Bir devlet duvar örüyor, bir diğeri tel örgüler geriyor, bir başkası mayın döşüyor ama hiçbiri bu büyük insan hareketliliğini engelleyemiyor, çünkü söz konusu olan yaşam, insan yaşamı. başarma umudu ise ölüm ,hastalık yada başka felaket ihtimalleri her ne olursa olsun hala güçlü ve yeni yollar yeni yöntemlerle kaçış arayışları devam ediyor.
MÜLTECİLER KORONAVİRÜS İSTATİĞİNE DAHİL DEĞİL
Türkiye’de göçmen sorunu “Suriyeli sorunu” olarak bilinse de, Afgan sığınmacıların daha çok olduğunu belgeler gösteriyor, Irak’tan kaçanların da sayısı azımsanacak gibi değil.Bir yanıyla istenmeyen sığınmacılar, bir yanıyla da ucuz işgücü oldukları için gizliden gizliye kabul de görüyor. Bunların Türkiye’de ayrı olarak Koronavirüs istatistiği olmaması bence çok büyük bir tehlike ve belirsizlik.
Bizim ülkemizde sığınmacılar yüzde 86 oranında “gelişmekte olan ülkeler”e ulaşmayı hedefliyor ve hastalığı kaçak yollarla gittikleri ülkelere taşıyorlar..
Örneğin Ankara’da Kovid-19 hastalığının en yoğun görüldüğü bölgeler, göçmen ve mültecilerin yoğunlukla ikamet ettikleri ilçeler olarak dikkat çekiyor.
Türkiye’de ikamet kaydı bulunan göçmenlerin hastalık belirtileri karşısında dahi bir sağlık kuruluşuna başvuru konusunda dahi çekinceleri olabiliyor.Çünkü her hane içinde kaçak olarak gelen sınır dışı edilme korkusundan bu hastalık belirtisi gösterse dahi şehirlerimizde tehlike saçıyorlar.
Kimlik ve ikamet sorunlu göçmenler-mülteciler hastanelere gitmemekte, kalabalık aile içerisinde hastalığın bulaşma ve yayılma tehlikesini artırmaktadır. Bu sebeplerden dolayı göçmen grupları arasında hastalığın teşhis ve tedavisi konusunda zafiyet oluşmakta.
Göçmen toplulukların arasında bulaşın önlenmesi ve hastalığa yakalananların izolasyonu konusunda, hastalığın tespitinde güçlükler tehlike sinyalini daha seri vermekte.
Dünyanın doğusundan batısına, güneyinden kuzeyine insanlar hala akın akın göçüyor.
Büyük çoğunluğunun sadece üç beş parça giysisi var yanında, her şeylerini bırakıp kaçmaktan başka çare bulamamışlar. İnsan tacirleri için para adına bu çaresizliği kullanıyorlar. Kaçak yada memnuniyetsiz mültecilerin özgürlük ve daha iyi yaşam adına, ülkeler arasındaki kaçış yollarında delice bir mücadele içine girmiş olmaları, aslında Türkiye ve göç hedefi ülkelerin koronavirüs hasar tablosuna yüzbinlerce belki milyonlarca bulaşının yayılmasına vesile oluyorlar.
Mutlu Demirdelen
www.seffafgazete.com
Bir yanıt yazın