AKP ON İKİ YILDIR NEDEN İKTİDARDA VE RECEP TAYYİP ERDOĞAN NEDEN HALA EN GÜÇLÜ ADAY
Varolan iç ve dış durumu anlamak için siyasi muktesebatın güçlü olması gerekir. Sıradan bir ülkede değilsiniz. Dünya güç odaklarının “ihtiraslar kavşağında” iktidar olmak da kolay değildir.Unutmayalım on dokuzuncu yüzyılda Makedonya, yirminci yüzyılda Ortadoğu ihtiraslar kavşağı,siyasetin merkezi idi. günümüzde bütün dünyanın odakta olduğu bir siyaset süreci yaşıyoruz. Ve insanlık tarihinde ilk kez ayrımsız bir eylem, zengini fakiriyle maskelenmeyi insanlar yaşıyor.Ülkemizde yapılan siyasi yanlışların bugünlere yol açtığı doğrudur. Sürmesi durumunda siyasi tarihimizin en güçlü despotizminin gündeme geleceği de görülen gerçeklerdendir. Türk Genel Devrimi ve tamamlanması sürecinin yüzüncü yılına yaklaşırken siyaset yapan bütün yurttaşlarımız sorumlu davranmalıdır.
Siyasi sürecimizin iyiye ya da kötüye evrilmesinin sorumlusu toplumun en bilinçli kesimi olması gereken aydınlarımızdır. Aydınlarının sorumsuzluk içinde olduğu bir toplumda kitleleri suçlamak doğru değildir.Aydınlar sorumsuz ise kitleler kendi başlarının çaresine bakar.Böyle bir sürece girildiği için siyaset merkezlerin bu süreci denetim altına almaya çabalamaktadır. Anadolu nun berrak pınarlarından akan su mutlaka yolunu kendisi bulacaktır. Süreci yönetmek yerine aydınlarımız sürece nasıl olumlu katkı sunabileceklerine odaklanmalıdır.
Devrimci siyasi tarihimizde bugünlere yol açan iki önemli yanlış vardır. Toprak mülkiyeti ve toprağı işleyen yurttaşların aydınlatılması egemen güçleri sıkıntıya sokunca tek partiden kopma oldu. Savaş sonrası dünya koşulları paylaşımda Türkiye yi batı dünyasına bırakınca Demokrat Parti, aydınlarımız için “ceberut devlet”ten kurtulmanın, “doğu gericiliği” nin de baskıdan kurtulmasının umudu oldu. Toplumun en ileri yurttaşları da bu umuda destek olmakla siyasi tarihimizin en büyük yanlışını yaptılar. 1950 seçimleriyle ,iktidara gelen demokratla ın maskesi ise kısa sürede düştü. Devrimimizin önü iç ve dış çıkar odaklarınca kesildi.ABD emperyalizmi boylu boyunca içimize girdi. Girmekle kalmadı demokratları destekleyen aydınlar da cezaevlerine kısa sürede dolduruldu.
2000 lerde aydınlarımızın “ceberrut devlet” söyleminin yerini “Atatürkçü Düşünce Sistemi , kurumları, sivil asker vesayet rejimi” söylemi aldı. Çok partili batı demokrasisini getirmek isteyen aydınlarımız AKP nin iktidara taşınmasına ve iktidarı sürdürmesine açık destek oldu. Devrim karşıtları palazlandı. DP deneyiminden siyasi ders çıkarmayan aydınlarımızın yaptıkları bu ikinci yanlıştır. Bu iki temel yanlışın ortak noktaları vardır. İktidara karşı tek bir parti altında farklılıklarla bütünleşmek yerine bir çok yeni partiler kurmak gücü dağıtmıştır. Bilindiği gibi aynı sosyal katmanların çıkarını savunan siyasetçilerin bir çok ayrı partide toplanması siyasi tarihte bütün iç savaşların temel altlığıdır. Partiler sosyal,ekonomik,kültürel farklılıkları olan, çıkarları uyuşmayan toplulukları ifade ederse ülkede demokrasi ete kemiğe bürünür. İktisadi,sosyal,kültürel temelde değil, bir yeri tutmada birbirine giren siyasi ayrıklıkların toplumda karşılığı yoktur.Yaşam koşullarının nasıl değişeceğini temel alan siyasi söylemler yerine ben ondan daha iyi yönetirimden başka bir şey ifade etmeyen söylemlerle kitleler yönlendirilemez.Devrimimizin yüzüncü yılına giderken,toplumumuzun öncüsü olduğu savında olan aydınlarımız eylemde ve söylemde geçmişin yanlışlarında direnmemelidir. Aynı çıkarları savunan bir çok partiler kurmak yerine,gittikçe daha çok gelişen kitlelerin eylem ve söylemlerine dikkat eden bir aydın söylemini günlük yaşamda kullanmalıdır.
Atila Sarp 15 Ağustos 2020
Bir yanıt yazın