Teşkilat-ı Mahsusa’yı en iyi anlatan ifadenin YENİ BİR CİHAN İMPARATORLUĞU KURMAK cümlesi olduğunu düşünüyorum.
“Onlar yıkılmakta olan imparatorluğu sadece yaşatmayı değil, Fas’tan, Çin sınırına; Kıbrıs’tan Kırım’a, hatta Volga boyun kadar büyütmeyi amaçladılar”. İmparatorluğun büyümeden yaşayamayacağını anlamışlardı. İttihatçıların önderi Talat Bey, Almanlara da güvenmiyordu. “Savaştan sonra ikinci bir savaş başlayacak, milli ekonomi için savaşacağız” demişti.
1911 yılında İngiliz Elçisi Grey, “Orta Doğu’da en büyük düşmanı İttihatçılardır” diye rapor gönderiyordu.
15 Eylül 1918’de Bakü’ye giren Nuri Paşa, Enver Paşa’ya çektiği telgrafta, “Buradaki depolarda olan neft Osmanlının Tüm borçları öder”.
Savaştan sonra İngiliz istihbaratçıları İttihatçı liderlerin yerlerini tespit ettiler ve Ermeni militanlarca öldürülmelerini sağlasılar.
İttihatçılar için en doğru sözü meşhur casus Lawrance söylemiştir;
Onlar Yaşarken Efsaneydiler
“Eğer Jön Türklerin arasından seçilmiş, sayıca az, fakat mücadelelerinden vazgeçebilmeleri için ancak hayat sahnesinden çekilmeleri şart olan bu adamların mukavemeti de kırılacak olursa, rahatça söylenebilir ki; dünya üzerinde bundan sonra büyük çapta bir Türk İmparatorluğu’nun kurulması imkânı kalmayacaktır. Çünkü bu kuşakla beraber Türklerin Asya ve Afrika’da daimi bir hâkimiyet kurmaları iddiaları da son bulacaktır”.
Sir Thomas Edward Lawrence
Zeki Velidi Togan, hatıralarında 1908 yılında (Meşrutiyet öncesi) Şüray-ı Ümmet gazetesinin Tataristan’a, Başkurdistan’a geldiğini yazar. Jön Türkler’in, çarlık Rusya’sındaki Türklerin ve Müslümanların umudu olduğunu belirtir.
Daha önce yayımlanan:
-Teşkilat-ı Mahsusa’dan Hacı Sami Bey,
-Yeşim Taşı Ön Türkler ve Türk Tarihinden Kesitler,
-Kafkasya’dan Anadolu’ya Zekeriya Efendi,
-Özbek Mektupları
Kitaplarıma internet veya kitapçılardan ulaşabilirsiniz.
Ekrem Hayri Peker
Bir yanıt yazın