Yerel seçimlerde;
İstanbul’u kaybettiler. Ankara’yı kaybettiler. Antalya’yı kaybettiler. Adana ve Mersin’i kaybettiler.
Kesesine dokunulan ahali yavaş yavaş uyanmaya başladı.
Din, iman, ezan, bayrak söylemleri ise etkisini kaybetti.
Ayasofya tükenmişliğe atılan son mermiydi ve o mermi de hedefini bulmadı.
Kararsız seçmenler seçim kaybetmez sandıkları AKP nin seçim kaybettiğini ve yerlebir olduğunu gördüler.
Bugün genel bir seçim olsa kaybedecekleri gün gibi aşikar.
Öfke, korku, perişanlık, şaşkınlık ve mutlak bir çaresizlik içerisindeler.
18 yılın dosyası çok kabarık…
▪ Kanunları çiğnediler. Anayasayı tanımadılar.
▪ Gezi olaylarında aşırı ve orantısız güç kullanarak ölümlere sebep oldular.
▪ 17-25 Aralıkta ortaya çıkan ses kayıtlarına montaj ve düzmece dediler ama, yolsuzluklarda adı geçen bir bakanın “Ben yolsuzluk yaptıysam tek başıma mı yaptım” sözü ile akıllarda soru işaretleri yarattılar.
▪ Hakim ve savcıları teröristlerin ayağına götürerek eli kanlı katilleri sütten çıkmış ak kaşık gibi masum ve tertemiz yaptılar.
▪ Çözüm sürecini başlatıp, kalaşnikofları ile Güneydoğu bölgemizde uluorta gezen teröristlere müdahale etmeyin talimatını vererek sonucunda yüzlerce vatan evladının şehit olup, sakat kalmasına sebep oldular.
▪ 250 vatandaşımızın hayatına mal olan 15 Temmuz darbesini yapan Fethullah Gülen cemaati ile olan ilişkilerini “Ne istedilerde vermedik” serzenişi ile duyurarak milletten kendilerini affetmelerini istediler.
▪ Ohal sürecinde referandum ve seçim yaparak baskı, korku ve şantaj ile milletin iradesine haciz koydular.
▪ PYD,YPG ve PKK yı bitirmek iddiasiyla girdikleri Suriye topraklarında yüzlerce evladımızın şehit olup, sakat kalmasına sebep oldular. Suriyede yuvalanan bu terör örgütlerinin silah ve mühimmatları ile daha güvenli bir bölgeye gitmelerine seyirci kaldılar.
▪ Yunanistan burnumuzun dibindeki adaları işgal edip, o adalara asker, silah, mühimmat yığarken Yunan Başbakanına kravat hediye edip, statüsü belli olan adaların ihlakını görmemezlikten geldiler.
▪ Rusya’ya S-400 füzeleri , Amerika’ya ise F-35 savaş uçakları için milyarlarca dolar ödeyerek fakr-u zaruret içindeki halkın cebinden vergilerle aldıkları paraları çarçur ettiler.
Zulm yapıtlar. Adam kayırdılar. Mazlumları mezara, masumları demir parmaklıklar arkasına koydular. Milleti ümmet, illet, zillet, terörist diyerek böldü parçaladılar.
Yüzlerce, binlerce daha suç sayabiliriz.
Bu kadar suç ve günah dosyası varken iktidardan düşmek ne demektir?
Eniğinden cücüğüne kadar adalet önünde yargılanmak demektir.
Tüm kazanımlarını kaybetmek demektir.
En iyi ihtimalle ebediyen siyasete veda etmek demektir.
Bu durumda geriye yapılacak ne kalır?
İktidarda kalabilmek adına her şeyi yapmak kalır
Gerekirse 3. Dünya savaşını bile çıkarıp milyonlarca insanın ölmesine bile vesile olmak kalır.
Ya da/veya
Bir sabah sırra kadem basmak kalır.
Peki sırra kadem basamayanların durumu ne olur?
Son çıkan unutulma hakkı yasası bunun içindir.
Maddi delil yoksa suç yoktur.
Dün yaptıkları gibi…
Tövbe ve istiğfar ve peşlerinden lanet okumakta yeterli olabilir.
Bu gidişatın 1 adım sonrası topyekün savaş veya bir sabah cümbür cemaat kaçıştır.
Hangisi olursa olsun kaybedecek olan Turkiye Cumhuriyeti ve onun vatandaşlarıdır.
Bir yanıt yazın