NECDET BULUZ
Bölgemiz kaynıyor. Suriye’deki ve Kuzey Irak’taki gelişmelerle tehlikenin boyutu daha da artıyor. Kuzey Irak Bölgesel Yönetiminin altında yaşama mücadelesi veren Kerkük Türkleri, kendilerinin kaderleri ile baş başa bırakıldığından yakınıyor. Bu yakınma yeni de değil. Ancak, son günlerde, Türkmenler daha zor koşullar altında ayakta durmaya çalışıyor. Barzani’nin “Kerkük Kürt kentidir” açıklamalarından önce ve sonra, bu coğrağrafyanın demografik yapısının değiştirildiğini de görüyoruz.
Bugünkü Hükümetin Başbakanı ve Dışişleri Bakanı, açıklamalarında “Bölgesel güç” olduğumuzu söylüyorlar. Ortadoğu’daki değişimde de söz sahibi olduklarını iddia ediyorlar. Özellikle de Dışişleri Bakanı Davutoğlu“Bölgemizde bir gelişme olacaksa, Türkiye bu konuda belirleyici güç olacaktır” diyor. Hiç kuşkusuz böyle bir konumda olmamızı her zaman ister ve destekleriz. Ancak, gelişmeler bu açıklamaların hava kaldığını gösteriyor.
BARZANİ YİNE BAŞROLDE
Kerkük, Türkiye için hayati önemde bir kenttir. Bu kent, Türk kentidir ve burada kardeşlerimiz Kerkük Türkleri yaşamaktadırlar. Türkmen kimliği Saddam döneminde ve sonrasında Barzani tarafından çeşitli şekillerde yok edilmeye çalışılmışsa da, Türkmenler, direnişleri ve mücadeleleri sayesinde kimliklerini korumuşlardır. Daha da güçlü hale gelmeleri için, Türkiye’ye yaptıkları çağrıların karşılıksız kalması bile Türkmenleri mücadelelerinden geri adım attırmamıştır. Hala da Kerkük’ten yardım ve destek isteme sesleri yükseliyor.
Eğer, bölgesel güç olma iddiamız varsa, eğer, bölgedeki gelişmelerde belirleyici olabiliyorsak, acaba gözlerimizin önünde Kerkük’ün elden çıkmasını niye görmüyoruz? Buradaki Türkmenleri niye koruyamıyoruz? Onların ezilmesini, birer birer yok edilmesini niye seyrediyoruz? Kaldı ki, bugün Kerkük’te oynanan her oyunun altında Türk ve Türkiye düşmanı Barzani çıkmaktadır. Biz, bu Barzani denenen adamı, altına kırmızı halılar sererek kucaklıyoruz, şımartıyoruz. Kendi kardeşlerimizin hakkını koruyamayan, Kerkük’ün elden çıkmasına göz yumanların bölgesel güç olma ve bölgede belirleyici rol oynayan bir konumda bulundukları iddialarına inanabilir miyiz?
KERKÜK’TE GÜVEN VE HUZUR YOK
Önemli olan güven ve huzurdur. Bugün Kuzey Irak’ta yaşam mücadelesini veren Türkmenlerin güven ve huzur ortamında olduğunu söylememiz mümkün değildir. Kentteki güvensizliğin sokaklara da yansıdığını görebiliyoruz. Türkmenlerin liderliği yapanların kaçırılması, sokak ortasında infaz edilmesi, çeşitli kazalarla yok edilmesi bu endişeyi, korkuyu daha da artırıyor. Bütün bu yapılanlar karşısında bizim Başbakanımız, Dışişleri Bakanımız ne yaptılar? Hangi tavrı ortaya koydular?
Kerkük’te olup bitenlere ses çıkarmıyor, Barzani’nin yaptıklarına tavır koyamıyorsak, bu Türk ve Türkiye düşmanı bundan cesaret alarak daha fazlasını da yapar ve yapıyor da. Ne acıdır ki, bu sessizliğimi halen de sürüyor ve bizi yönetenler adeta Kerkük’ü ve buralarda yaşamlarını sürdüren Türkmenleri unutmuş durumdalar.
Biz, öncelikle kendi çıkarlarımızı korumak durumundayız. Bizim ulusal çıkarlarımız neyi gerektiriyorsa onu yapmalıyız. Böyle bir durum karşısında millet olarak Hükümetin yanında yer alırız. Bizi ilgilendiren konuları bir kenara bırakıp, Suriye gibi dış güçlerin istekleri doğrultusunda savaşacak konuma gelmemiz bizi bu ulusal çıkarlarımızı korumamızdan da uzak tutuyor. PKK ile mücadele, Kerkük gibi Türk kentinin konumu bizim ulusal çıkarlarımız arasında sayılmıyor mu? Kandil’e ve Barzani’ye tavır koyamıyorsak, bizim bölgesel güç olduğumuzu söylememiz ne kadar doğru olur?
OYUN İÇİNDE OYUN OYNANIYOR
Kerkük’e yüzümüzü döndüğümüzde gördüğümüz tabloyu sizlerle paylaşalım:
Barzani’nin Peşmergeleri yönetimi ve güvenliği ele geçirmiş durumdalar. Ekonomik olarak Kerkük’ün Peşmergeler için de öneminin çok büyük olduğunu söyleyelim. Bağımsızlıkları yolunda Kerkük’ün önemi de biliniyor. Yıllardır Türkiye karşıtı politika uygulayan, tek hedefi bölgede Bağımsız bir Kürt Devleti’ni kurmak olan Barzani, son yaptığı açıklamalarda da Kerkük üzerindeki emellerinden vaz geçmeyeceğini, hiçbir gücün bunu engelleyemeyeceğini de söylüyor. Peki, bizimkiler hala niye susuyorlar, niye Kerkük’ün elden çıktığını göremiyorlar, niye burada mücadele veren kardeşlerimizi yalnız bırakıyorlar? Biz, bütün bunlara yanıt arıyoruz.
Barzani, Amerika’nın, bölgedeki petrol kaynaklarının bekçiliğini yapıyor. Bu nedenle de korunuyor. Eğer, bugünkü AKP Hükümeti, Barzani ile iyi geçinmeye çalışıyor, oldu- bittilere ses çıkaramıyorsa, bunu Amerika istediği için yapıyordur. İşte, bizimkilerin dış politika anlayışı budur. Kaldı ki, Kuzey Irak’a yerleşen İsrailliler burada hem Peşmergeleri eğitiyor, hem de Barzani’ye taktik veriyorlar.
e.mail: [email protected]
Bir yanıt yazın