Necdet Buluz
Havalar ısınmaya başladı, koronavirüs konusunda da vakalar azalmaya başladı. Bunu fırsat bilerek gevşemeye başladık. Daha önceki kurallar bile artık neredeyse çöpe atıldı. Bu doğru mu?
Şimdi de “Normalleşme başlayacak” deniliyor.
Otellerin, okulların açılmasından söz ediliyor. “AVM’ler açılacak” deniliyor.
Hastalıkla ilgili televizyonlarda açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Mehmet Ceyhan’ın söylediklerini ve uyarılarını hep dikkate alanlardanız. Bilim Kurulu üyelerinin açıklamalarını da akılcı bulmaktayız.
Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, koronavirüsle mücadeleyle ilgili yaptığı açıklamalarda “En risklisi AVM’lerin tam kapasite ve okulların açılması; Japonya bunu yaptığı için başa döndü” uyarısı ile bu konuda erken atılmak istenilen adımların yanlış olabileceğini söylüyor.
“Bir siperde biz, diğerinde virüs var. Virüsün ateş gücü azaldı diye siperden tüm orduyu çıkaramayız” diyen Prof. Dr. Ceyhan, “Önce sürünerek çıkacağız. Sonra köşelerde saklanacağız, bir adım atacağız, bakacağız, bir adım daha atacağız Günlük vaka sayımız düşmeli. İki binlerde kalmamalı. Vaka sayısını düşürmek için uğraşmalıyız. Yüzmüş yüzmüş kuyruğuna gelmiş değiliz. .” ifadelerini kullandı.
Prof. Ceyhan, Ramazan Bayramı öncesinde 65 yaş üstü vatandaşların da hareketlendirilmesi gerektiğini belirtti.
“Kemik erimesi ve kas kaybı ile karşı karşıya kalacaklar. Sokağa çıkma yasağı olduğu gün onları dışarı çıkarıp evlerine yakın alanlarda yürütmeliyiz” önerisinde bulunan Prof. Ceyhan, “Tam 3 tane 14 gündür evde kapalılar. Onların birbirlerine bulaştırma riski yok denecek kadar az. Sokağa çıkma yasağının olduğu gün bunun için ideal” dedi.
Prof. Dr. Mehmet Ceyhan’ın öneri ve uyarıları şöyle:
– Spor müsabakalarının seyircisiz oynanması az riskli. Uygulanabilir.
Bence en risklisi AVM’lerin tam kapasite açılması. Kapalı ortam son derece zararlı ve sosyal mesafe ya da maske kontrolü mümkün değil.
– En riskli ikinci konu ise okulların açılması. Bu haziran ayı için de geçerli. Japonya bunu yaptı, salgında kontrollü bir döneme girdiklerinde okulları açtı. Yeniden başa döndüler. Okulların sonbahardan önce açılması çok riskli olur.
– Bayram ziyaretleri çok riskli olur. Bu bayramda uzaktan selamlaşmak, uzaktan kutlamak daha doğru olur.
– Türkiye’de diyelim ki vaka sayısı sıfır oldu ya da 0 ile 5 arasına düştü. Kendi içimizde normalleşebiliriz. Ancak bu sefer de salgının devam ettiği diğer ülkelere karşı tetikte olacağız. Sınır kontrollerimizi güçlendireceğiz. Dışarıdan vaka gelmesini engellemeye çalışacağız.
Bir de şu gerçek var:
Koronavirüs, genç-yaşlı dinlemiyor. Bu nedenle her yaşın dikkatli olması gerekti Prof. Dr. Hüsnü Pullukçu, koronavirüs salgınının Türkiye’deki seyrine ilişkin yaptığı değerlendirmede hastaların yüzde 90’ının 25-50 yaş aralığında olduğunu söyledi.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Hüsnü Pullukçu, çok sayıda genç hastayı tedavi ettiklerini ifade ederek, 20 yaş üstü ve 65 yaş altı ‘yasaklı’ olmayan grupta bulunan kişilerin yeteri kadar önlem almadığını söylüyor.
Prof. Dr. Pullukçu, “Gelen hastaların yüzde 90’ının 25-50 yaş aralığında genç hastalar. Bu bizim için iyi bir şey. Hastalarımız yaşlı olmayınca takibi ve tedavisi bizim için çok kolay oluyor. 20 yaş altı ve 65 yaş üstü yasaklı. Bu durum yasaklı olmayan grubun önlemsiz bir şekilde gezdiğini düşündürüyor. Riskli olan grubun bu kişilere dikkat etmesi gerekiyor. Eğer çevrelerinde bu yaşta ve önlem almayanlar varsa, kendilerinin hastalanmaması için bu insanlara dikkat etmeleri gerekiyor” diye konuştu.
İyileşme hızındaki yükselişin hastalığın genç grupta görülmesiyle bağlantılı olduğunu dile getiren Prof. Dr. Pullukçu, risk grubunda olanları ve yaşlıları genç gruba dikkat etmeleri konusunda uyardı. Sosyal mesafenin korunması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Pullukçu, bu şekilde devam edilirse mayıs ayının sonlarına doğru normal hayata geri dönülebileceğini belirtti.
Prof. Dr. Pullukçu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Genç grup aynı zamanda iyileşme hızı yüksek olan grup. İki hafta içinde bitiyor ve iyileştiklerini rapor edebiliyoruz. Bu süre yaşlı ve riskli olan grupta uzayabiliyor. Ayakta olanlar var, aslında onları da saymak lazım. Testlerini bilmediğimiz için pek sayamıyoruz. Bir sürü insan bu hastalığı belki de hiçbir belirti olmadan ayakta geçiriyor. O yüzden bu gruba karşı dikkatli olmamız gerekiyor. Hem risk grubunda olanların hem de yaşlılar genç gruba karşı dikkat etmeli. Ben risk grubunda olan tanıdıklarıma çocuklarını evlerine almamalarını söylüyorum. Balkondan görüşmelerini öneriyorum. Uzaktan görüşüyorlar ama çocuklarını eve almıyorlar. Böylelikle kendilerini koruyorlar. “
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın