1.. İspanya’nın Ontinyent şehir meclisi, Ermeni <sözde> soykırımını tanıdı. Ermenistan’ın İspanya Büyükelçiliği, Valensiya’da faaliyet gösteren “Ararat Ermeni Derneği”nin hazırladığı tanıma önergesinin kabul edildiğini bildirdi. Ontinyent şehir meclisi, Osmanlı İmparatorluğu’nda insanlığa karşı işlenen büyük suçu ve günümüz Türkiye Cumhuriyeti’nin yürüttüğü inkarcı politikasını kınadı. Önergenin kabul edildiği meclis oturumunda, Ararat Ermeni Derneğinin başkanı Dernek Temsilciside toplantıda konuşma yaptılar. Hatırlanacağı üzere, bugüne dek İspanya’nın 30’dan fazla şehirleri ve 5 eyaletleri, Ermeni Soykırımı’nı tanıdı. ( Not: Biz bu çok önemli konuyu yok hükmünde görüyor, devlet düzeyinde çözmeye çalışmıyoruz. Bu konuda bilgisi olan vatansever insanlarımız da bir araya gelip beyin fırtınaları yapmak yerine sonuca ulaşamayacak çabalar içindedirler. Bu habere bir kitap yazıp cevap vermek gerekir. Ancak, kimse okumaz. Aşağıdaki yorumumu söz konusu şehir Belediye web sitesine yazmaya, hatta, İspanyolca bilen bir arkadaşımdan tercüme ederek siteye yayımlamasını rica edeceğim. İrtibatta olduğum Dışişleri Bakanlığı da yardım eder yol gösterirse. Bu tür karar alan bütün şehir meclislerini tarayıp gönüllü olarak görev alacak bir üyemiz benzer yorumları verebilir. Çalışan kazanıyor !…, o.tan)
Orhan Tan – Ey Ontinyent Belediye Meclisi’ nin bilgisiz üyeleri !
Böyle büyük bir suç tanınmak istenirse hukuk kurallarına ve kurallar gereğince suç isnat edilen kişi veya topluma savunma hakkı verilmez mi? Siz politika dışında da değer kabul edilen bazı şeyler olduğunu neden bilmiyorsunuz? Şu bilgiye sahip olsanız acaba böyle bir Ermeni tezgahına helir miydiniz;
A. Osmanlı Tehcir kararı verilen altı vilayette yaşayan toplam Ermeni sayısı 868.00. Bu kişilerin yaklaşık 400.000’ i Ermeni belgelerine göre, isyan ederek Rus Ordusuna katılan ve katliam yapan kişiler olup, Rus Ordusu Anadolu’ dan çekilirken Kafkaslara kaçmışlardır. Orada hastalık ve kıtlık nedeniyle çoğu hayatını kaybetmiştir. Anadolu’ da kalan pek çok Ermeni vardır. Benim çocukluğumda (1940’ lı yıllar) Eskişehir’ de kapı komşumuz bir Ermeni hanım idi. Tehcir edilenlere Kürt aşiretleri tarafından yapılan saldırılarda bazı Ermeniler hayat ve eşyalarını kaybetmişlerdir. Ancak, Osmanlı Hükümeti Ermeni vatandaşlarının güvenlik , iaşe ve barınmaları için emirler vermiş, tam olarak görevini yapamayan yöneticileri cezalandırmıştır. O sıralarda Türk askerlerinin altı cephede savaşta olduğu için yeterli güvenlik tedbirleri alınamamıştır.
B. Malta Yargılamaları, her ne kadar Ermenilere bu gerçek öğretilmez ise de, Britanya İmparatorluğu Baş Savcısı nezdinde Malta’ da kurulan Mahkeme suçlu iddiası ile 144 Osmanlı yöneticisini kişiyi tutuklamış, üç yıl boyunca ( 1919 – 1922) muhakeme etmiş, arşivler tap taze olmasına rağmen hiçbir devletin arşivinden gerçek bir belge bulunamadığından dava sona ermiş ve tutuklular serbest bırakılmışlardır.
C. Ermenistan’ ın ilk Başbakanı Kaçaznuni’ nin 1923 yılında parti konferansına verdiği raporda “Taşnak Partisi’nin yapacağı bir şey yok” demiş ve Türkleri değil, emperyalist ülkelerle işbirliği yaparak devletlerine isyan ettiğini belirttiği Manifestosu köşe bucak saklanmış, en sonunda aslı bulunarak arşivlerimizde yerini almıştır. Ermeni yarafı bu belgeyi hala bilmez, bilse de okumaz.
D. Birleşmiş Milletler, 1948 yılında kabul edilen konvansiyonunda soykırımın ne olduğunu, hangi makamlar tarafından kabul edilebileceğini açıkça belirtmiş olmasına rağmen, maalesef cahil politikacılar bu uluslar arası hukuk hükmünden de haberdar değillerdir. Veya, bilerek bu hukuk kuralını çiğnemektedirler.
E. Daha fazla uzatmayayım, Avrupa İnsan Hakalrı Mahkemesi’ nin Perinçek – İsviçre Davasındaki kararları da Ermeni tarafına ve kendilerini destekleyenlere karşı indirilmiş bir tokattır. Ancak, cahil veya Ermeni taraflısı politikacılar bu tokatı bile anlamazlar, isterler ki yalan bilgilerle yüce bir ulusu lekelemeye çalıştıkları için kendileri hakkında uluslar arası mahkemelerde Türkler dava açsın…
- Ermenistan ABD’nin yaptırımlarına rağmen İran ile işbirliğini güçlendirmeyi amaçlıyor. Ermeni diplomat Tumanyan, “ABD yaptırımları arasında İran’la işbirliği yapmayı reddeden yatırımcılar ile Ermenistan Cumhuriyeti ve İran birçok alanda işbirliği geliştirebilirler” dedi. Avrasya Ekonomik Birliği (EAEU) ile İran arasında bir serbest ticaret bölgesi kurulmasını sağlayan geçici anlaşmanın Tahran ve Erivan arasındaki işbirliğini genişletmek için iyi bir fırsat açtığını hatırlattı. Ona göre, İran ve Ermenistan arasındaki ilişkiler her zaman dostçadır…,
- İstatistik Komitesi tarafından açıklanan dış borç rakamları, dış borcun son aylarda arttığını göstermektedir. Ermenistan’ın dış borcu arttı. 31 Aralık 2019 itibariyle Ermenistan’ın dış borcu 5 milyar 789.729 milyon dolar oldu. Dış borç geçen yılın Ekim ayında 5 milyar 573.289 milyon dolar, Kasım ayında 5 milyar 626.252 milyon dolar ve Aralık sonunda 5 milyar 789.729 milyon dolar oldu. https://tr.armradio.am/2020/02/06/ermenistanin-dis-borcu-artti/
- Bakü’nün Ermeni karşıtı pogromları Avrupa Parlamentosunda görüşüldü. 5 Şubat 2020’de MEP Kostas Mavrides (S&D Group, Kıbrıs) Avrupa Parlamentosu’nda “Unutulan mülteciler: Bakü Ermenilerine Ne Oldu?” başlıklı bir konferansa ev sahipliği yaptı. Konferans, Avrupa Ermeni Adalet ve Demokrasi Federasyonu (EAFJD) ve Ermenistan Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği Misyonu tarafından ortaklaşa düzenlendi. Açılış konuşmacıları İngiliz insani, Yaşam Akranı ve Lordlar Kamarası’nın eski yardımcısı Barones Caroline Cox ve Amerikalı-Ermeni yazar ve insan hakları savunucusu David Babaev’in görgü tanığı Anna Astvatsaturian Turcotte idi. https://armedia.am/eng/news/79634/the-anti-armenian-pogroms-of-baku-discussed-in-the-european-parliament.html
- İngiliz Barones Caroline Cox, “Unutulmuş Mülteciler: Bakü Ermenilerine Ne Oldu?” başlıklı Avrupa Parlamentosu konferansında yaptığı konuşmada, “Bakü’de Ermenilerin <sözde> soykırımı ve Sumgait’ in tanınması gerekiyor. Bakü’deki pogromlar nedeniyle İngiltere’ye kaçan insanları tanıyorum” diyen Cox, Karabağ’a yaptığı ziyaretler nedeniyle Azerbaycan’ın kara listesinde olduğunu hatırlattı.
- Adalet eski Bakanı Profesör Gevorg Danielyan, Ermenistan Anayasası’nda reformlar öneren yasal girişim yasama meclis bloğu üyeleri tarafından tasarlanan tasarıyı yorumlarken Çarşamba günü yaptığı açıklamada, “Hukuk ilkeleriyle bile ufak bir ilişkisi bulunmadığını söyleyerek anayasaya aykırı olduğunu belirtti kesinlikle mantıksız bir tezahür ve politik bir egemenlik olarak nitelendirdi.
- Ermenistan’ın Hraparak gazetesi, “Cumhurbaşkanı Armen Sarkissyan’ ın dün yaptıkları toplantıda, Başbakan Nikol Paşinyan’ a Anayasa Mahkemesi’ne ilişkin tasarıyı onaylamayacağını açıkça belirttiğini” yazıyor. Sarkissyan, şunları söyledi: “Anayasa Mahkemesi ile bağlantılı olarak böyle bir anayasa tasarısını onaylamaya hazır değilim. Çünkü, daha sonra sorunlar olabilir ” dedi. (Not: Parlamenter demokrasilerdeki devlet yönetiminde sigortanın ne olduğunu anlamak için bu örnek üzerinde düşünülmelidir…,o.tan) https://news.am/eng/news/558665.html
- “Şecere ve Rhode Island Ermeni Tarih Derneği” başlıklı haber özetle şöyle; “ Aile tarihlerini araştırmak için yardım arayan herkes için, Rhode Island Ermeni Tarih Derneği’nin (AHARI) Şecere Alt Komitesi, normal şecere araştırma kaynakları aracılığıyla bulunmayan dosyalara ve bilgilere erişebilir. Komite, bu kaynakları ve diğer kaynakları şecere araştırmalarında bireylere yardımcı olmak için kullanır. Komite üç yıl önce Rhode Island Ermeni topluluğuyla kökleri veya bağlantıları olan insanlara ataları hakkında bilgi bulmalarına yardımcı olmak için kuruldu. Komite, şecere araştırmalarına her zaman yardım etmeye hazırız diyor. info@armenianhistorical-ri.org ……
- Parlamento çoğunluğu Benim Adım bloğu, Anayasa Mahkemesinde adaletin yerini almasını sağlayacak yeni bir yasa tasarısı getirdi. Tasarı ile, mevcut Anayasa’ da değşiklik yapılarak iktidarın Anayasa Mahkemesinde gerekli düzenleme yapması isteniyor. https://armenpress.am/eng/news/1003872.html
- Fresno Öğretmenleri için Soykırım Eğitimi (GenEd) Çalıştayı… Soykırım Eğitim Projesi çerçevesinde Fresno Birleşik Okul Bölgesi, Ermeni Soykırımı Anma Komitesi, Holokost eğitim uzmanı Hillary Levine ile ortaklaşa Fresno’nun orta ve lise sosyal bilgiler öğretmenleri için bir günlük seminer çalışması sağladı. GenEd’in Eğitim Direktörü Sara Cohan, soykırımın tanımı ve aşamaları, Ermeni medeniyeti ve tarihi, Ermeni <sözde> Soykırımının içinde bulunduğu jeopolitik, ekonomik ve sosyal bağlam, modern prototip olarak rolü hakkında temel eğitim sundu.
- Eyalet Senatörü Scott Wilk, Ermeni <sözde> soykırımı bilinçlendirme çabaları için iki farklı burs yarışması düzenleneceğini duyurdu. 9-12nci Sınıflardaki Kaliforniya lise öğrencileri, “Ermeni <sözde> soykırımının yıldönümünde daha fazla farkındalığın artırılmasına yardımcı olmak için” bir deneme yarışmasına ve görsel sanatlar yarışmasına katılmaya davet edildi. Her iki kategoride de eyalet yetkililerine göre, birincilik 1000 dolar, ikincilik 750 dolar ve üçüncülük 500 dolar alacak. Yetkililere göre, Kaliforniya Ermeni Yasama Grubu (The California Armenian Legislative Caucus) kazananlarla doğrudan temasa geçecek ve isimlerini 16 Nisan’da açıklayacak. https://massispost.com/2020/02/state-senator-scott-wilk-announces-scholarships-for-armenian-genocide-awareness-efforts/
- Agos Gazetesinde “ Ermenistanlı göçmenlere dair gerçekçi bir tanıklık” başlığı ile yer alan haber özetle şöyle; “Genelde belgesel filmlerin en önemli açmazlarından biri, onların sinematografik anlatımdan kopuk olarak adeta bir sözlü tarih anlatımına dönüşme riskidir. Rena Lusin Bitmez, bu riski ustaca bertaraf etmeyi başararak özenli bir sinema diliyle meramını anlatmayı başarmış Agos’un farklı sayılarında Rena Lusin Bitmez’in ödüllü filmi ‘Tanrı Göçmen Çocukları Sever mi Anne?’ hakkında yazılar yayınlandı. Filmin, festivallere katılım süreci tamamlanmadığı için izleme imkânı bulamamıştık. Nihayet, bir süre önce Feriköy Kilisesi’nin Nazar Şirinoğlu Salonu’ndaki özel gösterimle bu imkâna kavuştuk. Filmde ise özellikle bağımsızlığını kazandıktan sonra Ermenistan’dan Türkiye’ye gelerek zorlu koşullar altında yeni bir yaşam sürdürmeye çalışan insanların hikâyeleri işleniyor. Dolayısıyla kameranın dolaştığı ikinci alan birkaç sığınmacı ailenin bir arada yaşadığı eski bir Kumkapı evinin odaları.
Bir yanıt yazın