Türkiye’de özellikle CIA İstasyon Şefi Graham Fuller’le birlikte yazdığı “Türkiye’nin Kürt Sorunu” başlıklı kitabıyla tanınan Henri Barkey, Suriye’nin Kürt illerindeki gelişmeleri değerlendirdi. Barkey özet olarak “bölge Barzani’nin denetimine girecek, endişelenmeyin” dedi.
CIA’in Türkiye uzmanlarından, Lehigh Üniversitesi siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler bölümünde öğretim üyesi olan Henri Barkey, Akşam’dan Şenay Yıldız’ın sorularını yanıtladı. Suriye’nin Kürt illerindeki gelişmeleri, Türkiye’nin tavrını ve Barzani’nin rolünü tartışan Barkey, röportajın ilk kısmında önemli mesajlar verdi.
“Türkiye’nin girmesi felaket olur”
Batı’nın, özellikle de kasım ayında başkanlık seçimlerini yapacak olan ABD’nin Suriye’ye bir müdahale konusunda istekli olmadığını savunan Barkey, Türkiye’nin Suriye’nin Kürt illerinin Kürtlerin kontrolüne girmesini bahane ederek ülkeye müdahale etmesinin de bir felaketle sonuçlanacağını savundu. Barkey, Erdoğan’ın Türkiye’nin Adana Mutabakatı gereği sınırötesi sıcak takip operasyonları düzenleyebileceğini ima eden sözlerine ilişkin olarak, “Evet, ama adam sana saldırmadıktan sonra sen ne yapacaksın? Eğer bir oluşum var diye saldırıyorsan, şimdiye kadarki bütün tezlerini çürütmüş oluyorsun. Türkiye etrafında bir barış bölgesi kurmak istediği için, aniden Suriye’ye girmesi, oranın içişlerine karışmak olacaktır” diye konuştu.
Türkiye uzmanı Barkey, AKP hükümetinin aylardır Batı ittifakıyla birlikte Suriye’nin içişlerine zaten yeterince müdahale etmiş olduğunu ise hatırlamadı.
Suriye zaten parçalanacak…
Henri Barkey, Suriye’yi yakın bir gelecekte nasıl bir tablonun beklediği ile ilgili yorumunda ise, açıkça ülkenin etnik ve mezhepsel eksenlerde parçalanacağını ifade etti. Irak’ta da benzer bir tablonun olduğunu hatırlatan Barkey, Kürtlerin Sünniler ve Şiiler arasında bir denge unsuru olarak olumlu bir rol oynadıklarını, benzer bir durumun Suriye için de söz konusu olabileceğini savundu. Barkey şöyle konuştu:
“Şu anda Talabani hasta ve dışarıda bir yerde olmasına rağmen, Kürtler Irak’ta Sünni ve Şiiler arasında denge unsuru oldular. Dolayısıyla Suriye’deki Kürtler de kendilerini organize ederse Irak’taki gibi bir güç haline gelebilirler. Şunu biliyoruz ki Suriye’de Esad uzaklaştırıldıktan sonra ciddi bir merkezi hükümet kurulmayacak. Uzun müddet, bir galeyan olacak Suriye’de. Bu galeyanda Nusayriler, Sünniler, Dürz”ler, Hıristiyanlar, Kürtler olacak. Bunlara bakınca, iki büyük ayrılık, Nusayrilerle Sünniler arasında olacak. Hıristiyanlar da Nusayrilerin yanında olacak. Böyle bir ortamda Kürtler denge unsuru olarak ortaya çıkabilir. Bir de Türkiye’de yanlış bilinen bir şey var: Kürtler sadece kuzey Suriye’de değiller, Şam’da da önemli Kürt mahalleleri var ve bunlar Şam’ı kontrol etmek açısından önemli bölgeler. Dolayısıyla Kürtler Şam’da da çok önemli.”
Kuzey Irak’takilerle iyi geçiniyorsunuz, Suriye’dekilerle de iyi geçinin
Suriye’de Kürtlerin “Esad sonrası”nda bir denge unsuru olarak rol oynayabileceklerini ileri süren Barkey, Türkiye’nin otonom bir Kürt bölgesinin ortaya çıkmasından rahatsız olmaması gerektiğini savundu. “Sen bugün Kuzey Irak’taki Kürtlerle nasıl iyi geçiniyorsan, Suriye’deki Kürtlerle de iyi geçinebilirsin” diyen Barkey, Suriye’deki gelişmelerin Türkiye tarafından bir tehdit olarak görülmemesi gerektiğini ifade etti.
PYD tutunamaz
Röportajın devamında AKP’nin yüreğine su serpercesine, şu anda bölgedeki en önemli silahlı güç olan Demokratik Birlik Partisi’nin (PYD) uzun süre tutunamayacağını söyleyen Barkey, bölgedeki esas aktörün Barzani olacağını ileri sürdü. ABD’li uzman şunları söyledi:
“Ben PYD’nin uzun vadede Suriye Kürtlerini kontrol edip, en büyük güç olarak kalacağına inanmıyorum. Çünkü eninde sonunda bütün Kürdistan’da en güçlü kuvvet Barzani. İleride Suriye’de Barzani olacak. Barzani’nin elinde bir sürü kart var. Para, organize güç, dünya, bölge ve Türkiye tarafından tanınmışlığı var… Suriye’deki Kürtlerin istediği şey PYD kontrolü altında savaşan bir Kürdistan değil. Onların istediği Irak’taki Kürdistan. Zengin, tam demokratik olmamasına rağmen rahat, terör yok, Türkiye sayesinde muazzam bir zenginlik var… Dolayısıyla ben PYD’nin uzun vadede Suriye’de güç kazanacağına veya en güçlü kuvvet olarak çıkacağına inanmıyorum. Şu anda iyi organize edilmiş askeri gücü olan PYD var. Dolayısıyla onlar ön saflara çıkıyorlar.”
ABD Kürtleri değil, bütün bölgeyi yönetmenin derdinde
Şenay Yıldız’ın “Sevr sendromu” hakkındaki sorularını da yanıtlayan Henri Barkey, ABD’nin amacının bir “büyük Kürdistan” kurulması olmadığını, bir bütün olarak bölgenin yönetilmesi olduğunu belirtti. Barkey şöyle konuştu:
“Hepimiz biliyoruz ki Türkiye bulmadı Abdullah Öcalan’ı Kenya’da. Mademki ABD veya Batı Türkiye’yi bölmek istiyor niye Öcalan’ı yakalayıp Türk Devleti’ne hediye etti? PKK ile savaş meselesinde niye hiçbir zaman Türkiye’yi tenkit etmiyor? Bugün Kuzey Irak’taki istihbaratın çoğunu da ABD’nin yardımıyla alıyor Türkiye. Barzani’ye sürekli ‘PKK’ya baskı yap’ diye bastırıyor. Neden yapsın ki o zaman? ABD’yi o kadar güçlü görenlere söylüyorum: ‘Amma da beceriksizmişiz yahu! 1920’lerden beri aynı şeyi yapmaya çalışıp bir türlü beceremiyoruz o zaman, öyle mi?’ Bakın, Suriye’de, Türkiye’de, Irak’ta ve İran’da bir Kürt etnisitesi var. ‘Bunlar yok’ dersek, ortadan kalkmayacaklar. Ok yaydan çıktı. Artık yapılması gereken bunun yönetilmesi süreci.”
ABD’li Türkiye uzmanı Barkey, özet olarak, AKP yönetimi ABD’yle ilişkilerini mevcut biçimde götürdüğü takdirde, bölgede Barzani tarafından kontrol altına alınacağını iddia ettiği Kürt coğrafyası üzerinde nüfuz sahibi olacağını söylemiş oldu. Elbette bu senaryoda bir bütün olarak bölgenin yönetilmesi işi de ABD’ye ait oluyor.
Bir yanıt yazın