Ağlayan Bebekler!

Ağlayan Bebekler!

Krizlere girilmenin hemen öncesinde, devletin yakasına yapışarak, zombi şirketini kurtarmaya çalışan şirket sahipleri için, ABD’de, ağlayan bebekler ifadesi kullanılıyor. Craying Baby.

Amerika’da devlet ve şirketler sanki resmi bir ortak gibi davranıyorlar. Ve birlikte hareket ediyorlar.

Devlet nerede başlıyor, nerede bitiyor, belli değil. Durum bu olunca, şirketler kriz dönemlerinde, devletin yakasına şirketlerin yapışması da doğal oluyor.

Devletten aldıkları teşvikler, yiyip bitirince, tekrar devlete gelip, ucuz kredi istiyorlar. Ucuz kredinin de ucuzu bedava para istiyorlar. Bu döneme de ucuz para dönemi diyorlar.

Böyle bir dönem gelince, ABD devleti başlıyor para basmaya… Bunun adı da parasal gelişme oluyor.

Elbette ABD de para basımı başlayınca, bizim beceriksiz iş adamımız da, bu paradan, bize de bir pay düşer diye, bu genişleme politikasının arkasına düşüyor. İçerdeki Amerikancı iş adamı zihniyeti hep dışarıdan gelecek paraya alışmış, varsa yoksa Amerika diyor. Dolayısıyla bizim iş adamının siyaseti de dolara göre şekil alıyor.

Aslında bizim de ağlayan bebeklerimiz hayli fazla… Çünkü bizde de kriz dönemlerinde, zombi şirketler devletin kapısından bir türlü çıkmazlar. ABD de, şirketler, devletle ortak gibi çalışıyorlar diyoruz ya, bizde de ABD’den pek farklı olmasa gerek.

Özelleştirmelere olmadan önce, bizdeki sermaye sahipleri, KİT’lerin Görev Zararını devlet ödüyor diye kıyameti koparırlar, özelleştirme diye tepinirlerdi.

Özelleştirmeler oldu. KİT’leri aldılar. Sözde verimliliği artıracaklar ve ucuzluk getireceklerdi. Krizler daha da çoğaldı. Krizler arası gittikçe kısaldı. Her krizde bunlara mamaları veridi. Lakin ortada hala bir yerli otomobilimiz bile yok.

Neden yok?  Elin oğluna ulusal pazarlarımızı devredince, elimizde oto pazarı kalmayınca, otomobil üretemez duruma düştük. Aslında sanayide tüm üretim birimleri oto sanayisinin durumuna benzer.

Özel bankalar ucuza para alıp, pahalıya satan örgütlenmelerdir. Şimdilerde bizim yerli şirketlere ucuz kredi vermiyorlar. Ağlayan bebekler de gene devlet bankalarına gelip, ucuz kredi ile yollarına devem edecekler.

Şimdilik enerji ve inşaat sektörüne devlet bankalarından ucuz kredi sağlanıyor. Peki diğer ağlayan bebeleri kim kurtaracak? Hep devletin kurtarmasına muhtaç şirketlerle nereye varacağız?

Devlet durmadan şirket kurtaracaksa, o işi devletin kendisi yapsa olmaz mı?  İşte o zaman komünizm oluyor. İş sahipleri başlıyor yaygaraya…

Bakalım bu döngü ne kadar sürecek?

19 Kasım 2019

Ağlayan Bebekler! - bulent esinoglu 1

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir