Gazi, nasıl idare etmişti ülkeyi?

Tayyip Erdoğan, AKP genel başkanı olarak yaptığı konuşmada “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden rahatsız olanlar var, bunu biliyorum. Diyorlar ki ‘Bu geleneğimize ters bir yapı’, yeri geliyor, diyorlar ki ‘Biz Atatürk’ün partisiyiz.’ Acaba Gazi, parlamenter demokrasiyle mi idare etmişti ülkeyi?” diye sordu.

Erdoğan‘ın kendi kurduğu sistemi meşrulaştırmak için de olsa “Gazi, ülkeyi nasıl idare etmişti?” diye bir sorgulamadan faydalanmak istemesi, başlangıç olarak faydalı bir yaklaşımdır.

***

Erdoğan, ayrıca Meclis’teki Anayasa değişikliği oylamasının usulsüz olduğunu, referandumda mühürsüz oyların son dakikalarda geçerli sayıldığını, yani yüzde 52 kabul oyuna şaibe karıştığını herkesin unuttuğu veya artık üstünde durmadığı varsayımıyla, “Bunlarda dürüstlük diye bir şey yok. Milletimiz, Cumhurbaşkanlığı sistemine yaklaşık yüzde 52 ile ‘Evet’ dedi mi? Dedi. Bundan sonra sizin konuşmanız lafügüzaftır.” dedi.

Güzel de Anayasa oylamasında gizli oy kullanılması gerekirken, görevli milletvekillerinin kontrol etmesiyle açık oyama yapılması dürüstlük müdür?

Referandumda sandıklar kapanırken, Yüksek Seçim Kurulu’nun mühürsüz oyları geçersiz sayması, dürüstlük müdür? Bu oyların sonucu değiştirecek derecede etkili olduğunu herkes biliyor değil mi?

***

“Gazi ülkeyi nasıl yönetmiştir?”e gelelim…

Sadece Tayyip Erdoğan‘ın değil, siyasetle uğraşan herkesin düşünmesi gereken bir konu bu!

Mesela Gazi, Amerikan projesiyle Libya’ya müdahale eder miydi? Yoksa Libya’ya müdahale edilmesini önlemeye mi çalışırdı?

Gazi, Amerika’nın Büyük İsrail projesini uygulamak için önce Irak’ı sonra Suriye’yi parçalamasına izin verir miydi? Bu kirli saldırıda Türkiye topraklarını ve hava sahasını kullandırır mıydı? Teröristlerin, Türkiye üzerinden Suriye’ye geçerek burada IŞİD diye bir devlet kurmasına seyirci kalır mıydı? Gazi, muhalifleri silahlandırıp, “lojistik destek” ve askeri eğitim vererek Suriye devletini çökertmeye çalışır mıydı?

Dünyada herhangi bir ülkenin Cumhurbaşkanı, Gazi‘ye “Akıllı ol, benim çizdiğim sınırların dışına çıkarsan ekonomini yerle bir ederim” diyebilmeyi aklından geçirebilir miydi?

Dünyada herhangi bir ülkenin parlamentosu, Gazi‘nin malvarlığının araştırılmasını isteyebilir miydi?

Dünyada herhangi bir ülkenin yargı sistemi, bir Türk bankasının kullandığı kaynaklar ve yöntemler hakkında dava açabilir miydi?

Dünyada hangi ülkenin Dışişleri Bakanı, Ankara’ya kadar gelerek, Gazi‘ye, “Kurduğun şeker fabrikalarını sat ve kapat, benim ülkemin şirketlerinin ürettiği tatlandırıcıyı kullan” diye baskı yapabilirdi?

Dünyada hangi ülkenin Cumhurbaşkanı, Gazi’ye, “Kırıkkale silah fabrikasını ve Kayseri uçak fabrikasını kapat” diyebilirdi?

Gazi, bir Arap emirliğinin 500 milyon dolarlık uçak hediye etmesi karşılığında, ülkenin tank-palet fabrikasını onlara devreder miydi?

***

Polatlı’dan top sesleri gelir ve kendisi de cephede kaburgaları kırık bir durumda orduya başkomutanlık yaparken, Ankara’da milli eğitim şurası toplayan ve sonra da “Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister” diye hitap ettiği öğretmenleri seferber eden onları halk nazarında en yüksek mertebeye yerleştiren Gazi, üniversitelere çalınmış sorular verilmiş kişilerin girmesine izin verir miydi?

Bir Türk devleti kurduktan sonra Türk çocuklarının, güne, “Türküm, doğruyum, çalışkanım” diye başlamasını isteyen Gazi, “Andımız”ı yasaklayan, “Ne mutlu Türküm diyene” sözünü dağlardan, taşlardan silmekle, TC tabelalarını kaldırmakla övünen, Cumhuriyet dönemine “reklam arası” diyen hatta “AKP sayesinde Türk olmaktan kurtulduk” diye sevinen kadroların, dini kullanarak halkı kandırmasına ve sahte sınavlarla, sahte diplomalarla, sahte seçimlerle, “Atı çalanın Üsküdar’a geçmesiyle” ülke yönetimini ele geçirmesine izin verir miydi?

https://www.youtube.com/watch?v=s7KJZ9dbmSw


Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir