İKİNCİ HAREKÂT, 14-16 AĞUSTOS 1974
Hüseyin MÜMTAZ
Nedense, yine, her zamanki gibi Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde son derece ilginç şeyler oldu ve nedense, yine, her daim olduğu gibi ya hiç önemsenmedi, hiç üstünde durulmadı yahut üzeri örtülerek unutturulmaya çalışıldı.
İsterseniz oraya girmeden “genel durum”a bir bakalım.
Barış Doster çok güzel özetliyor;
“Durum buyken bakanlar, pembe tablolar çiziyor. Milli Savunma Bakanı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne (KKTC) yaptığı gezide, Kıbrıs ve Doğu Akdeniz konusundaki kararlılığı vurguluyor. KKTC Cumhurbaşkanı ise güneydeki muhatabıyla her görüşmesinde olduğu gibi, daha çok ödün vermek için can atıyor. Hem de KKTC hükümetiyle bu konuda ters düşmesine rağmen. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY), 2003’te Mısır’la, 2007’de Lübnan’la, 2010’da İsrail’le Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) imzalamasını önleyemeyen, şimdiye dek kendisi de Doğu Akdeniz’de MEB ilan etmeyen Türkiye ise sondaj gemileriyle attığı olumlu adımların arkasını getiremiyor. Çünkü ekonomik açıdan zayıf. Her yıl bulması gereken dış kaynak, 200 milyar dolar. Şimdilik dış borç ise 453 milyar dolardan fazla”.
(“Münhasır Ekonomik Bölge” ile ilgili olarak bakınız; )
İşte hâl böyleyken;
1.Gündeme Hala Sultan Camii’nde (eskisi değil, yenisi) kılınan Bayram Namazı fotoğrafı düştü. Fotoğrafta TC Milli Savunma Bakanı ile maiyetindeki Genel Kurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları, ayrıca Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Başbakanı Tatar, namaz sonrası bayramlaşırken görülüyordu.
Fotoğraf hakkında çok şey söylenip yazıldı da ben başka bir şeye dikkat çekeceğim.
Bayram Namazında Tatar yer alıyor da Akıncı nerede?
Hele geleceğin Cumhurbaşkanı olarak parlatılan Özersay nerede?
Akıncı’dan zaten beklemezdim de hep öne çıkmaya, çıkarılmaya çalışılan Özersay nerede idi acaba?
Yine “saklı-balıklı” bir aile kahvaltısında mı idi sabahın o saatinde?
Size de şansını fazla zorluyor gibi gelmiyor mu?
- 8 Ağustos Erenköy törenleri için katılımcıları götürmek üzere Girne Turizm Limanına “yanaşmaya” çalışan Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı Sahil Güvenlik Komutanlığı’na bağlı bir “çıkarma gemisi”, limanda demirli yatlara kafadan cart diye girerek hasara neden oldu.
Gece herhalde içinde mürettebat yokken çalışır halde unutuldu bağlı olduğu yerde, motorları ısınınca da kendi kendine yola çıktı ve kazaya sebebiyet verdi.
Yâni 45 yıl önce 40 mil ötedeki bir “plaja” başarıyla çıkarma yapan gemi, 45 yıl sonra “yan taraftaki” iskeleye/kıyıya, 45 yıl sonranın elektronik cihazlarıyla teçhiz edilmiş olduğu halde “yanaşamıyor”du.
Gemi “Komutanı’nın” görevden alındığını, mahkemeye verildiğini, cezalandırıldığını, emekli edildiğini yahut bağlı olduğu Sahil Güvenlik Kuvvetleri Komutanı ile Güvenlik Kuvvetleri Komutanı’nın ânında “istifa” ettiklerini siz duydunuz mu?
Ben duymadım.
Olayda kimsenin suçu, günahı, ihmali, savsaklaması, yanlışı yok mu?
Kamu vicdanının bir şekilde rahatla(tıl)ması gerek.
14-16 Ağustos Lefke ve Magosa’nın kurtuluşlarının 45’inci yıl dönümlerini kutluyor şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. 15 Ağustos 2019
Bir yanıt yazın