Necdet Buluz
Türkiye’de gündem yoğun, sorunlar sıra sıra. Ancak, bunca yaşanan sorunlara karşın, sokaktaki adam, için en önemli sorun mutfaklarda bir türlü söndürülemeyen yangın olarak öne çıkıyor. Daha da önceden de yazmış ve uyarmıştık, ikinci sorun olarak işsizlik geliyor.
Bizi yönetenler, onca önleme rağmen bugüne kadar mutfaklardaki yangını söndüremedi. Eğer, pahalılık, ardından gelen enflasyon belirli seviyelere indirilemezse sıkıntının daha da büyüyeceğini söylemeliyiz.
Daha önce yapılan açıklamalarda yaz ortalarında pahalılığın azalacağı, enflasyonun aşağılara çekileceği açıklanmıştı. Neredeyse yaz bitmek üzere, ancak ne pahalılık önlenebiliyor, ne de enflasyon aşağılara çekiliyor.
Birçok temel tüketim ürünlerine bir yıl içinde yüzde 15 ile yüzde 200 arasında zam geldi. Çekirdek ailenin düzgün bir pazar alışverişi yapabilmesi için 200 lira civarında para harcaması gerekiyor. Yaz mevsiminin ortasına gelinmesine, tarla ürünü piyasayı doldurmasına rağmen, sebze meyve fiyatları hala gerilemedi.
Et, tavuk ve süt ürünlerine neredeyse her ay zam geliyor. Yapılan ithal etin de fiyatları düşürmediği gözleniyor.
Üreticiler de tüketiciler de bugünkü koşullarda sıkıntı yaşadıklarını söylüyor. Özellikle tarım alanındaki üreticiler, para kazanamadıklarını, girdilerdeki fiyat artışından etkilendiklerini vurguluyor. Akaryakıta üst üste gelen zamlardan da üretim yapamaz hale geldiklerini vurguluyorlar.
Mutfak masraflarındaki artış ailelerin bütçesindeki deliği büyütüyor. Temel tüketim ürünlerindeki artış, vatandaşı alışveriş yaparken daha temkinli davranmak zorunda bırakıyor. Domatesten, meyveye; etten, tereyağına neredeyse her şey tezgâhlarda geçen yıla göre daha pahalıya satılıyor.
Bir, iki poşetlik alışveriş yapan halkın cebinden en az 150 lira para çıkıyor. Bir çekirdek ailesinin düzgün bir pazar alışverişi yapabilmesi için 200 lira civarında para harcaması gerekiyor. Pazarda, markette tüm ürünler birbiri ile zam yarışına girdi.
Son yapılan araştırmanın sonuçlarına bakalım:
Birçok temel tüketim ürünlerine bir yıl içinde yüzde 15 ile yüzde 200 arasında zam geldi. Geçen yıl 20 Temmuz’da 4.85 TL’den işlem gören dolar, dün itibariyle 5.65 TL’den satıldı. TL’nin dolar karşısındaki bir yıllık değer kaybı yüzde 17 oldu. 2 bin 20 lira alan asgari ücretlinin bir yıllık alım gücü de 343 lira azalarak bin 677 liraya indi.
TÜRK-İŞ Araştırmasının Haziran 2019 ayı sonucuna göre, dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 2.067,17 TL,
Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 6.733,44 TL. TÜRK-İŞ açıklamasında şu değerlendirme yapılıyor birlikte göz atalım:
“Hesaplanan bu tutarlar ile bekar bir işçi için aylık net 2,020 lira olarak belirlenmiş asgari ücret dikkate alındığında, çalışanların içinde bulunduğu geçim şartlarının olumsuzluğu ortaya çıkmaktadır. Enflasyonda görülen yükselme, özellikle aile bütçesinde önemli yeri olan gıda maddesi fiyatlarında son dönemde yaşanan artış, başta çalışanlar olmak üzere dar ve sabit gelirli kesimlerin yaşama şartlarını olumsuz etkilemektedir. Gıda harcaması tutarı yılbaşına göre 126 lira ve bir önceki yılın aynı ayına göre 353 lira arttı. Ailenin yapması gereken toplam harcama tutarı ise son altı ayda 410 lira, son bir yılda ise 1,149 lira arttı. TÜRK-İŞ tarafından hesaplanan gıda fiyatları endeksi ve TÜİK tarafından hesaplanan gıda endeksi ile tüketici fiyatları endeksindeki gelişim son on iki aylık değişim oranı üzerinden birlikte değerlendirildiğinde, gıda fiyatlarının tüketici fiyatları üzerinde bir gelişim gösterdiği ve bu eğilimin özellikle son bir yılda belirginleştiği görüldü.”
Bir de şu konu var:
Dolar’daki yükseliş nedeni ile daha önce neredeyse % 100 zamlanan ürünler, Doların normal seviyeye ulaşmasına rağmen halen zamlı ve pahalı fiyattan satılmaya devam ediyor. Bu konuda yapılan şikâyetlere rağmen piyasalarda yeni bir düzenlemeye gidilmediği de görülüyor.
Son söz:
Bugünkü koşullarda mutfaklardaki yangını söndürmek mümkün değil.
Üretimin desteklenmesi, bol ürün elde edilmesi ve tüketiciye ucuz ürün sunulması tansiyonu düşürebilir. Bunun için de uzun vadeye ve planlamaya ihtiyaç var.
İthalatla sorunlar çözülmüyor. Her alanda yerli üretimi desteklemek ve bol ve ucuz ürün elde etmekten başka çözüm yolu görünmüyor.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın