İÇKİYE ZAM YAPMAKLA İÇKİ TÜKETİMİ GENELEVLERİ KAPATMAKLA FUHUŞ ÖNLENMEZ!

<p>Bu sabah, evde tek başıma kahvaltı yapmak durumundaydım ve haşlanmış yumurta canım çekti.
Evde olmayınca tabelasında "GÜNEY TEKEL" yazan ve önünde cips vs. yiyecekler görülen en yakındaki dükkana gittim.
Haliyle bütün raflar lebaleb içki ve sigara doluydu!
Güneydoğu şivesiyle konuşan delikanlı satılık yumurta bulunmadığını, ancak kendi ihtiyaçları için bulundurdukları yumurtadan birkaç tane verebileceğini söyledi.
Belli ki; dükkanda yaptığı menemen için yumurta bulunduruyordu genç adam.
İsteğim üzerine iki yumurta verdi ve uzattığım parayı almadı.
Israr ettim "Yok abey, içim rahat etmez diyerek" masanın üzerine koyduğum parayı geri uzattı.
Teşekkür edip çıktım.
Eğer bu iki yumurtayı bir hacı emmiden alsaydım, inanın bana katlı fiyatına ücretini alırdı benden!
Bunu tecrübe ile konuşuyorum.
*
1990'lı yıllarda, cep telefonlarının fazla yaygın olmadığı ve haberleşme ağının bugünkü gibi gelişmediği bir zaman diliminde Manisa'da bir Müftü Efendi anlatmıştı.
Müftü Efendi çoluk çocuğu almış Spil Dağı'na pikniğe gitmiş.
Akşam saatlerinde dönüşe geçtiği sırada ıssız bir alandan geçerken, olacak ya arabaları bozulmuş.
Cep telefonu, araç telefonu, yakınlarda yerleşim yeri yok ki telefonla şehirdeki yakınlarını veya arkadaşlarını arasın.
Müftü efendi tıpkı benim gibi arabanın dilinden de anlamayınca kalmışlar çoluk çocuk zifire karanlıkta.
Neden sonra lüks bir araç yaklaşmış yanlarına, içinde bir serhoş adam ve bir genç kadın!
Adam yardıma ihtiyaçları olup olmadığını sormuş bizimkilere.
Müftü Efendinin durumu anlatması üzerine adam araç telefonunu müftü efendiye uzatmış, o da Müftülükteki arkadaşlarını arayarak yardım istemiş ve böylece gece Spil Dağı'nda Tarzan olmaktan kurtulmuşlar Müftü Efendi ve ailesi.
*
Bunları neden anlattım; adamlığın göstergesi alkollü içecek kullanıp kullanmamak değildir.
Tıpkı namaz kılıp kılmamanın adamlığın ölçüsü ve kriteri olmadığı gibi.
Hükümet en yüksek zammı malum içkiye ve sigaraya yapıyor.
Bu iki ürün üzerindeki vergi yükü de çok fazla yanlış bilmiyorsam.
Ben ağzına içki damlası koymamış bir adam olarak içki üzerindeki vergi yükünü pek bilmem, ancak içen arkadaşlardan ve sosyal medyadaki paylaşımlardan gördüğüm kadarıyla alkollü içecekler üzerindeki vergi yükü %70'lerin üzerinde.
Yani devlet, tıpkı akaryakıt üzerinden motorlu araç sahiplerini kanırta kanırta yolduğu gibi, içki üzerinden de akşamcıları yoluyor.
Hem de cıyak cıyak bağırtarak.
İçki üzerindeki vergi yükünü, geçtiğimiz yılbaşında yapılan vergi zamlarından sonra konuya ilişkin yayınlanan haberde geçen şu ifadeler ne güzel anlatıyor:
"Yapılan hesaplamalara göre, 1 litrelik rakıdaki her 4 kadehten 3'ünün parası Maliye'ye vergi olarak gidiyor. Geriye kalan 1 kadehin parası ise alkol üreten firmalara, çok küçük bir kısmı da dağıtıcılarla bakkal ve bayilere gidiyor. Zamdan önce, şirketlerinin üretim maliyetini, karını, dağıtıcı payı ve bakkal bayi karını ekleyip 41 lira 43 kuruşa reyona koyduğu litrelik rakı vergiler nedeniyle 162 liraya tüketiciye ulaştırılıyordu. Şimdi yine aynı maliyetle reyondaki rakı 177 lira 24 kuruşa satılacak. Verginin 4 kadeh içindeki payı litrelik rakıda vergiler nedeniyle 162 liraya tüketiciye ulaştırılıyordu. Şimdi yine aynı maliyetle reyondaki rakı 177 lira 24 kuruşa satılacak. Verginin 4 kadeh içindeki payı 3 kadehin de üzerine çıkacak."(1)
...
Hükümet/hükümetler neden içkiye ve sigaraya en yüksek vergileri koyar ve en yüksek zamları yapar bilmiyorum ama eğer bunu insanları bu kötü alışkanlıklarından vazgeçirmek için caydırıcı olması bakımından yapıyorsa yanlıştır.
Bu iş zorlama yöntemlerle olmaz.
Dinen içki haram, sigara en azından mekruh, bunları tüketenler de günahkârdırlar, bu sebeple hadiseye bu imansızlara bir ceza da biz verelim diye yaklaşılıyorsa bu da yanlıştır.
Zira siz Allah adına ceza verme yetkisine sahip değilsiniz.
İçki ve sigara içenler bizim gibi düşünmeyenlerdir ve dolayısıyla potansiyel düşmanlarımızdır, o sebeple düşmana ne kadar zarar verirsek bizim için kârdır diye düşünüyorsanız, bakın bu da toplumun bir kesimini ötekileştirmek ve ayrıştırmak anlamına gelir.
Dolayısıyla; zam yaparken veya vergi koyarken, alkollü içecekler ve sigaraya negatif ayrımcılık yapmak ve bu ürünlere daha fazla vergi koymak veya zam yapmak insaflı bir davranış değildir.
Bu tutum, insanları başka arayışlara ve mesela sağlıksız ortamlarda içki üretimine ve tüketimine yöneltir, bu da insanların zehirlenip ölmesine sebep olur.
Unutmayın daha iki gün önce Mersin'de kaçak içkiden tam 7 kişi öldü(2).
Vatandaşlar espri yapıyor sosyal medyada; hükümetin içki zamları yüzünden toplumun yarısı kimyager oldu, herkes içeceği içkiyi kendisi üretmeye başladı...
Sözün özü; kerhaneleri kapatmakla fuhşu önleyemeyeceğiniz, tam aksine taciz, tecavüz ve özellikle çocuklara yönelik cinsel istismarları arttıracağınız, ayrıca kontrolsüz-denetimsiz yerlerde fuhuş yapılmasını, buna bağlı olarak başta AİDS olmak üzere zührevi hastalıklarla toplum sağlığını, nesebi gayrisahih çocukların sayısındaki artışa bağlı olarak da neslimizi bozacağınız gibi, içkiye ve sigaraya zam yapmakla da içki ve sigara tüketimini önleyemezsiniz efendiler.
Sadece köpek öldüren türü içkilerin üretimini ve içki kaçakçılığını teşvik ederek insanların ölümüne sebep ve devletin vergi kaybına uğramasına sebep olursunuz.
Bir küçük bilgi, alkollü içki üretimine, meyhane işletilmesine, ayrıca kerhane işletmeciline ilişkin ilk ruhsatlar, yarı yarıya şer'i kanunlarla yönetilen Osmanlı döneminde verilmiştir.
İçki içen ve hovardalık yapan çok sayıda Padişah vardır bizim tarihimizde(3)</p>
<p>Ömer Sağlam
08.07.2019</p> <p>1-https://tr.sputniknews.com/ekonomi/201901021036891215-bir-litre-rakidan-elde-edilecek-vergi-yukselecek-dokuz-lira-bira-kalmayacak/
2-https://www.sabah.com.tr/galeri/yasam/7-kisi-hayatini-kaybetmisti-mersin-polisinden-sahte-alkol-uretimi-yapilan-depoya-baskin
3- & </p> - levent kırcaBu sabah, evde tek başıma kahvaltı yapmak durumundaydım ve haşlanmış yumurta canım çekti.
Evde olmayınca tabelasında “GÜNEY TEKEL” yazan ve önünde cips vs. yiyecekler görülen en yakındaki dükkana gittim.
Haliyle bütün raflar lebaleb içki ve sigara doluydu!
Güneydoğu şivesiyle konuşan delikanlı satılık yumurta bulunmadığını, ancak kendi ihtiyaçları için bulundurdukları yumurtadan birkaç tane verebileceğini söyledi.
Belli ki; dükkanda yaptığı menemen için yumurta bulunduruyordu genç adam.
İsteğim üzerine iki yumurta verdi ve uzattığım parayı almadı.
Israr ettim “Yok abey, içim rahat etmez diyerek” masanın üzerine koyduğum parayı geri uzattı.
Teşekkür edip çıktım.
Eğer bu iki yumurtayı bir hacı emmiden alsaydım, inanın bana katlı fiyatına ücretini alırdı benden!
Bunu tecrübe ile konuşuyorum.
*
1990’lı yıllarda, cep telefonlarının fazla yaygın olmadığı ve haberleşme ağının bugünkü gibi gelişmediği bir zaman diliminde Manisa’da bir Müftü Efendi anlatmıştı.
Müftü Efendi çoluk çocuğu almış Spil Dağı’na pikniğe gitmiş.
Akşam saatlerinde dönüşe geçtiği sırada ıssız bir alandan geçerken, olacak ya arabaları bozulmuş.
Cep telefonu, araç telefonu, yakınlarda yerleşim yeri yok ki telefonla şehirdeki yakınlarını veya arkadaşlarını arasın.
Müftü efendi tıpkı benim gibi arabanın dilinden de anlamayınca kalmışlar çoluk çocuk zifire karanlıkta.
Neden sonra lüks bir araç yaklaşmış yanlarına, içinde bir serhoş adam ve bir genç kadın!
Adam yardıma ihtiyaçları olup olmadığını sormuş bizimkilere.
Müftü Efendinin durumu anlatması üzerine adam araç telefonunu müftü efendiye uzatmış, o da Müftülükteki arkadaşlarını arayarak yardım istemiş ve böylece gece Spil Dağı’nda Tarzan olmaktan kurtulmuşlar Müftü Efendi ve ailesi.
*
Bunları neden anlattım; adamlığın göstergesi alkollü içecek kullanıp kullanmamak değildir.
Tıpkı namaz kılıp kılmamanın adamlığın ölçüsü ve kriteri olmadığı gibi.
Hükümet en yüksek zammı malum içkiye ve sigaraya yapıyor.
Bu iki ürün üzerindeki vergi yükü de çok fazla yanlış bilmiyorsam.
Ben ağzına içki damlası koymamış bir adam olarak içki üzerindeki vergi yükünü pek bilmem, ancak içen arkadaşlardan ve sosyal medyadaki paylaşımlardan gördüğüm kadarıyla alkollü içecekler üzerindeki vergi yükü %70’lerin üzerinde.
Yani devlet, tıpkı akaryakıt üzerinden motorlu araç sahiplerini kanırta kanırta yolduğu gibi, içki üzerinden de akşamcıları yoluyor.
Hem de cıyak cıyak bağırtarak.
İçki üzerindeki vergi yükünü, geçtiğimiz yılbaşında yapılan vergi zamlarından sonra konuya ilişkin yayınlanan haberde geçen şu ifadeler ne güzel anlatıyor:
“Yapılan hesaplamalara göre, 1 litrelik rakıdaki her 4 kadehten 3’ünün parası Maliye’ye vergi olarak gidiyor. Geriye kalan 1 kadehin parası ise alkol üreten firmalara, çok küçük bir kısmı da dağıtıcılarla bakkal ve bayilere gidiyor. Zamdan önce, şirketlerinin üretim maliyetini, karını, dağıtıcı payı ve bakkal bayi karını ekleyip 41 lira 43 kuruşa reyona koyduğu litrelik rakı vergiler nedeniyle 162 liraya tüketiciye ulaştırılıyordu. Şimdi yine aynı maliyetle reyondaki rakı 177 lira 24 kuruşa satılacak. Verginin 4 kadeh içindeki payı litrelik rakıda vergiler nedeniyle 162 liraya tüketiciye ulaştırılıyordu. Şimdi yine aynı maliyetle reyondaki rakı 177 lira 24 kuruşa satılacak. Verginin 4 kadeh içindeki payı 3 kadehin de üzerine çıkacak.”(1)

Hükümet/hükümetler neden içkiye ve sigaraya en yüksek vergileri koyar ve en yüksek zamları yapar bilmiyorum ama eğer bunu insanları bu kötü alışkanlıklarından vazgeçirmek için caydırıcı olması bakımından yapıyorsa yanlıştır.
Bu iş zorlama yöntemlerle olmaz.
Dinen içki haram, sigara en azından mekruh, bunları tüketenler de günahkârdırlar, bu sebeple hadiseye bu imansızlara bir ceza da biz verelim diye yaklaşılıyorsa bu da yanlıştır.
Zira siz Allah adına ceza verme yetkisine sahip değilsiniz.
İçki ve sigara içenler bizim gibi düşünmeyenlerdir ve dolayısıyla potansiyel düşmanlarımızdır, o sebeple düşmana ne kadar zarar verirsek bizim için kârdır diye düşünüyorsanız, bakın bu da toplumun bir kesimini ötekileştirmek ve ayrıştırmak anlamına gelir.
Dolayısıyla; zam yaparken veya vergi koyarken, alkollü içecekler ve sigaraya negatif ayrımcılık yapmak ve bu ürünlere daha fazla vergi koymak veya zam yapmak insaflı bir davranış değildir.
Bu tutum, insanları başka arayışlara ve mesela sağlıksız ortamlarda içki üretimine ve tüketimine yöneltir, bu da insanların zehirlenip ölmesine sebep olur.
Unutmayın daha iki gün önce Mersin’de kaçak içkiden tam 7 kişi öldü(2).
Vatandaşlar espri yapıyor sosyal medyada; hükümetin içki zamları yüzünden toplumun yarısı kimyager oldu, herkes içeceği içkiyi kendisi üretmeye başladı…
Sözün özü; kerhaneleri kapatmakla fuhşu önleyemeyeceğiniz, tam aksine taciz, tecavüz ve özellikle çocuklara yönelik cinsel istismarları arttıracağınız, ayrıca kontrolsüz-denetimsiz yerlerde fuhuş yapılmasını, buna bağlı olarak başta AİDS olmak üzere zührevi hastalıklarla toplum sağlığını, nesebi gayrisahih çocukların sayısındaki artışa bağlı olarak da neslimizi bozacağınız gibi, içkiye ve sigaraya zam yapmakla da içki ve sigara tüketimini önleyemezsiniz efendiler.
Sadece köpek öldüren türü içkilerin üretimini ve içki kaçakçılığını teşvik ederek insanların ölümüne sebep ve devletin vergi kaybına uğramasına sebep olursunuz.
Bir küçük bilgi, alkollü içki üretimine, meyhane işletilmesine, ayrıca kerhane işletmeciline ilişkin ilk ruhsatlar, yarı yarıya şer’i kanunlarla yönetilen Osmanlı döneminde verilmiştir.
İçki içen ve hovardalık yapan çok sayıda Padişah vardır bizim tarihimizde(3)

Ömer Sağlam
08.07.2019


1-https://tr.sputniknews.com/ekonomi/201901021036891215-bir-litre-rakidan-elde-edilecek-vergi-yukselecek-dokuz-lira-bira-kalmayacak/
2-https://www.sabah.com.tr/galeri/yasam/7-kisi-hayatini-kaybetmisti-mersin-polisinden-sahte-alkol-uretimi-yapilan-depoya-baskin
3- &

<p>Bu sabah, evde tek başıma kahvaltı yapmak durumundaydım ve haşlanmış yumurta canım çekti.
Evde olmayınca tabelasında "GÜNEY TEKEL" yazan ve önünde cips vs. yiyecekler görülen en yakındaki dükkana gittim.
Haliyle bütün raflar lebaleb içki ve sigara doluydu!
Güneydoğu şivesiyle konuşan delikanlı satılık yumurta bulunmadığını, ancak kendi ihtiyaçları için bulundurdukları yumurtadan birkaç tane verebileceğini söyledi.
Belli ki; dükkanda yaptığı menemen için yumurta bulunduruyordu genç adam.
İsteğim üzerine iki yumurta verdi ve uzattığım parayı almadı.
Israr ettim "Yok abey, içim rahat etmez diyerek" masanın üzerine koyduğum parayı geri uzattı.
Teşekkür edip çıktım.
Eğer bu iki yumurtayı bir hacı emmiden alsaydım, inanın bana katlı fiyatına ücretini alırdı benden!
Bunu tecrübe ile konuşuyorum.
*
1990'lı yıllarda, cep telefonlarının fazla yaygın olmadığı ve haberleşme ağının bugünkü gibi gelişmediği bir zaman diliminde Manisa'da bir Müftü Efendi anlatmıştı.
Müftü Efendi çoluk çocuğu almış Spil Dağı'na pikniğe gitmiş.
Akşam saatlerinde dönüşe geçtiği sırada ıssız bir alandan geçerken, olacak ya arabaları bozulmuş.
Cep telefonu, araç telefonu, yakınlarda yerleşim yeri yok ki telefonla şehirdeki yakınlarını veya arkadaşlarını arasın.
Müftü efendi tıpkı benim gibi arabanın dilinden de anlamayınca kalmışlar çoluk çocuk zifire karanlıkta.
Neden sonra lüks bir araç yaklaşmış yanlarına, içinde bir serhoş adam ve bir genç kadın!
Adam yardıma ihtiyaçları olup olmadığını sormuş bizimkilere.
Müftü Efendinin durumu anlatması üzerine adam araç telefonunu müftü efendiye uzatmış, o da Müftülükteki arkadaşlarını arayarak yardım istemiş ve böylece gece Spil Dağı'nda Tarzan olmaktan kurtulmuşlar Müftü Efendi ve ailesi.
*
Bunları neden anlattım; adamlığın göstergesi alkollü içecek kullanıp kullanmamak değildir.
Tıpkı namaz kılıp kılmamanın adamlığın ölçüsü ve kriteri olmadığı gibi.
Hükümet en yüksek zammı malum içkiye ve sigaraya yapıyor.
Bu iki ürün üzerindeki vergi yükü de çok fazla yanlış bilmiyorsam.
Ben ağzına içki damlası koymamış bir adam olarak içki üzerindeki vergi yükünü pek bilmem, ancak içen arkadaşlardan ve sosyal medyadaki paylaşımlardan gördüğüm kadarıyla alkollü içecekler üzerindeki vergi yükü %70'lerin üzerinde.
Yani devlet, tıpkı akaryakıt üzerinden motorlu araç sahiplerini kanırta kanırta yolduğu gibi, içki üzerinden de akşamcıları yoluyor.
Hem de cıyak cıyak bağırtarak.
İçki üzerindeki vergi yükünü, geçtiğimiz yılbaşında yapılan vergi zamlarından sonra konuya ilişkin yayınlanan haberde geçen şu ifadeler ne güzel anlatıyor:
"Yapılan hesaplamalara göre, 1 litrelik rakıdaki her 4 kadehten 3'ünün parası Maliye'ye vergi olarak gidiyor. Geriye kalan 1 kadehin parası ise alkol üreten firmalara, çok küçük bir kısmı da dağıtıcılarla bakkal ve bayilere gidiyor. Zamdan önce, şirketlerinin üretim maliyetini, karını, dağıtıcı payı ve bakkal bayi karını ekleyip 41 lira 43 kuruşa reyona koyduğu litrelik rakı vergiler nedeniyle 162 liraya tüketiciye ulaştırılıyordu. Şimdi yine aynı maliyetle reyondaki rakı 177 lira 24 kuruşa satılacak. Verginin 4 kadeh içindeki payı litrelik rakıda vergiler nedeniyle 162 liraya tüketiciye ulaştırılıyordu. Şimdi yine aynı maliyetle reyondaki rakı 177 lira 24 kuruşa satılacak. Verginin 4 kadeh içindeki payı 3 kadehin de üzerine çıkacak."(1)
...
Hükümet/hükümetler neden içkiye ve sigaraya en yüksek vergileri koyar ve en yüksek zamları yapar bilmiyorum ama eğer bunu insanları bu kötü alışkanlıklarından vazgeçirmek için caydırıcı olması bakımından yapıyorsa yanlıştır.
Bu iş zorlama yöntemlerle olmaz.
Dinen içki haram, sigara en azından mekruh, bunları tüketenler de günahkârdırlar, bu sebeple hadiseye bu imansızlara bir ceza da biz verelim diye yaklaşılıyorsa bu da yanlıştır.
Zira siz Allah adına ceza verme yetkisine sahip değilsiniz.
İçki ve sigara içenler bizim gibi düşünmeyenlerdir ve dolayısıyla potansiyel düşmanlarımızdır, o sebeple düşmana ne kadar zarar verirsek bizim için kârdır diye düşünüyorsanız, bakın bu da toplumun bir kesimini ötekileştirmek ve ayrıştırmak anlamına gelir.
Dolayısıyla; zam yaparken veya vergi koyarken, alkollü içecekler ve sigaraya negatif ayrımcılık yapmak ve bu ürünlere daha fazla vergi koymak veya zam yapmak insaflı bir davranış değildir.
Bu tutum, insanları başka arayışlara ve mesela sağlıksız ortamlarda içki üretimine ve tüketimine yöneltir, bu da insanların zehirlenip ölmesine sebep olur.
Unutmayın daha iki gün önce Mersin'de kaçak içkiden tam 7 kişi öldü(2).
Vatandaşlar espri yapıyor sosyal medyada; hükümetin içki zamları yüzünden toplumun yarısı kimyager oldu, herkes içeceği içkiyi kendisi üretmeye başladı...
Sözün özü; kerhaneleri kapatmakla fuhşu önleyemeyeceğiniz, tam aksine taciz, tecavüz ve özellikle çocuklara yönelik cinsel istismarları arttıracağınız, ayrıca kontrolsüz-denetimsiz yerlerde fuhuş yapılmasını, buna bağlı olarak başta AİDS olmak üzere zührevi hastalıklarla toplum sağlığını, nesebi gayrisahih çocukların sayısındaki artışa bağlı olarak da neslimizi bozacağınız gibi, içkiye ve sigaraya zam yapmakla da içki ve sigara tüketimini önleyemezsiniz efendiler.
Sadece köpek öldüren türü içkilerin üretimini ve içki kaçakçılığını teşvik ederek insanların ölümüne sebep ve devletin vergi kaybına uğramasına sebep olursunuz.
Bir küçük bilgi, alkollü içki üretimine, meyhane işletilmesine, ayrıca kerhane işletmeciline ilişkin ilk ruhsatlar, yarı yarıya şer'i kanunlarla yönetilen Osmanlı döneminde verilmiştir.
İçki içen ve hovardalık yapan çok sayıda Padişah vardır bizim tarihimizde(3)</p>
<p>Ömer Sağlam
08.07.2019</p> <p>1-https://tr.sputniknews.com/ekonomi/201901021036891215-bir-litre-rakidan-elde-edilecek-vergi-yukselecek-dokuz-lira-bira-kalmayacak/
2-https://www.sabah.com.tr/galeri/yasam/7-kisi-hayatini-kaybetmisti-mersin-polisinden-sahte-alkol-uretimi-yapilan-depoya-baskin
3- & </p> - levent kırca

Yorumlar

  1. Ömer Sağlam avatarı
    Ömer Sağlam

    SAHTE ALKOL VE İÇKİ ZEHİRLENMELERİ

    Prof. Dr. Nevzat ARTIK*Prof.Dr.Hamit HANCI**
    * Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü/ANKARA
    *Ankara Üniversitesi Gıda Güvenliği Enstitüsü/ANKARA
    ** Ankara Üniversitesi Adli Bilimler Enstitüsü
    Son günlerde ülkemizde alkol zehirlenmeleri ve zehirlenmelere bağlı ölümler artmıştır. Alkol ve rakı üretimi konusunda tüketicilerin bilgilendirilmesi çok önemlidir. Bu amaçla alkol ve rakı konusunda tüketicilerin uyarılması amacıyla aşağıdaki bilgi notu hazırlanmıştır.
    Alkol; şekerli hammaddelerden fermantasyon yolu ile elde edilen etil alkolün, damıtma ile yüksek konsantrasyona çıkarılmış, daha açık bir tanımlama ile saflaştırılmış şeklidir. Alkol hammaddeleri üç grupta altında toplanır; -Alkol içeren hammaddeler (şarap, bira ve bira atıkları) -Fermente olabilen şeker içeren hammaddeler (kuru üzüm, melas, şeker, şeker pancarı) – Fermente olabilen şekerlere dönüştürülebilen karbonhidratları içeren hammaddeler (nişasta, selüloz, inülinvb.) Damıtık alkollü içki üretiminin en önemli safhası damıtma işlemidir. Hammaddeler uygun koşullarda buharlama, mayşeleme, nötralizasyon ve ekstraksiyon ile mayşe haline getirilir. Daha sonra mayşe değişik yöntemlerle alkol fermantasyonuna uğratılarak, hammaddede bulunan şekerler, maya ile etil alkole dönüştürülür. Fermente olmuş bu alkole “olgun mayşe” denir ve alkol oranı %7-10 arasında değişmektedir. Olgun mayşe, damıtma aygıtları (imbiklerde) ile ısıtılarak buharlaştırılır, içindeki alkol, su ve diğer uçucu fermantasyon, yan ürünleri ile birlikte buhara geçer. Buhar soğuk su ile soğutularak tekrar sıvı haline getirilir. Bu işleme damıtma, elde edilen sıvıya distilat ve arta kalan alkolsüz sıvıya da “şilempe” veya “vinas” adı verilir. Normal basınç altında alkol 78,3 C;de, su ise 100 C;de kaynamaktadır.
    RAKI ÜRETİMİ

    Rakı; “suma” adı verilen kuru veya yaş üzümden üretilen şıranın fermantasyonu ile elde edilen sıvıdan üretilir. Þıra fermantasyonunda saf maya kullanılmalı ve fermantasyon koşulları uygun olmalıdır. Bu amaçla ideal fermantasyon sıcaklığı 28-31 C; ve süre, kalite için en fazla 3 gün olmalıdır. Çünkü mayşeasiditesi düşük olduğu için kalite azalması ve tat değişikliği oluşabilir. Fermantasyondan sonra mayşe havalandırılmadan hemen damıtmaya verilmelidir. Özellikle rakı damıtımı için özel imbikler kullanılmakta ve elde edilen etil alkol içinde metil alkol düzeyinin düşürülmesi için özel damıtma programı uygulanmaktadır. Rakı damıtmada ilk ve son damıtık ayrılıp “orta” adı verilen, metil alkolce düşük ve insan sağlığı açısından problem olmayacak kısım, anason ile aromatize edilerek rakı üretilmektedir. Rakı aromasına”buke” adı verilir. İyi kalitede buke için kaliteli damıtma aygıtı kullanılmalıdır. Damıtmaya başlamadan önce suma alkol derecesi %40-45’e ayarlanmalıdır. Çünkü üründe baş ve son olarak tanımlanan damıtma ürünlerinde kalması gereken aldehit ve fuzel yağları, orta ürüne buharla daha fazla geçmektedir. Bu nedenle damıtmaya çok özen gösterilmelidir. Rakıda anason esansı alkolde çözünmüş haldedir. Normalde anason esansları çok küçük partiküller halindedir. Seyreltme ile alkol konsantrasyonu yaklaşık %20-22’ye düşünce partikül çapları büyüyerek emülsiyon oluşturur. Bu emülsiyon bazı ışıkları tutarak donuk görünür ve rakı beyaz görünür. Rakının beyaz görünmesi, anason aromatik bileşik ve yağlarının belli alkol konsantrasyonunda çözünmüş halden çözünmez forma geçmesindendir (alkol konsantrasyonunun su ile %20-22’ye düşmesi).

    ALKOL ZEHİRLENMESİNİN NEDENİ

    Ülkemizde rakı ve alkol üretimi için Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan üretim izni almak zorunludur. Diğer yandan alkol piyasasındaki düzenlemelerle ilgili olarak Tarım ve Orman Bakanlığı “Tütün Alkol Piyasası Düzenleme Biriminin” (TAPDB) belli izin işlemlerini gerçekleştirmeleri ve bu kurumdan bandrol almaları gerekmektedir. Bu şekilde kayıtlı bir üretim ve izlenebilirlik sağlanmaktadır. Bunun dışında sahte alkol ve rakı üretim yasaktır. Tüketicilerin bandrolu olmayan, açık, ucuz alkol ve rakıları satın almamaları çok önemlidir. Çünkü sahte alkol üreticileri etil alkol yerine ucuzluğu nedeni ile metil alkol kullanmaktadırlar. Sahte rakı ve votkadaki metil alkol gözleri kör eder ve insanın kısa sürede ölümüne neden olur. Sahte rakı dışında Anadolu’da “boğma rakı” olarak adlandırılan ev yapımı rakının da halk sağlığı açısından çok riskli olduğu bilinmelidir. Çünkü uygun olmayan işlemle üretilen ve damıtılan rakı veya herhangi bir damıtık içkide yüksek miktarda “metil alkol” kalmaktadır. Metil alkol; kalp ve kas zayıflaması, kramp, titreme nöbeti, görme zayıflıkları, körlük ve görme sinirlerinde iltihaplanmalar oluşmaktadır. Bazen derhal ölüme bile sebebiyet vermektedir. Bu normal damıtma işleminde yapılan hata ile ortaya çıkan bir durumdur. Rakı ve damıtık alkollü içkilerde metil alkol çok düşük miktarda olmasına rağmen bir çok olumsuzluğa yol açar.

    Diğer taraftan sahte alkolde etil alkol yerine, ucuz olduğu için direkt olarak şişeye metil alkol doldurulmakta ve çok ucuza satılmaktadır. Kullanan tüketiciler derhal ölmektedir. Metil alkol için öldürücü doz 50-75 gram olmakla birlikte, ölüm olayları 11.5 gram metil alkol de bile görülebilir. Metil alkol vücutta önce formaldehit ve sonra formik aside dönüşmekte ve zehirlenmeye neden olmaktadır. Bu nedenle tüketicilerin bandrolsuz içki tüketmemeleri, rakı ve votka gibi içkileri orijinal şişesinde istemeleri ve çok ucuza satılan alkolleri tüketmemeleri yaşamları için çok önemlidir. Sahte rakıyı kimse bakarak ayırt edemez. Bu amaçla geliştirilmiş analiz aygıtları (HPLC veya GC) kullanılmaktadır. Gıda güvenliği ve sağlık açısından tüketicilerin alkol tüketimde çok titiz davranmaları gerekmektedir.Açık ambalajda rakı tüketmemeleri çok önemlidir. Lokantalarda ambalajın açılıp açılmadığı kontrol edilmelidir.

  2. Gursel basdemir avatarı
    Gursel basdemir

    Televizyondaki kadin agliyor.Kizimi evlere temizliğe giderek büyüttüm,mimar olunca sana ev yapacağım anneciğim derdi.Kadin tek evladı kızı küçükken kocasını kaybetmiş,temizlik yaparak namusu ile büyütmüş evladını kira paraları hep sorun olduğundan mimar olacağım sana ev yapacağım anneciğim dermiş kızı.Mimarlik fakültesini kazanmış durakta beklerken içkili bir sarhoş durağa dalmış geçmiş. Duvarlarda içki kötülüklerin anasıdır yazılıdır.Allah kurana içki için şeytanın pisliği ifadesini kullanır.Ama nefsinizde put varsa Allah in sözünü arkaya atarsınız,sevimsizlikleri sevimli,çirkinlikleri bile güzel gösterirsiniz.Adam prof olmuş tv ye çıkıyor ona içki masası demeyin ilim masasıdır diyor.Hizini alamasa ilim masası farzdır buyrun masaya diyecek.Mustafa kemalin uşağı cemal GRANADA hatıratında içince sanki vahiy geliyordu bütün fikirler o zaman çıkıyor devrimler dil,şapka vs o masada yapılıyordu diyor.Anlasilan dinle ilgili devrimlere içki masasında yapılıp müslümanın ahkam-ı orada kaldırılmış.Sanal ortamlarda müslüman evlatları sarhoş şunları,şunları yaptı siz yapabiliyormusunuz diye sanki sarhoşluk çok büyük meziyetmis gibi övüyorlar. insanın sarhoş olası geliyor.Cok usteledinizmi içiyorsa içiyor size ne cevabınızı alıyorsunuz.Musluman evladı iseniz bize ne kısmında verilecek cevabımız var.Allah nisa 59 da ey iman edenler Allaha itaat edin,resulüne itaat edin sizden olan idarecilere BUYURUYOR.Ayet müslümanlara hitap ettiği icin demek ki müslüman olana itaat farz mecburiyet yoksa kafire,dinsiz olana itaat yok.Neden müslümana uyulması,itaat edilmesi emrediliyor.Allah kuranda hakki ve sabri tavsiye edenlerden bahsediyor.Yine müslüman erkek ve kadınların iyiligi emrederler kötülükten men ederler buyruluyor.Demek ki müslüman olan Allahtan korkar insanlara Allah in emir ve yasakları haramları için uyarır.Dinsiz ,kâfir olanların böyle bir korkusu olmadığından haramları bile teklif edebilirler.Mustafa kemalin teknesi moda kıyısına yaklaştığını duyan halk kıyıda toplasmis.Mustafa kemal elindeki içki kadehini kaldırarak osmanlı padişahları gizli içermiş,ben açıktan içiyorum diyerek teknedeki içkilerden bana bir sise ayırın gerisini halka dağıtın demiş.Bunu ballandırarak anlatıyorlar.Su durakta ölen kızın oldurulmesindeki meşguliyette o sarhoş katılın payı ne kadar,halkına içkiyi teklifeden dağıtan önderin payı ne kadar Allah in emrini arkaya atıp onu önder kabul eden müslümanın payı ne kadar.Bu paydan dolayı hesaplı vermeyeceğini düşünüyorsun.Bende biraz düşün diye yazdım.Dua ve selam ile…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir