“Baloya gidip vals de yapsanız, kuvvacı kalpağı da taksanız; Atatürk maskesi size ağır gelir, taşıyamazsınız”
Yeniçağ yazarı Adnan İslamoğulları AKP ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Atatürkçü” oylara yönelik olarak değişen politikasını değerlendirdi.
İslamoğulları, “Salıncakta da sallansanız, V yaka süeter de giyseniz, smokin giyip papyon da taksanız, bir tren vagonunun penceresine kollarınızı dayayarak fotograf da verseniz, hatta bir tarla bulup kargaları da kovalasanız, baloya gidip vals de yapsanız, kuvvacı kalpağı taksanız başınıza Atatürk maskesi size ağır gelir, taşıyamazsınız” dedi.
İslamoğulları’nın “Atatürk maskesi size ağır gelir, taşıyamazsınız…” başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
Bugüne kadar kaç maske taktınız, sayamadık, tâkâtimiz yetmedi saymaya. Biz yorulduk maskelerinizi saymaya, siz değiştirmeğe yorulmadınız, biz utandık zaman zaman maskelerinizi görmeye, siz değiştirmekten içtinâb etmediniz. Biz “Bu sondur, bundan fazla da maskeleri olamaz” dedik, ümit etmek istedik sizin adınıza, ama siz maskelerinizin yanında kostüm de değiştirdiniz…
Hep bir maske vardı. yüzünüzde, gerçek yüzünüzü hep saklamak istediniz, gerçek yüzünüzle çıkamadınız kendi ülkenizin insanlarının önüne…
Kim bilir, belki de. bir gerçek yüzünüz yok sizin, biz yalnızca bir yüzünüz olduğunu düşündük hep ve sakladınız sandık, belki de burada yanıldık, sizin gerçek bir yüzünüz yok belki de…
“Değiştik” dediniz, “Gömleğimizi çıkardık” dediniz, “Demokrasi” dediniz, “İnsan hakları” dediniz, “Yetim hakkı” dediniz, “Fırat’ın kenarındaki koyun” dediniz, “Allah korkusu” dediniz, “Peygamber ahlâkı” dediniz, “Ömer adâleti” dediniz, o kadar çok şey dediniz ki…
Değişmediniz…
Gömleğinizi çıkarmadınız. Demokrasiye hiç inanmadınız. İnsan hakları yalnızca sizin için vardı. Yetimin hakkına komisyon diye fetvalar verdiniz. Fırat’ın kenarındaki koyunu kurtlar kaptı ama sizin umurunuzda olmadı. Allah korkunuz nev i şahsınıza münhasır. Paygamber ahlâkı dediniz, akrabayı kollama ayetlerini akrabayı kayırmaya dönüştürdünüz. Ömer adaleti değil camiyi yıkmıştı, siz camiyi değil adâleti yıktınız. O kadar çok yanlış yaptınız ki!..
Cumhuriyetle olan hesaplaşmanız hiç bitmedi…
“Doksan yıllık reklâm arası” dediniz…
“Beğenseniz de beğenmeseniz de yeni devlet kuruyoruz” dediniz…
“İki ayyaş” dediniz…
“Keşke Yunan kazansaydı” dedi, sarayınızda sofranıza otırttuğunuz. meczuplarınız…
Zübeyde Hanım’a olmadık hakaretler edilmesine göz yumdunuz…
“Olmasaydın da olurduk” şeklinde tam sayfa ahlâksız ilanlar verildi havuzunuzun gazetelerinde…
Ne oldu şimdi?
Ne değişti?
Ne değişti de, ne oldu da birdenbire kendinize yeni maske taktınız?
Fakat bu kez öyle bir maske taktınız ki, size bile ağır gelecek o maske… Bu kez öyle bir maske taktınız ki, ardındaki yüzü gösterecek, saklamayacak o yüzü, yüzünüzü…
Salıncakta da sallansanız, V yaka süeter de giyseniz, smokin giyip papyon da taksanız, bir tren vagonunun penceresine kollarınızı dayayarak fotograf da verseniz, hatta bir tarla bulup kargaları da kovalasanız, baloya gidip vals de yapsanız, kuvvacı kalpağı taksanız başınıza…
Ve hatta…
Beyaz leblebi ile rakı. içip zeybek de oynasanız Atatürk maskesi size ağır gelir, taşıyamazsınız. Cumhuriyet size ağır gelir sindiremezsiniz…
Bir yanıt yazın