Anketsiz ve koruma ordusu olmadan tek bir adım atmayan AKP Genel Başkanı, şimdi gerçekler gizlenemeyip manipüle edilemeyince: “Anketlere güvenmiyorum” diyorsa, bu seçimde korku dağları sarmıştır.
Yerel seçimlerde baraj yoktur ve oy dağılımına göre en fazla oyu alan o seçim bölgesinde belediye başkanlığını kazanır. Gereksiz ve yasa dışı olmasına rağmen, kendi seçmenlerini yok sayarak 31 Mart Yerel Seçimlerinde ittifaklar yapılmasının nedeni: kürsülerde atılan soyut, saçma ve temelsiz boş nutuklar değil; tamamen parmak hesabıyla koltuklarını koruma çırpınışlarıdır. Şahsi çıkarlarından başka bir dertleri de yoktur.
Siyasi partilerin birbirlerinden fikir ve idealleriyle ayrılmaları ve fikirlerini iktidar yapmaları varlık nedeniyken, Türkiye’de miadı çoktan dolmuş, üflesen yıkılacak AKP’yi ayakta tutmaya dönüşmüştür. AKP DEVLET DEĞİLDİR! Siyasi partilerden biridir.
Olağanüstü bir kriz döneminde önü açılarak iktidar YAPILMIŞ AKP’yi 17 yıldır iktidarda tutan iyi oluşu değil, olmayan ve sözde muhalefetin gizli ve açık destek vermesi, kendi seçmenlerine bile güven vermemesidir.
Partililerine bile saygısızca robot ve koyun sürüsü muamelesi yapmaları, başka partiye oy verdirme çabaları, yasa dışı ittifak kurmaları, zerresine inanmadıkları şeyleri mecburen savunuyor görünmeleri (!); acınası ve zavallı bir tablodur.
Eğer Türkiye’de muhalefet varsa, böyle bir dönemde iktidara talip olmayıp ne zaman olacaktır? İktidar dikta dahil her rejimde, muhalefet sadece demokrasilerde olur.
AKP seçmeninin bile büyük çoğunluğu masallardan bıkmış “Artık TAMAM” demekte, olmayan sözde muhalefet nedeniyle “Kime oy vereyim?” sorusuna cevap bulamamaktadır. Göreceksiz, bu seçim sandığa katılım düşük (bu AKP’ye yarar) ve bilinçli geçersiz oy kullanımı yüksek olacaktır.
31 Mart seçim sonuçları sürprizlere gebedir. Seçmen en büyük dersi AKP’ye verecek sözde muhalefeti de unutmayacaktır. Yerel seçim sonuçları açıklanınca, kurdukları yasa dışı ittifaklarda partiler birbirine düşecektir. Öne alıp millete çelme takarak, kurtulduklarını sandıkları GENEL SEÇİM kaçınılmaz olacaktır.
Koltuklarını korumak için ve Türk Milletinin zekasıyla dalga geçerek her sonucu başarı diye pazarlama komedisi de son bulacaktır.
Seçmen şahsi çıkarından başka bir derdi olmayan siyaset simsarları ve tüccarlarını, siyasette ne işe yaradığını kendisi dahi bilmeyen dalkavukları ve yancılarını sandığa gömecek; “Sokaklarda ıspanak fiyatına satılan demokrasi” anlayışına “YETER ARTIK, SÖZ TÜRK MİLLETİNİNDİR!” diyerek son verecektir.
82 milyonu temsil eden manevi ve tarihi değeri çok yüksek Cumhurbaşkanlığı makamı “Başkanlık” sevdasıyla maalesef lağvedilmiştir.
Tarafsızlık yemini etmiş olmasına rağmen, partisi AKP’yi tercih etmeyen %60’ı her gün kutuplaştıran, ayrıştıran ve hakaretler eden bir kişi 82 milyon cumhurun başı nasıl olabilir?
Tek adama verilen sınırsız yetkilere dayanan, dünyada örneği olmayan bu UCUBE REJİMLE vatanımızın yönetilemeyeceği net olarak görülmüştür. Bu rejim geldiğinde olmayacak dedikleri olmakta, olacak dedikleri de olmamaktadır.
“Vesayeti kaldırıyoruz” diyerek bütün kurumları siyasallaştırıp, kendi vesayetlerini kurmuşlardır. Anketlere göre kurumlara güven bitmiştir.
Fetö’ye “ne istedilerse veren”, birlikte “açılarak” pkk’yı tarihinin en güçlü durumuna getiren AKP’nin, meydanlarda kendisini aklama gayretleri boşunadır. HDP ile müşterekleri en fazla olan parti ve hdp seçmeninin 2. tercihi AKP’dir. Geçmiş seçim sonuçları bunun tartışılmaz delilidir.
AKP medyanın %99 ele geçirmiş, gerçekler internet dışında neredeyse yazılamaz, söylenemez hale gelmiştir. Her şeyimiz gibi internette tek adamın iki dudağının arasında, daha önce kapattığı gibi her an kapatabilir.
Savaştan yenik çıkmış taş üstünde taş kalmamış Almanya, Japonya gibi ülkeler 17 yılda dünya devleti olurken, kötü yönetimleriyle ve yandaş zengin eden beton ekonomisiyle Türkiye’mizi getirdikleri nokta: Kasada damadın oturduğu çadırlarda manavlık yapan devlet; “varlık kuyruğuna”(!) girmiş millettir.
Türk Milletinin asıl gündemi işsizlik, yoksulluk, geçim derdi, EYT’in gasbedilen hakları, kötü yönetim nedeniyle yaşatılan ekonomik kriz, yanlış dış politika, Suriyelilerin vatanımızın her köşesini işgali, yolsuzluk, hukuk, sağlık, eğitim vb. iken bunlara hiç değinmeyen saray sefacısı AKP’ye sandıkta cevap verilecektir. Seçmen bu AYMAZLIKLA daha BÜYÜK krizlerin geldiğini görmekte, sorumlularına 1 Nisan şakası yapmak için gün saymaktadır.
Vatanımızın “bekası” için en büyük tehlike: Bütün değerlerimize ve kardeşliğimize en çok zararı veren; Cumhuriyetimizin kuruluş esaslarıyla ve kurucusu Türk Milletiyle kavgalı AKP’dir.
KRİZLE GELDİLER, KRİZLE GİDECEKLER!..
M. Fevzi KÜÇÜKKAHVECİ www.fevzikucukkahveci.com
Bir yanıt yazın