Büyüsü bozulan dünyada 2019’a girmek…
Bildiğiniz gibi, dünyanın büyüsü bozulmadan önce insanın büyüsü bozulmuştu. Eskiden insanın ahlakı yüksek, talepleri sınırlıydı. İstekleri azdı. İnsan daha çoğunu isteyince, çalıştığı şirket de, içinde yaşadığı devlet de, insanını tatmin etmek için daha çoğunu istedi.
Kısaca söylesek kapitalizm, başka bir şekle dönüşmüştü. Tüketim toplumu diye bir içerik kazanmıştı.
İstekler çoğalınca, bireyler arasında, şirketler arasında, devletler arasında yeni kaynak yaratma kavgası başladı. Dünya’nın insanlığa bahşettiği kaynak ise, sınırlı olduğundan, herkesin herkes ile kavgası diyeceğimiz bir dünya gerilimi ortaya çıktı.
Biraz bilimse bir ifade ile söylersek, jeo-stratejik gerçekler su yüzüne çıktı.
Sovyetler Birliği dağılmış, Berlin Duvarı yıkılmış ancak insanlık bundan bir kazanç sağlamamıştı. Sadece, dünya insanını yöneten %1 azınlık kesesini doldurmuş, oysa petrolün ve diğer değerli kaynakların sahibi olan bölgeler insanı, aç kalmıştı.
Sovyetler Birliğinin yıkılmasından insanlığın yararına bir sonuç çıkmamış, sadece %1 azınlık karlı çıkmıştı.
Borca dayalı para yaratma ve bu paraları faizle kredi olarak insanlığa verilmesi, servetin tabana yayılmasına vesile olmamıştı. Hatta servetin belli ellerde toplanmasını hızlandırmıştı.
Özetle çok uluslu şirketler, ulus devletlerin ulusal pazarlarını ele geçirmiş ve yağmanın boyutlarını daha da büyütmüştü.
İnsanlığın bilinçli ve bilinç dışı olarak karşı koyduğu, büyüsü bozuldu dediğimiz dünya, bu dünyadır.
Avrupa’da, Amerika’da Asya’da dünyanın büyüsünü bozacak, düşünce akımlarının ortaya çıktığına şahit oluyoruz.
İnsanlık bu düzene karşı oldu da mı bu dünyanın büyüsü bozuldu. Yoksa çok uluslu tekellerin dünya insanlığına layık gördüğü bu düzen yaşanılacak bir düzen değil de ondan mı dünyanın büyüsü bozuldu, 2019’dan başlamak üzere gelişmelere bakarak buna karar vereceğiz.
Amerika dünyanın patronluğunu, elindeki bu muazzam güce rağmen neden devam ettiremiyor? Neden tüm insanlık ABD karşıtı olma yolunda yol alıyor?
Üretimin Asya’ya geçmiş olmasından dolayı, teknolojinin de Asya’ya geçtiğini düşünürsek, bu dünyanın büyüsünün gerçekten bozulduğunu söyleyebiliriz.
İşte böyle bir dünyada ulus/milli devletlerin çok uluslu tekellere karşı bir mücadelesinin olacağı kesindir. Ulus/milli devletlerin Amerika ile savaşı; aslında ulus devlet çok uluslu tekel kavgasıdır.
Bu kavgadan ulus devletlerin karlı çıkabilmesi için milli devletlerin kemdi aralarındaki birliği çok önemlidir. Ama bundan daha önemlisi; tekeller ile ortak olan bizim zenginlerimizin halktan yana bir tavır takınıp takınmayacağıdır.
İşte 2019, bu kavganın nasıl verileceği ile ilgili bir yıl olacak diye düşünürüm
29.12.2018
Bir yanıt yazın