BU PAPAZ NEYİN PEŞİNDE?

Not: Yukarıdaki resim, İzmir’in işgalinde karaya çıkan Yunan askerlerini karşılayarak takdis eden İzmir Metropoliti Hrisostomos ve arkadaşlarına aittir. - xrisostomosA

BU PAPAZ NEYİN PEŞİNDE?
Hüseyin MÜMTAZ

Bu nasıl papaz?
Bu papaz başka bir papaz, hayli politik bir papaz.
Fenerdeki papaz’dan bahsediyoruz.
Gırtlağına kadar politikanın içine batmış durumda.
Haddini, hukukunu, boyunu/bosunu aşıyor, hiçe sayıyor, meydanı boş buluyor, alabildiğine sallıyor.
Eyüp Kaymakamına bağlı bu kara cübbeli, çapına bakmadan hem dış politikaya hem de iç politikaya ayar veriyor.
Kime, neye, nasıl güveniyor?
Bir süredir İş Bankası, Şişe Cam, Kaşıkçı, Bronson, Andımız ile haddinden fazla meşgulüz ya, bazı şeyleri gözden kaçırıyoruz.
İlki “Künefe Meclisi” yahut “Meclis Künefesi”…
“Hatay’ın Türkiye’ye katılması kararının alındığı tarihi meclis binasına künefeci açılmış, ‘Meclis Künefe’ diye tabelâ asılmış” diye başlıyor Yılmaz Özdil.

Milletin gözünün içine baka baka sergilenen böyle bir tarih utanmazlığı daha önce hiç görülmemişti efendiler.
İkincisi fesi püsküllü meczupun meşveret gösterisi.
Üçüncüsü ezeli-ebedi dost ve müttefikimiz Katar’ın, Amerikalılarla beraber Kıbrıs’ın güneyinde Rumlar için doğal gaz araması.
Aslında Hatay hariç diğerleri; gündem içinden çıkılmaz hâle gelince dikkatleri başka tarafa çekmek için zaman zaman ısıtılıp sofraya konulan bayat çorbalara benziyor.
Ama en vahimi “papaz”.
Bir süredir sesi, soluğu çıkmıyordu, sütre gerisindeydi. Birden ne olduysa gündeme “müdahil” olma ihtiyacı hissetti.
Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko geçen hafta Türkiye’ye geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile İstanbul’da yaptıkları ikili görüşmenin ardından ortak basın açıklaması yaptılar ve “Kırım’ın yasa dışı ilhakını tanımıyoruz” dediler.
Doğrudur. Kırım Ukrayna’nındır. Eğer “yasa dışı ilhak” olmasaydı Rusya, değil “sıcak denizlere” Karadeniz’e bile çıkamayacaktı.
Ve Rusya’nın sâbıka dosyasında, Sovyetler zamanından kalan bir “Kırım Türkleri” ayıbı vardır.
O yüzden Türkiye’nin Ukrayna ile beraber, “Kırım’ın yasa dışı ilhakını tanımıyoruz” demesi son derece doğrudur.
Ama…
Suriye’deki ABD-PKK-PYD işgalini dengeleyen Türkiye-Rusya ittifakını etkilemeyecek midir yahut ne derece etkileyecektir bu açıklama?
Rusya ile papaz olmayı göze alabilecek midir içinden geçmekte olduğu bu kıldan ince-kılıçtan keskin zaman diliminde Türkiye?
Fakat asıl vahimi…
Poroşenko’nun, Erdoğan görüşmesinden önce (sonra?) Fener’e gitmiş olmasıdır.
Fener papazı, Lozan’ı aşan bu uluslararası görüşme için Eyüp Kaymakamı’ndan izin almış mıdır?
Çünkü Lozan’a göre Fener, sadece İstanbul’daki Ortodoks azınlığın dinî gerekleri ile ilgilenebilir.
Görüşme sırasında yanlarında bir devlet görevlisi bulunmuş mudur?
Peki, görüşme tutanağını Eyüp Kaymakamı’na “derhal” iletmiş midir?
Çünkü bu görüşmede Poroşenko’yla Fener Papazı, Ukrayna Kilisesi’nin Rus Ortodoks Kilisesi’nden ayrılması sürecini tamamladığını söyledikleri bir anlaşma imzalamışlardır.
Poroşenko, Fener Rum Patriği ile İstanbul’da imzaladıkları anlaşmanın, “Ukrayna Kilisesi’ne Ortodoks Kilisesi kurallarına uygun bir biçimde otosefal (bağımsızlık) verilmesi sürecini tamamladığını” duyururken Fener’in Papazı da “Otosefal kararının Ukrayna’daki tüm Ortodoksların birleşmesini sağlayacağına inanıyorum” demiştir.
Görüşmeden sonra “Bugün tarihi bir gün. Ekümenik Patrik ile işbirliği ve ortak çalışma anlaşması imzaladık” açıklamasını yapan Poroşenko, Twitter’dan yaptığı açıklamada da anlaşmanın imzalanmasını tarihi bir olay olarak nitelendirip Bartholomeos’a teşekkür etti.
Ama işin bir başka cephesi daha var. Rus Ortodoks Kilisesi yetkililerinden Vladimir Legoyda, İstanbul’da imzalanan anlaşmanın bir Ukrayna Kilisesi’nin kurulduğu anlamına gelmediğini söyledi. Legoyda, Ukrayna liderliği ile Fener Rum Patrikhanesi arasında imzalanan anlaşmanın ‘Ukrayna’daki milyonlarca inanan için hiçbir şey değiştirmediğini’ dile getirdi.
Rus Ortodoks Kilisesi yetkilileri daha önce de Rus Ortodoksları, Türkiye’deki Fener Rum Patrikhanesi’ne bağlı olan kiliselerde “dua etmemeye” çağırmıştı.
Ekim ayında Fener Rum Patrikhanesi, Ukrayna Ortodoks Kilisesi’nin Rus Ortodoks Kilisesi’nden bağımsızlık elde etme talebini kabul etmiş, bunun üzerine Rus Ortodoks Kilisesi de son Kutsal Sinod toplantısında, Fener Rum Patrikhanesi ile ilişkileri tamamen kesme kararı almıştı.
Ukrayna Kilisesi’ne otosefal statüsü verilmesi, Ortodoks Kilisesi’nde son 1.000 yılda yaşanan en büyük ayrılık olarak tanımlanıyor. Rus Ortodoks Kilisesi’ne göre Fener Rum Patrikhanesi’nin otosefal statüsü verme yetkisi bulunmuyor.
Ama dinleyen yok…
Papaz bir kere gemi azıya aldı ya, durdurabilene aşk olsun…
Yunan Başbakanı Çipras kendi ülkesinde “laik bir anayasa” için Yunan Kilisesi ile bir mutabakata varıyor. Ama başka bir devletteki bu iç düzenleme nedense İstanbul’daki Fener Rum Patrikhanesi’nin tepkisini çekiyor. Fener’in papazı, Yunanistan’da din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması için Başbakan Aleksis Çipras ile Atina Başpiskoposu Yeronimos arasında varılan anlaşmaya sert tepki gösteriyor. Papaz, bu anlaşmayla ilgili kendisini bilgilendirmek için İstanbul’a gelen Yunanistan Eğitim ve Diyanet İşleri Bakanı Kostas Gavroğlu’nu resmen azarlıyor.
Papaz görüşme sırasında İstanbullu Rum olan Gavroğlu’na “Bana, (Cumhurbaşkanı) Erdoğan saygı gösteriyor. Çipras beni hor göremez. Bunu kabul etmiyorum” diyor. Görüşmede ayrıca “Ben koskoca Rusya’nın, Putin’in saldırılarından yılmadım. Şimdi, aleyhimde oynanan bu oyunları mı kabul edeceğim? Yanılıyorsunuz… Sen İstanbul’da doğdun. Senin beni zamanında bilgilendirmen gerekirdi” diyor.

Papaz, anayasasına göre lâik bir devlet olan Türkiye’de, Eyüp kaymakamına bağlı ve sadece İstanbul Rum Ortodokslarının dini işleriyle ilgili bir devlet görevlisi olduğunun farkında değil mi?
Hem lâik bir devlette yaşıyor, hem başka bir ülkenin lâikliğine karşı çıkıyor.
Kendisini bir tür Vatikan gibi mi görüyor?
Dünyaya Ortodoks düzen vermeye mi çalışıyor?
Bir sonraki adımı sakın Gökoğuz Türklerini Fener’e bağlamaya çalışmak olmasın?
Kim bu adama okkalı bir “ayar” çekecek?
Hayrettir, yaptıkları burada kimseyi ilgilendirmezken; Rusya Parlamentosu’nun alt kanadı Duma milletvekili Nataliya Poklonskaya, Ukrayna Kilisesi’nin bağımsızlığını tanıma hazırlığı nedeniyle Rus Kilisesi’nin kriz yaşadığı İstanbul’daki Fener Patrikhanesi’ni Türkiye’ye şikâyet ediyor.
Türkiye’nin Moskova Büyükelçisi Hüseyin Diriöz’e mektup yazdığını duyuran Poklonskaya, “Türkiye Adalet Bakanlığı’ndan Fener Rum Patrikhanesi’nin davranışlarının Türkiye yasalarına uygunluğu açısından kontrol edilmesini talep ediyorum. Fener Patrikhanesi, Ukrayna kararlarını alırken Türkiye yasalarını çiğneyerek suç işlemiştir” diyor.
Yetmiyor…
Akşam’dan Kelkitlioğlu’nun yazdığına göre papaz dış politikadan sonra iç politikaya da el atıyor, bir süre önce Aziz Nektarios için Silivri’de düzenlenen anma etkinliğinde bir araya geldiği Silivri Belediye Başkanı’nın mahalli seçimlerde tekrar aday gösterilmesi için Kılıçdaroğlu’na heyet gönderiyor, gönderebiliyor.
Kimse de bunu yalanlamıyor.
Hani Türkiye’de din ile devlet işleri ayrıydı?
Ve papaz asıl bombayı Bafra’da patlatıyor.
En doğudan başladığı “yıllık olağan Karadeniz gezisi”ni en batıda bu sefer Bafra’da bitiriyor.
Papaz ve beraberindeki heyet, Bafra ilçesinde bulunan üç kapılı Panayır Yeri Kilisesi’nin kalıntılarını ve Otkaya Mağarası’nı ziyaret ediyor…
Ziyaret nedeni Bafra halkı tarafından merak edilirken, Nikos Michailidis isimli bir kişi attığı tweet ile ziyaret sebebini gözler önüne seriyor.
Nikos Michailidis attığı tweette “Batı Pontos, Bafra! OTKAYA MAĞARASI. Bu mağara’da Topal Osman’in terorist katileri tarafından onlarca Rum vatandaşı, çocuk ve yaşlı, öldürüldü. Bedenleri ormana atıldı…100 yıl sonra, o masum insanların anısına, bu mağara ‘da bir ayin gerçekleşti, mumlar yakıldı. Unutamıyoruz..!” Sözleri ile gerçekleştirilen ziyaretin nedenini açıkladı.

Sizi bilmem ama ben Nikos’u aziz ilân etmeye karar verdim.
Öyle ya o tweeti atmasaydı, hiç birimizin hiçbir şeyden haberi olmayacaktı…
Papazın ayak izlerini takip edersek Allah bilir daha neler çıkacak? 21 Kasım 2018

Not: Yukarıdaki resim, İzmir’in işgalinde karaya çıkan Yunan askerlerini karşılayarak takdis eden İzmir Metropoliti Hrisostomos ve arkadaşlarına aittir.

Not: Yukarıdaki resim, İzmir’in işgalinde karaya çıkan Yunan askerlerini karşılayarak takdis eden İzmir Metropoliti Hrisostomos ve arkadaşlarına aittir. -

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir