Necdet Buluz
Son günlerde Suriye nile ilgili açıklamalarda “Suriye’nin doğusu” sözü çok geçiyor. Çünkü, bu bölge Türkiye sınırıdır ve bizim beka sorunumuz ile de ilgilidir. Nitekim, burada yığılan terörist gruplara karşı Türkiye’nin bir askeri operasyon yapabileceği de hesaplanıyor.
Zaten daha önce Cumhurbaşkanı Erdoğan bu konuda bir açıklama yapmış ve “Terörist gruplara karşı Suriye’nin doğusunda bir temizlik harekâtına başlayacağız” demişti.
Ancak, sorunun sadece Suriye’nin doğusu ile sınırlı kalmadığını da görmemiz gerekiyor. Kuzey Suriye’de de önemli bir hareketliliğin olduğunu ve bu bölgenin de terörist gruplardan temizlenmesi gerektiği ortaya çıkıyor.
Her zaman söylediğimizi yineleyelim:
Suriye’nin gerek doğusunda, gerekse kuzeyinde Amerika’nın oyunları ve parmağı var. Bu bölgeleri de Amerika’nın yönettiğini söyleyebiliriz. Zaten Amerika tarafından yapılan açıklamalarda da “Burada hedeflerimizi gerçekleştirinceye kadar kalmayı sürdüreceğiz” deniliyor.
Kaldı ki, Amerika’nın Suriye’nin doğusu ile kuzeyindeki hedeflerini nelerin kapsadığını hepimiz biliyoruz. Baştan bu yana bölgedeki PYD/PKK’lı terörist gruplara destek veren Amerika, şimdi de bu gruplarla işbirliğini sürdürüyor.
Amerika, bölgede yarı devlet kurmak istiyor. İsrail’in de hedefinde olan böyle suni bir devletin kuruluş çalışmalarının son günlerde hız kazandığını da görmekteyiz. Bu durum aynı zamanda hem Türkiye, hem de Rusya tarafından endişe ile izleniyor.
İşin ilginç tarafına da bakalım:
Rusya, her ne kadar Amerika’ya karşı çıkıyorsa da terörist gruplara karşı beklenen hamleyi yapmıyor. Eğer, Rusya PYD/ PKK’ya karşı ise, bunu daha açık biçimde ortaya koymalıdır. Rusya dikkat edilecek olursa bu konuda açık oynamaktan da kaçınıyor.
Konuyu daha iyi anlayabilmek ve analiz etmek için gelişmelere kısaca göz atmamız gerekecek.
Suriye’de çoğunluğunu PKK/YPG’li teröristlerin oluşturduğu bilinen Suriye Demokratik Güçleri’ni (SDG) kollayan ABD, planlarını adım adım hayata geçiriyor.
Ekim ayı başından bu yana SDG’nin siyasi siyasi kanadı olan Demokratik Suriye Meclisi, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Genel Meclisi’nin 9 komitesinin kuruluşunu ilan ederek bu konuda önemli bir adımı da atmış oluyor.
Komitelerin kuruluş ilanı sırasında konuşan Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Meclisi Eşbaşkanı Ferit Eti, hükümet ilanı yapmadıklarını söyleyerek, “Biz sadece IŞİD’den alınan yerlerin yönetimi için komitelerin ilanını yaptık. 9 komitenin ilanını yaptık” açıklamasında bulunmuştu.
Ferit Eti’nin açıklamasında bu bölgelerin ise şunları olduğunu söyledi: “Afrin (Şehba Bölgesi), Kobani, Kamışlı, Münbiç, Rakka, Deyr er Zor ve Tabka.
Rusya ve Suriye, IŞİD’den temizlenen bölgelerin Suriye’nin meşru hükümetine devredilmesi gerektiğini savunuyor. IŞİD’den geri alınan yerlerde ilan edilen sözde yönetimin ABD’nin Suriye’nin kuzeyinde inşa etmeyi amaçladığı özerk yapının temelini oluşturacağından endişe ediliyor.
Planını ABD’nin yaptığı icrası ise PKK/YPG’nin etkin olduğu SGD’ye bağlı unsurlarca uygulanan Suriye’nin kuzeyindeki bu yeni yapılanma, Irak’ın kuzeyindeki Mesut Barzani kontrolündeki özerk yönetimin bir kopyası olacak. Zira Barzani yapılanmasının hamisi olan ABD, bu yapılanmanın da tek hamisi olacak.
ABD’nin Suriye’nin kuzeyindeki adımlarından endişeli olan Rusya ise tepkisini gizlemiyor. Baştan bu yana Esad’a destek veren Rusya, Amerika’nın bu bölgelerdeki hareketliliğinden de oldukça rahatsız olduğunu saklamıyor.
Konuyla ilgili ülkesinin resmi görüşlerini ortaya koyan Rusya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Maria Zaharova, Rusya’nın Fırat’ın doğu kıyısında ABD’nin bir tür özel yönetim alanı kurmasından endişe duyduklarını açıkladı. “Ne yazık ki Fırat’ın doğu kıyısındaki durum endişe yaratıyor. Bu bölge, aslında Amerikalılar tarafından yönetiliyor” diyen Zaharova açıklamalarında şu ifadeleri de kullanıyor:
“Fırat’da Suriye’nin mevcut anayasasına uymayan bazı özel yönetim alanı kurma çabaları olumlu sonuçlardan çok uzak. Böyle bir yarı-devletin inşa edilmesi Araplar, Süryaniler, Türkmenler gibi nüfusun bir kısmının endişe duymasına neden oluyor.”
Özetleyelim:
Suriye daha çok baş ağrıtacak olaylara gebedir. Türkiye, çok daha akılcı ve dikkatli hareket etmek durumunda kalacak. Burada oynanmakta olan her tehlikeli oyunda en çok zararı görecek ülke Türkiye olacaktır.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın