Necdet Buluz
Suriye’de, özellikle de Fırat’ın doğusunda işler karışık. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fırat’ın Batısında da bir askeri harekât olabileceğinin mesajlarını veriyor. “Bir gece ansızın gelebiliriz” vurgusu yapıyor.
Fırat’ın doğusundaki hareketlilik ve Amerika’nın burada oynadığı oyun, Türkiye’nin bir beka sorunudur. PYD/ PKK’lı terörist grupların burada Türkiye için sürekli olarak tehdit oluşturabileceği görülüyor. Hiç kuşkusuz Türkiye de gereken her türlü önlemi alacaktır.
Suriye’nin doğusundaki gelişmelere sadece Türkiye değil, Rusya da duyarlı. Amerika’nın buradaki hareketliliğinin Rusya’da da rahatsızlık yarattığını görüyoruz. Bugüne kadar Esad’ın yanında yer alan Rusya, öyle sanıyoruz ki bu noktadaki oldu-bittelere de seyirci kalmayacak.
Nitekim Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov,konu ile ilgili yaptığı açıklamada önemli bir tespitte bulunuyor:
“İdlib’in Suriye’deki son sorunlu bölge olduğu konusundaki düşüncenize katılamayacağım. Orada Fırat’ın doğusunda, kesinlikle kabul edilemeyecek şeylerin olup bittiği muazzam büyüklükte topraklar var. ABD bu toprakları Suriyeli müttefikleri, herkesten önce Kürtler üzerinden orada bir sözde devlet kurmak amacıyla kullanmaya çalışıyor. Bu topraklarda ABD kesinlikle yasal olmayan yollardan bir sözde devlet kurmaya ve orada kendi himayesindeki kişiler için normal yaşam şartları oluşturmak için her şeyi yapmaya çalışıyor.”
Bu açıklamalar ve gelişmeler durup dururken olmuyor. Amerika Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun şu açıklaması Fırat’ın Doğusunda gelecekte nelerin olabileceğini açıkça ortaya koyması bakımından önemsenmelidir. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, “Amerika’nın Ulusal Güvenliği İçin Yahudi Enstitüsü” isimli kuruluşun Washington’da verdiği yemekte bir konuşma yaparak şunları söyledi:
“Bu yönetimde görev yaptığım sürenin tamamında Suriyeli Kürtlerle yakın çalıştık. Harika ortaklar oldular. Şimdi, masada bir koltukları olması için çalışıyoruz. Siyasi süreç… Bu konuda ilerleme kaydedilmemesinin sebebi, Suriye’deki her bir unsurun gelecekte kurulacak hükümetin parçası olma şansını elde etmesini talep etmemiz” dedi. Pompeo, böyle bir temsil sağlanmaması halinde ABD’nin Suriye’de bir barış anlaşmasını kabul etmeyeceğini vurgulayarak, “Suriyeli Kürtler de bunun tabii ki parçası olacak”
Pompeo, “Suriyeli Kürtlerin barış müzakerelerinde masaya oturmasını garanti edeceklerini” söyleyerek bu konuda yeni bir tartışma ortamına da imza atmış oldu.
Şu noktaya da dikkat:
İsrail, Ortadoğu’da sürekli olarak Kürt kartını oynuyor. Kürtler ile sıkı işbirliği içinde. Irak’ın işgalinden bu yana Kuzey Irak’ta Barzani ile kurulan köprülere yenilerini eklemeye çalışıyor.
ABD’nin siyasi hedeflerine ulaşana dek Suriye’de kalacağını da belirten Pompeodiye konuştu.
ABD Dışişleri Bakanı, ülkesinin ana siyasi hedeflerini yerine getirmeden Suriye’den çekilmeyeceğini de söyledi. Pompeo, ABD’nin Suriye’de IŞİD’i yenilgiye uğratma yönündeki amacına iki hedefin daha eklendiğini de sözlerine ekledi.
Amerika Dışişleri Bakanı’nın sözleri bu kadarla da sınırlı değil. Daha tehlikeli ve ileride daha çok sıkıntı yaratacağına inandığımız bir açıklama daha yaptı.
Pompeo aynı konuşmada İsrail’e de övgüler yağdırarak “İsrail demokratik ve müreffeh. Barış istiyor. Özgür basın için bir yuva ve büyüyen bir ekonomisi var. İlerde Ortadoğu’nun tamamının böyle olmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Konuyu özetleyelim:
Amerika, Fırat’ın doğusunda PKK ve YPG unsurlarından vazgeçmeye niyetli görünmüyor. Bunu Dışişleri Bakanı Pompeo açık açık ifade ediyor. Bu konuda da sonuç alınıncaya kadar Suriye’den ayrılmayacaklarının altını çiziyor.
Peki, Türkiye açısından durum nasıl değerlendiriliyor?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Attığımız kararlı adımlar sayesinde Cerablus’tan El Bab’a, Afrin’den Irak’ın kuzeyine, Cudi’den Gabar’a, Tendürek’e kadar çok zor coğrafyalarda, güvenlik kuvvetlerimiz terör örgütlerine kan kusturuyor. Şimdi de Münbiç’te kanallar açıyorlar. Bu ne demektir? ‘Biz mezarı hazırladık, gelin defin merasimini yapın.’ Oraya da girilecek” diyor.
Konunun giderek daha da karmaşık ve tehlikeli bir duruma doğru sürüklendiğini görmekteyiz.
Daha açık ifade ile Suriye konusu gündemdeki yerini koruyacak ve daha çok baş ağrıtacak noktalara çıkacak.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın