Uzaklardan Bir Ses – Bir militan ölüyor

Soğuk olur Ankara kışları

Bileyli bir kasatura kenarı gibi soğuk

Sivri dilli bir sevgili gibi keskin

Ama bugün inadına ılık mı ılık

Etraf desen kalabalık

Uğurlamaya gelmişler herhalde

İki de çelik bilya var üstelik

yolculayanlar arasında

Biri başıma girmiş diğeri ciğerime mi ne

Kim derdi böyle cümbür cemaat öleceğimi

Bit pazarından alma parkayı

Roosevelt’den bozma postalı

Bir de etekleri epirmiş balıkçı yaka kazağı

Almadan yanıma böyle çırılçıplak gideceğimi

 

Maltepe Camii’nden mi kaldırırlar cenazemi

Kocatepe’den mi

Cenaze namazıma duran olur mu acaba

Karşıyaka mezarlığına gömerler diyorum

İçimde bir sevinç

Ertuğrul’la yakın oluruz

            bir o bir ben ettik mi iki

İki daha lazım

sonrası dört kol pişti

Ama o daha ölmedi ki

Bak buna sevineyim mi üzüleyim mi bilemedim

 

Avare avuntusu işte

Meclis’in bahçesi desem şimdi kızılca kıyamet kopar

Mamak taraflarında bir yerlere gömerler muhtemelen

En iyisi de bu zaten

Nasılsa bulunur orada da dua eden

Hatim indirmelerine gerek yok zahmet etmesinler

Yasin okutsunlar kabulüm

Kapris yapmanın sırası değil, hiç değil

Tek dileğim var

Ulan Ankara bir militan ölüyor

     güpegündüz üstelik

Eğil önünde eğil

 

Off, başım mı uğulduyor

Uğultular mı üşüşüyor başıma

Dedim ya etraf kalabalık

Babam duruyor mesela

Önünde Kızılcahamam’lı bir kız yüzünde bolca siğil

Çekil çocuk ya da eğil

Babamın mavi gözlerini göreyim

Babamı mavi gözlerinde göreyim

O mavi bakışlarla

Oğlum n’aptın böyle dediğini göreyim

Bir şeyler söylemek istiyorum ona, sesim çıkmıyor

Söyleyeceklerimi içimden geçirsem duyar mı acaba

 

Gelsene baba

Hadi yanaş şöyle yamacıma

Bilirim sen hissedersin diyeceklerimi

Bak iki dersim kaldı geriye

bitti mi ver elini hürriyet

İşe girerim hemen

Karayolları’nda mı olur Su İşleri’nde mi bilemem

İlk maaşımla senle şöyle bir meyhaneye gideriz

Karpiç açık mıdır acaba

Olmasa ne gam, ver elini Yakamoz

İlk kadehleri garson doldurur sonrakileri ben hallederim

Bak mezelere karışmam, o senin işin

İçeriz ve dertleşiriz iki erkek başbaşa

Maaştan artarsa yarın evdekilere de bir şeyler alırız

Alırız değil mi baba

 

Kimbilir ilerde bir kadın severim

Belki otuzumda belki ellilerimde

İlk kez birini seveceğim ya

Bak bir heves tomurcuklandı içimde

Bir kelebek ilk çiçeğine kanatlanıyor yüreğimde

Meğer sevmek ne güzel bir şeymiş

İçi ışıyor insanın, kalbi kamaşıyor

Sonra evlenirim belki de

Bakarsın çocuğum bile olur

Bak seni torun sahibi de ettim ya giderayak

Ben içemiyorum,

Hadi sen benim yerime bir cıgara yak

Bu güzel haber için

Aklıma bir şey daha geldi

Dur unutmadan anlatayım onu da

Hani yaşlanmışız seninle

Ve bir akşamüstü alacakaranlığının gölgelerinde

Kavaklıdere’deki parka gideriz kol kola

Sadece ikimiz gene

Sadece iki erkek

El ayak çekilince ortalıktan etrafı son bir kolaçan edip 

Kimse olmadığına kanaat getirince

Koşar ve atlarız salıncaklara

Sallanır ve çocuk oluruz yeniden

iki dakikalığına bile olsa

Sonra olur a cesaretimizi toplarsak

Kaydıraktan da kayarız

Ne dersin baba

Yapar mıyız

 

Neyse, lafı uzatıp başını ağrıtmayayım

Vakit de gelmekte zaten

Ah baba

Hani meyhaneye gidecektik ya ilk maaşımı alınca

Hani salıncağa binecektik yaşlanınca

Olmadı baba, olmadı işte

Ne meyhaneye gidebildim ne salıncağa binebildim

şöyle seninle başbaşa

Hani bir kadın sevecektim ya

Hani otuzumda mı ellisinde mi bilemediğim

Sevemedim baba

Sevemedim

Çünkü ölüyorum

Daha yirmi yaşımda

Kerem Özakman

Danışma Kurulu üyemiz çılgın Türk, yazar Kerem Özakman uzaklardan bir ses verecek… 1956 yılının Eylül ayında yazar bir babanın (Turgut Özakman) ve tiyatro çevirmeni bir annenin (Sevim Özakman) oğlu olarak Ankara’da doğdu. Çocukluğu ve gençliği tiyatro ve edebiyat çevresinin içinde geçti. Makina Mühendisi olup İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Üretim Yönetimi Bölümü’nde yüksek lisansını yaptı. 1983 yılında özel sektörde başladığı çalışma hayatına çeşitli kuruluşlarda mühendislik ve yöneticilik yaptıktan sonra 1996 yılında kurduğu kendi şirketi ile devam etti. 21 yıldır ortağı olduğu şirkette yönetici/ortak olarak iş hayatını sürdürüyor.

Genlerinden gelen edebiyata eğilimi ile şiir yazmaya başladı. Kendisine özgü bir dil ve üslup geliştirdiğine inandıktan sonra, 2004-2009 yılları arasında yazdığı şiirlerini “Bütün Aşklardan Öte” adlı kitabında topladı. İlk kitabı ile okurdan beklediği olumlu tepkiyi alan ve yüreklenen yazar, “İş Sevdaya Gelince” isimli ikinci şiir kitabını tamamladı. Bu iki şiir kitabından sonra uzunca bir süredir yazdığı öyküleri “Bir Eylem Gecesi” adını verdiği üçüncü kitabında topladı. Bugünlerde “Bir Sevda Bekler Beni” isimli dördüncü çalışmasını tamamlamak üzere olan Kerem Özakman İstanbul’da yaşamakta olup evli ve bir kız çocuk babasıdır.

Soğuk olur Ankara kışları - sddefault

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir