Bir Ramazan Bayramı daha geldi.Bu bayram başka bir heyecan taşıyor benim için.Ülkemde bir seçim heyecanı ki yer yerinden oynuyor.Duyar gibiyim seçim konuşmalarını meydanlarda. Hele bir de bağıra çağıra konuşmayı seven bir milletiz.
Bu bayramın uğurlu gelip,ülkemde yeniden barışın,kardeşliğin,adaletin kurulacağına inanıyorum.Bir yandan ömür su gibi akıp gidiyor ve biz takılmışız günlük hayatın keşmekeşine bazı şeylerin nereye gittiğinin farkında bile değiliz.
Toplum kamplara bölünmüş.İnsanlar takım tutar gibi parti tutmuş.Doğru yanlış kimsenin umurunda değil.
Bir yanda ramazan boyu gerçekten inanarak orucunu tutup ,akşama kadar iftar hazırlığı yapıp,teravisini kılan,sahura kadar ibadet ve eğlenceyi bir arada geçiren ve dinini sadece ALLAh’ın rızasını kazanmak için yaşayan nezih bir toplum…
Bir yanda dinini sadece ramazanda hatırlayan,her yaz bikiniyle plajlarda boy gösterenlerin,birden bire kafasını gözünü bağlayıp,saçının bir telini ya da tırnağının ucunu gösterdiğinde günah sayan ama akşama kadar dedikodu peşinde koşan,kul hakkı yiyen,dini sadece örtünme sanan ve ortam öyle gerektiriyor diye veya birilerine şirin görünmek için oruç tutup, teraviye gelen bir toplum…
Bir yanda müzik dinlemeyi günah sayan ve elindeki mikrofonu bırakıp, birden dindar kesilip,kadınları görmenin dahi günah olduğunu düşünen, okumayan,ezberci ve kendisine verilenlerin doğru olduğunu sanan,katı kurallar içine sıkışıp kalmış,eğitimden uzak,sadece etrafından duyduklarıyla dinini yaşamaya çalışan bir toplum…
Bir yanda inanmayan ve yaratılanın yaratanın eseri olduğunu reddeden,ramazan kavramının ne olduğunu bile bilmeyen,sahillerde güzel bikinisiyle boy gösteren,ya da yeni teknesine eşini dostunu toplayıp gösteriş yapan bir toplum.
Bir yanda hem sosyal hayatın içinde yaşayıp,hem dini görevlerini yerine getirmeye çalışan bir toplum…
Bizler küçücük dünyamızda birbirimizi eleştirip,kendimizi bulunmaz hint kumaşı sayarken,dünya ağlıyor…Dünya kan gölü oldu…İnsanlar bir avuç toprak,bir yudum su ve bir parça maden için birbirini boğazlıyor.
Bizim en büyük hatalarımızdan birisi dinimizi bilmiyor olmamız. KUR-AN’da bütün kurallar yazıyor bir bir.
Arapça bilmiyorsanız ATATÜRK Elmalılı Hamdi’ye türkçe tercümesini yaptırdı, açın türkçesini okuyun. Okuma özürlü dostlarım benim. Eğer dinimizi esas kaynağından doğru bir şekilde öğrenirsek sahte dincilerin eline düşmeyiz,din tüccarları tarafından kullanılmayız.Biz kulaktan dolma öğrenmeye bayılıyoruz her şeyi.
Herkes başkalarının işleriyle uğraşmak yerine, kendi görevlerini doğru bir şekilde yapmayı denerse, dünyamız daha bir yaşanası olur diye düşünüyorum.
İsteyen gücünün yettiğince dini görevlerini yerine getirmeye çalışır.İstemeyen yapmaz.Hiç kimse kimseye karışamaz.
İslamiyetin ana kuralları dediğimiz 32 farz… İnancımıza göre müslümanım diyen herkes bu kuralları yerine getirmek zorundadır. Herkes inancında özgürdür, yerine getirir ya da getirmez, kimseye hesap vermek zorunda değildir. Bu ALLAH ile KUL arasındadır, kimseyi ilgilendirmez.
Bırakın isteyen istediği gibi inansın, bırakın isteyen istediği gibi giyinip kuşansın, bırakın insanlar özgürce ibadetini yapsın. Siz katı kurallara boğarak dini, insanları dinden uzaklaştırıyorsunuz, onlarda etraftaki türedi tarikatların eline düşüyor, dinimiz yozlaşıp gidiyor.
Gecen gün birisi söylüyordu; ”sen böyle namaz kılarsan namazın kabul olmaz”Benim görüşüme göre bu cümleyi kuran insan allaha şirk koşmuş olur.Namazının kabul olup olmayacağına karar veren tek merci ALLAH’tır.
Belki sen namaz kılarken kimi nasıl dolandıracağını düşünüyorsun da o adam safiyane bir şekilde tamamen yaradana yönelmiş içten kılıyor namazını.Ya da belki sadece dua ediyor… Kimse bilemez.
Ben masumum diyemeyiz hiçbirimiz.Bu hepimizin ayıbı,hepimizin dünyaya ve insanlığa boynunun borcu.
Kadınlarımız -kızlarımız-çocuklarımız tecavüze uğruyor,otubüslerde genç kızlarımız taciz ediliyor,gençlerimiz ölüyor,durup dururken bir gece yatağından kaldırılıp insanlarımız tutuklanıyor,bir sabah işine gittiğinde insanlar ne olduğunu anlamadan işlerinden atıldığını öğreniyor…
Dünya kırmızıya boyandı.Adalet sadece yönetimdeki partinin insanlarına işlediğinden,insanlar yollara dökülüp adalet arayışına çıktı.
Ramazan bitti.Şeker Bayram,Ramazan boyu gerçekten inanarak ve ibadetlerini yerine getirerek kutlamayı hakettikleri bir bayram.
Çok güzel bir dinimiz var.Gerçekten araştırıp öğrenirseniz,insanın mutluluğu için olan bir hak dini olduğunu görürsünüz.
Ama yok ben sağdan soldan duyup,gazeteden,televizyondan dinleyip öğreniyorum dersen,işte dünya bugünkü haline gelir.
İnsanlar rant kavgasıyla doğayı da katleder,birbirini de….
Ben değil dinimiz emrediyor:
Toplumu kamplara bölüp birbirimizi eleştirmek yerine,iyisiyle kötüsüyle birbirimizi sevelim ,sayalım.
Dinimizin kuralları içinde zekat diye bir madde vardır.Aslında o insan olarak vicdanen uygulamamız gereken bir maddedir.Zenginin malının kırkta birini yoksullara dağıtmasıdır zekat.
Zengin bir parça fakire versin,fakir hazır lokma beklemesin rızkı için gayret etsin.
Herkes mezarına ayrı girecek ve biz insanları inançlarına göre yargılama hakkına sahip değiliz.Bu hak sadece yaratanın.Bırakalım yaratanla yaratılanı başbaşa.
Biz burada sadece yaratılanı yaratan için sevip,dostluğu,güler yüzü ve sevgiyi paylaşalım.
Yarın arife,öbür gün bayram,Huzur Evlerini,Çocuk Esirgeme Kurumlarını,akraba,eş-dost,komşu,kimsesi olmayan insanları ziyaret edin ve onlara yalnız olmadıklarını ve sevildiklerini hissettirin,unutmayın bir gün siz de aynı durumda olacaksınız…
Bu bayramdan karlı çıkacağımızı sanıyorum.Ülkeme yeniden insanca yaşam,hakça düzen,adalet geri gelecektir umudu taşıyorum.
Sanki 20 gün sonra başka bir bayram kutlayacağız beklentisiyle;
Nice kavgasiz gürültüsüz,sağlıklı,mutlu,adaletin herkese eşit işlediği,ağız tadında ramazanlara…
Şeker Bayramınız şeker tadında kutlu olsun…
Bir yanıt yazın