Yeni bir dönem başlıyor.
Halk, “YETER”, sizin iktidarınızdan da suratınızdan da saçma sapan konuşmalarınızdan da icraatlarınızdan da “SIKILDIK” artık diyor…
Halk, AKP’ye “TAMAM… Çekil, git” artık, diyor.
Türkiye yokluktan, yoksulluktan, baskıdan, işsizlikten usandı.
Yalandan – dolandan, boş laflardan, kurusıkıdan, tecavüzlerden usandı.
Atatürk ilkelerinin, Cumhuriyetin, bayrağın, milliyetçiliğin ayaklar altına alınmasından bıktı.
Millet İcraat istiyor. “Aynası iştir kişinin, lafa bakılmaz, gevezeliği bırak” diyor…
Tarımı bitirdin, fabrikaları, ormanları, dereleri sattın. Halkı işsizliğe, açlığa, çaresizliğe mahkûm ettin.
TV ekranlarına çıkıp, Maliye bakanının, Tarım Bakanının durmadan özeleştiri yapmasından, halkla alay eder gibi, otuz iki dişini gösterip, gülücükler saçarak, tarımın ve hayvancılığın, ekonominin kötüye gittiğini, bittiğini anlatmasından Türkiye bıktı, usandı artık…
TÜRKİYE, ÇÖZÜM İSTİYOR… ÜRETİM İSTİYOR… ÜRÜN İSTİYOR…
Türkiye hak – hukuk, adalet, eşitlik, demokrasi istiyor…
Millet, sesini yükseltmeye, hesap sormaya başladı bile. Farkında mısınız?
Bu hesap sorma, 24 Haziranda noktalanacak elbette.
Peki, ne zaman başladı bu hak arama, direniş, hesap sorma işi?
7 Haziran 2015 seçimlerinde.
AKP yüzde 40,9, CHP 25,0, MHP 16,3, HDP 13,1, saadet 2,1 oy almıştı. Türkiye istese bu seçimlerden sonra AKP’Yİ sırtından atabilirdi. Ama MHP her zaman olduğu gibi yine engel çıkarıp, bu çözüme yanaşmadı. İktidardan yana bir tavır takındı…
Daha sonra yapılan 16 Nisan 2017 referandum seçimlerinde AKP yine yenilmişti. “Evet” oyları yüzde 51,4, “hayır” oyları 48,6’ydı. Arada sadece 2,8 puan bir fark vardı.
Üstelik tüm büyük şehirlerden “HAYIR” oyları çıkmıştı. “Hayır” öndeydi.
16 Nisan 2017’de referandumda oy kullanma işlemi sona erdikten sonra, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) bir açıklama yaptı ve seçim kurulunun mührünü taşımayan oy pusulası ve zarflarla, verilen oyların da sayılacağını duyurdu.
Bu karar, AKP’nin kurtuluşuydu ama yine de partililer ve Genel Başkan sonuçtan memnun değildi.
Recep Tayyip Erdoğan, toplumdan gelen sert eleştiriler, karşı çıkmalar ve oy kaybı karşısında
Partiyi ve Partilileri “Metal Yorgunluğu” ile suçlamıştı.
Sonra da 16 yıldır hiç ağzına almadığı, iktidarı terk etme, bırakma anlamına gelen konuşmalar yapmaya başladı. Milletimiz bize “Tamam derse, kenara çekiliriz” dedi.
Bu konuşmadan sonra sosyal medyada “TAMAM” sözcüğünü içeren tam 3 milyon küsur mesaj, ileti paylaşıldı. Bu bir rekordu.
Şunu söylemek istiyorum:
AKP’nin artık bittiğini, sona erdiğini, gideceğini ve bugünkü Türkiye ortamına, anketlere göre iktidarı kaybedeceğini biz biliyoruz.
Ama biz şunu da biliyoruz, 16 seneden beri saltanat süren, servetine servet katan ve toplumu siyasal İslam düzenine sokmak için her türlü mücadeleyi veren bu çevreler, saltanatı ve devleti kolay kolay bırakmayacaklardır.
Çünkü iktidardan düşmenin sonucunda yargı önüne çıkma, hesap verme ve tüm siyasal İslamcı düzenin yitirilmesi, Atatürkçü, laik Cumhuriyetin yeniden kurulması da olabilir…
Yaşadıkları rüya, hayal âlemini terk etmemek için ellerinden gelen çabayı göstereceklerdir. Çünkü onların hayranlık duyduğu Osmanlı geleneğinde de bu vardır: Sultanlar tahtlarını korumak için oğullarını, kardeşlerini, amcalarını, babalarını öldürdüler. Onlar seçimi, seçilmeyi, demokrasiyi bilmezlerdi.
Bu nedenle, birçok ayak oyunlarına, hile – hurdaya, algı oyunlarına gideceklerdir. Topluma yalanı gerçekmiş gibi yutturmaya çalışacaklar, partiler ve parti liderleri hakkında yalan, yanlış tanıklar, belgeler ortaya sürecekler, iftiralar atacaklardır…
En önemli sahtekârlıkları ve icraatları ise sandıklarda yapacaklardır. Bunu önlemek için partiler, parti liderleri çok etkili ve engelleyici çareler düşünmelidirler. Vatansever parti üyeleri saat 6’da sandık başında olmalıdırlar. Hiçbir hileye hurdaya izin vermemelidirler. Akşam ayrılırken de sonuçlar ıslak imzalarla kayıt altına alınmalıdır. Bu işlemlerden sonra oy hırsızlığı yapsınlar da görelim…
Hele hele iktidarın algı operasyonlarına, “BU İKTİDAR SANDIKTA YENİLMEZ” palavrasına inanıp, oy vermeye gitmeyenleri şiddetle uyarıyoruz: SAKIN BÖYLE BİR YANLIŞLIĞA DÜŞMEYİN…
Şunu halkımız çok iyi bilmelidir: Şartlar Türk milletinden yanadır. Hiçbir dönemde bu kadar elverişli fırsatlar yakalamamıştık. Bunu iyi değerlendirmeliyiz.
Şartlar, ittifaklar Cumhur ittifakının aklının köşesinden geçemeyecek bir biçimde gelişti. Bunun böyle olacağını bilselerdi, baskın seçimin yanından bile geçmezlerdi. Ama olan oldu. Artık geriye dönüş yok.
Artık “AHDİM OLSUN Kİ…” diye yapılan yeminler, verilen sözler geçerli değildir. 16 yıl içinde yapılmayanların bundan sonra yapılacağına kimseyi inandıramazlar.
Yazıyı bitirirken bir iki sözümüz de TV sahiplerine var: Gelin iktidara bu kadar emir kulluğu yapmayın. Kul – köle olmayın. Hep varsılların, güçlülerin yanını tutmayın; biraz da yoksulların haklarını savunun.
Ne demiş atalarımız? “Keser döner, sap döner, gün gelir hesap döner.”
Bir gün bakarsınız, elinizde ne servetiniz kalır, ne mevkiiniz… Perişan olursunuz…
Bir yanıt yazın